Günde 7 Bin Adım: Beyin Sağlığını ve Hastalık Risklerini Azaltan Yeni Bilimsel Bulgular
Günde 7 bin adım atmanın beyin sağlığını koruma ve hastalık risklerini azaltmadaki yeni bilimsel bulguları hakkında detaylar. Sağlıklı yaşam için önemli ipuçları.
Günlük Adım Sayısı ve Beyin Gücü Üzerine Yeni Araştırma
Son dönemde yapılan geniş çaplı araştırmalar, yetişkinlerin sağlık durumu ve hareket alışkanlıkları hakkında önemli ipuçları sunuyor. Bu araştırmaya göre, günde yaklaşık 7 bin adım atmak, beyin sağlığını güçlendirmek ve çeşitli ciddi hastalıklara karşı koruma sağlamak adına yeterli seviyeye ulaşmış durumda. Bu adım sayısı, uzun süredir yaygın olarak kabul edilen ve 10 bin adım hedefine kıyasla daha ulaşılabilir ve gerçekçi bir hedef olarak öne çıkıyor.
Çalışmanın yayımlandığı The Lancet Public Health dergisi, günlük adım sayısının, kanser, bunama ve kalp hastalıkları gibi önemli sağlık sorunlarına karşı koruma sağladığını ortaya koyuyor. Araştırmacılar, bu bulguların daha fazla insana günlük hareket hedefi koyma konusunda cesaret vereceğine inanıyorlar. Dr. Melody Ding, yaptığı açıklamada, “Günde 10 bin adım atmamız gerektiği inancı yaygın olsa da, bu durumun bilimsel bir dayanağı olmadığını gösteriyoruz” diyerek, yeni verilerin bu algıyı değiştirmesi gerektiğine vurgu yapıyor.
İlginç bir şekilde, 1960’larda Japonya’da pazarlama amaçlı olarak ortaya atılan 10 bin adım hedefi, o dönemlerde popüler olmuş ve günümüzde de pek çok uygulama ve cihazda referans alınmaya devam ediyor. Bu sayının ortaya çıkışına, Tokyo Olimpiyatları öncesinde piyasaya sürülen ve manpo-kei adı verilen cihazlar zemin hazırlamıştı. Bu cihazların ismi, Japonca’da ‘10.000 adım sayacı’ anlamına geliyor ve o zamanlardan günümüze kadar ulaşmıştır.
Ancak Dr. Ding, bu sayının bağlamından çıkarıldığını ve aslında günümüzde adım sayar ve mobil uygulamalar tarafından önerilen gayri resmi bir rehber haline geldiğini belirtiyor. Yeni araştırmalar, yaklaşık 7 bin adım atmanın, kalp damar hastalıkları riskini %25, kanser riskini %6, bunama riskini %38 ve depresyon riskini %22 oranında azalttığını gösteriyor. Ancak, bu bulguların, bazı çalışmaların sınırlı katılımcı sayısına dayandığını ve sonuçların kesinliği konusunda dikkatli olunması gerektiğini vurguluyor.
Bu çalışmalar, günde yaklaşık 4 bin adım gibi daha düşük hareket seviyelerinin bile, neredeyse hareketsiz kalanlar ile karşılaştırıldığında, sağlık açısından belirgin faydalar sağladığını ortaya koyuyor. Ayrıca, çoğu sağlık sorununda, yürüyüş süresini uzatmanın kalp sağlığı üzerinde ek avantajlar sağladığı bilinse de, 7 bin adım sonrası faydalarda belirgin bir artış gözlemlenmiyor.
Günümüzde, birçok resmi sağlık ve egzersiz yönergesi, adım sayısından ziyade aktivitelerin sürelerine odaklanıyor. Örneğin, Dünya Sağlık Örgütü, yetişkinlerin haftada en az 150 dakika orta yoğunlukta aerobik faaliyet veya 75 dakika yüksek yoğunlukta egzersiz yapmasını öneriyor. Dr. Ding, insanların bu hedefleri gerçekleştirmede zorlanabileceğini belirterek, “Fiziksel aktivitenin ölçülmesi zor olabiliyor; özellikle yüzen, bisiklete binen veya engeli olan kişiler için” diyor.
Ancak, Dr. Ding, adım sayısı önerisinin, insanları fiziksel aktiviteyi gün boyunca yaymaya teşvik edecek bir ek olarak görülebileceğine inanıyor. Londra Brunel Üniversitesi’nden Dr. Daniel Bailey ise, araştırmanın 10 bin adım hedefine ilişkin miti çürüttüğünü ifade ediyor. Bailey, daha aktif olanlar için uygun bir hedef olsa da, günlük 5 ila 7 bin adımın, diğerleri için daha gerçekçi ve ulaşılabilir olduğunu söylüyor. Portsmouth Üniversitesi’nde klinik egzersiz fizyolojisi alanında kıdemli öğretim görevlisi olan Dr. Andrew Scott ise, sayının önemi konusunda hemfikir. Dr. Scott, “Daha fazlası her zaman daha iyi olsa da, insanların aktiflik düzeyleri ve günlük adım hedefleri konusunda fazla takıntıya kapılmamaları gerekir” diyerek, herkesin kendi durumuna uygun hareket etmesi gerektiğine dikkat çekiyor.