DOLAR 32,5542
EURO 34,8270
ALTIN 2.430,56
BIST 9.722,09
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 22°C
Az Bulutlu
İstanbul
22°C
Az Bulutlu
Per 20°C
Cum 20°C
Cts 18°C
Paz 19°C

Yeni Doğan Kordonu Kovid-19 Hastalarına Şifa Olabilir

12.10.2020
A+
A-

Mayıs ayında başlayan ve geçtiğimiz ay sonuçlanan araştırma doğrultusunda, yeni tip koronavirüse yakalanan kişinin bağışıklık sisteminin aşırı tepkisi ile meydana gelen, akciğerde büyük hasar oluşturarak ölüme neden olan sitokin fırtınasını bastırmak ve hastada oluşan hasarı onarmak için yeni doğan bebek kordonunun ölüm oranlarını düşürdüğü saptandı.

Organ nakilleri yapılırken vücudun yeni organı reddetmesinin engellenmesi için kullanılan  ‘mezenkimal kök hücreler’ göbek kordonu dokusundan alınmaktadır. Bu yöntem şimdi de Kovid-19  hastası olan ve yoğun bakımda tedavi olan kişilerin ölüm oranlarını azaltmayı vaat ediyor. 

Salgının dünyadan tespit edildiği Aralık ayının ardından ilk olarak Çin’in bu konuyla ilgili araştırmalara başladığını aktaran Genkord Biyoteknoloji Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Gürsel Turgut, dünya genelinde bu konuyla ilgili 90 civarı klinik araştırma olduğunu söyleyerek, ‘Bu hastalığın hem seyri çok belirsiz, hem de henüz elimizde kesin bir tedavisi yok. Ortalama yüzde 2,5 oranında ölümle seyreden bir viral enfeksiyon. Ölüme yol açmasının en önemli nedeni de sitokin fırtınası dediğimiz tablo. Bağışıklık sistemi hastalıkla savaşırken aşırı yanıt verdiğinde akciğerler savaş alanına dönüyor ve hasta akciğer yetmezliğinden kaybediliyor. İkinci durumda da damar içi endotel hasarı nedeniyle kan akışının düzgün bir şekilde olması engelleniyor, bu da pıhtıya bağlı organ hasarı ya da ölümlere yol açıyor. Dolayısıyla bu sitokin fırtınasının önüne geçebilmeniz gerekiyor’ ifadelerini kullandı.

Mayıs ayının ilk haftasında başvuru yaptıklarını ve Sağlık Bakanlığından hızlıca onay alarak, Sağlık Bakanlığına bağlı bir eğitim ve araştırma hastanesinin yoğun bakım ünitesi ile beraber bir çalışma yürüttüklerini aktaran Prof. Dr. Turgut, ‘Bu çalışmaya sadece yoğun bakım aşamasına gelmiş Kovid-19 hastalarını dahil ettik’ açıklamasını yaptı.

TEDAVİ DOĞRULTUSUNDA ÖLÜM ORANI DÜŞTÜ

Toplam 42 yoğun bakım Kovid hastasının yarısına ortalama olarak üç sefer kordon kaynaklı mezenkimal kök hücre verdiklerini ve kalanlara ise bakanlığın uyguladığı tedaviyi uyguladıklarını söyleyen Prof. Dr. Turgut, ‘Çalışmaya dahil edilen tüm hastaları, klinik durumuna göre 7’şer kişilik üç gruba ayırdık. Bir grupta yoğun bakım aşamasına gelmiş ama entübe olmadan takip edilen hastalar, ikinci grupta yoğun bakımda ama entübe takip edilen hastalar, üçüncü grupta ise hem yoğun bakımda hem entübe, hem de altta yatan ek hastalığı bulunan hastalar (diyabet, kalp gibi) yer aldı. Hastaların yarısına mezenkimal kök hücre tedavisi verilirken kalan 21 kişilik diğer yarısı, Sağlık Bakanlığının standart olarak uyguladığı tedavi protokolü ile takip edilen kontrol grubumuz oldu. Dolayısıyla her iki grubu karşılaştırmalı olarak değerlendirebileceğimiz bir çalışma oluşturduk. Çalışma sonunda şunu gördük: Birincisi, yoğun bakıma giren hastaların tamamında sitokin fırtınası meydana geliyor hemen hemen bütün hastalarda akciğer hasarı da oluşuyor. Dünya verilerine baktığımızda, yoğun bakıma Kovid-19’a bağlı ölümler yüzde 48 civarında. Ancak bizim mezenkimal kök hücre tedavisi uyguladığımız hastalarda bu oranın yüzde 24’lere kadar düştüğünü gözlemledik. Çin ve İtalya’daki yayınlarda bu oranın yüzde 5’lere düştüğü kaydedildi.’ açıklamasını yaptı.

