Grip ve Üst Solunum Yolu Enfeksiyonlarında Risk Grupları ve Korunma Yöntemleri: Bilimsel Değerlendirme
Grip ve ÜSYE risk grupları, korunma yöntemleri ve bilimsel değerlendirme: en güncel bilgilerle etkili önleyici stratejiler.
Mevsim geçişleriyle birlikte artış gösteren influenza, yani grip, yalnızca basit bir solunum yolu hastalığı değildir. Özellikle risk altındaki çocuklar, yaşlılar ve kronik hastalıkları olan bireyler için ciddi tehdit oluşturabilir. Uzmanlar, riskli gruplarda gripten korunmanın önemini vurgularken, hastalığın zararlı dolaylı etkilerine dikkat çekiyorlar.
Üst solunum yolu enfeksiyonları ile grip arasındaki farkları ve korunma yöntemlerini değerlendiren Prof. Dr. Selim Badur, gripin bazı hastalarda kalp krizi veya inme riskini artırabileceğini belirtiyor. Ayrıca küresel ısınmanın grip aktivitesini etkilediğini ve bu nedenle aşı takviminin önem kazandığını ifade ediyor. Grip sezonunun kasım sonu itibarıyla başladığını ve mayıs sonuna dek devam ettiğini hatırlatan uzmanlar, aşıyı kasım ayından itibaren yaptırmanın yararlı olduğunu vurguluyorlar.
- Belirtiler: Ani ateş, aşırı halsizlik, öksürük, boğaz ağrısı, baş ağrısı, burun akıntısı ve kas-eklem ağrıları gripin klasik bulguları arasındadır; bazı durumlarda ağır gruplarda farklı klinik seyre yol açabilir.
- Riskli gruplar: DSÖ ve Türkiye Sağlık Bakanlığı’nın belirlediği riskli gruplar arasında 65 yaş üstü, 6 ay-18 yaş arası uzun süreli ilaç kullananlar, kronik hastalıklar taşıyanlar, sağlık çalışanları, gebeler ve bağışıklığı baskılanmış kişiler bulunmaktadır. Bu grupların aşılanması öncelikli olarak önerilir ve bazı durumlarda ücretsiz olarak sunulmaktadır.
- Korunma önlemleri: Aşı, maske kullanımı, iyi havalandırma ve el hijyeni gibi temel önlemler gripten korunmada etkilidir. Özellikle kalabalık ortamlarda bulunmaktan kaçınmak ve hastalık belirtileri olan kişileri izole etmek de önemli adımlardır.
El hijyeninin gripten korunmada kritik rollü olduğuna değinen Badur, el teması yoluyla virüsün yayılmasının önüne geçmenin en etkili yolunun sık sık elleri yıkamak veya antiseptik kullanmak olduğunu belirtiyor. Maskenin doğru şekilde takılması ve ağız ile burunu tamamen kapatması gerekir; özellikle hasta kişiler maske takmalı ve temasları sınırlamalıdır.
Girişim olarak aşılamanın önemi tekrar edilirken, grip aşısının her yıl yenilendiğini ve tek doz olarak uygulanmasının yeterli olduğu belirtiliyor. Çocuklar için farklı bir uygulama protokolü gerekebilecek olsa da, genel olarak yetişkinler için yıllık aşı gerekliliği vurgulanıyor. Mevsimsel grip salgınıyla mücadelede, risk gruplarındaki kişilerin aşılanması en kritik adımdır ve sağlık çalışanları ile yakın temaslılar için öncelik taşır.
Grip aşısı, ülkenin iklim dinamikleri nedeniyle ekim-kasım döneminde yapılması gerektiğini ifade eden uzmanlar, mevsimsel virüs çeşitliliğinin her yıl değişebildiğini hatırlatarak aşı bileşenlerinin güncellendiğini belirtiyorlar. Sezon içinde grip olanların da aşı olabileceği belirtiliyor; bu sayede gelecek mevsimde de korunma sağlanabilir.
Son olarak, kişisel ve toplumsal korunma yöntemlerinin bir araya getirilmesi gerektiğine vurgu yapılıyor: aşı, maske, havalandırma ve hasta kişilerle temasın sınırlandırılması. Özellikle gebeler, ileri yaş vatandaşları ve kronik hastalıkları bulunanlar için bu stratejiler daha da hayati önem taşımaktadır.