Prof. Dr. Turgut iyi bir bakım sağlansa da hastanın ek enfeksiyonlar kaparak sepsisten kaybedilme riski olduğunu dile getirerek, ‘Onun için hastaların yoğun bakımda kalış ve entübe olma sürelerini kısaltmanız da gerekiyor. Böylece sepsise bağlı ölümlerin de önüne geçebiliyorsunuz. Bizim bu tedaviyi uyguladığımız hastaların hemen hemen hepsinde akciğerdeki hasarın onarıldığını, azaldığını ve solunumlarının düzeldiğini gördük. Hiçbir hastamızı akciğer hasarına bağlı kaybetmedik. Ölüm oranını sıfırlayamamamızın nedeni ise özellikle emboli dediğimiz damar içi hasara bağlı gelişen pıhtı atması ya da çoklu organ yetmezlikleri ve sepsis oldu’ bilgilerine yer verdi.

HÜCRELER KENDİ HÜCRELERİNİZ GİBİ OLUR

Ayrıca yeni doğmuş bebeğin kordonunun kesilip tıbbi atık olarak çöpe atıldığından bahseden Prof. Dr. Turgut, ‘Biz bu çöp olarak ayrılan kordonları bağış olarak steril bir şekilde alıyoruz ve laboratuvarımıza transfer ediyoruz. Bunun içerisinden ayrıştırdığımız kök hücreleri bankamızda saklayarak gerektiğinde bazı tedavilerde kullanılmak üzere tutuyoruz. Mezenkimal kök hücrenin özelliği şu; organ nakillerinde öncelikli olarak doku uyumu aranır. Bunun nedeni, o dokulardan antijen salgılanmasıdır. Antijen, sizin aslında kimlik bilginizdir. O kimlik bilginiz organ yoluyla başka bir insana nakledildiğinde yabancı olarak algılandığı için, organ reddi meydana gelebilir. Mezenkimal kök hücrelerin özelliği, böyle antijenler salgılamamasıdır. Yani bunlar kimliksiz hücrelerdir. Dolayısıyla verdiğiniz hastada bir reaksiyon oluşmaz. Tam tersine bu hücreler kendi hücreleriniz gibi vücudunuzda yaşar. Bu kök hücrelerin diğer özelliği de vücutta hasar neredeyse oraya gidip o dokuya dönüşme eğilimindedirler. Damardan mezenkimal kök hücre verdiğimiz anda, doğrudan vücutta hasar neredeyse oraya yönelir ve oradaki ihtiyaç hangi hücre ise ona dönüşür. Dolayısıyla organ hasarını tamir edici özelliği de vardır.’ cümleleriyle konuyu açıkladı. 

Prof. Dr. Gürsel Turrgut aynı zamanda bir kordon dokusundan 200 hasta için hücre elde edilebileceğinden bahsederek, yapılan bu sınırlı çalışmadan ümit verici sonuç alındığını dile getirdi. Turgut, ‘Örneğin 32 haftalık hamile olan Suriye kökenli bir hastaya, bebeği sezeryanle alındıktan sonra yoğun bakımda izlenirken mezenkimal kök hücre tedavisi uygulandı. Bugün hem anne, hem bebek sağlıklı bir şekilde yaşamını sürdürüyor.’ örneğini de paylaştı.

İLİşKİLİ HABERLER Türkiye'de Koronavirüs Son Durum

Türkiye’de Koronavirüs Son Durum

Kovid-19 İnsan Derisinde 9 Saat Barınabilir

Kovid-19 İnsan Derisinde 9 Saat Barınabilir

Kovid-19 Aşısında Son Aşama

Kovid-19 Aşısında Son Aşama

Kovid-19 Salgınında Ağız Sağlığına Dikkat Edilmeli

Kovid-19 Salgınında Ağız Sağlığına Dikkat Edilmeli

İLİşKİLİ GALERİLER Evde Çamaşır Kurutmak Akciğerleri...

Evde Çamaşır Kurutmak Akciğerleri…

Coronavirüs İnsan Hücrelerine Ne Yapıyor?

Coronavirüs İnsan Hücrelerine Ne Yapıyor?

Bu Besinler Akciğerleri Tertemiz Yapıyor!

Bu Besinler Akciğerleri Tertemiz Yapıyor!

Türkiye'de Koronavirüs Son Durum

Türkiye’de Koronavirüs Son Durum

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.