DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C
İstanbul
°C
°C
°C
°C
°C

Vefa ve Ahde Bağlılık: Ahlaki Değerler Üzerine bir Ağırlık

Vefa ve ahde bağlılık üzerine derinlemesine bir bakış: ahlaki değerlerin gücü, güvenin temeli ve insan ilişkilerindeki evrensel sorumluluk.

07.11.2025
A+
A-

Vefa, insanı Allah’ın rızasına götüren ve dünyada mutluluğa ulaştıran temel erdemlerden biridir. Sevginin, saygının ve fedakarlığın göstergesi olan vefa, sözümüzü tutmamız, iyiliğe iyilikle karşılık vermemiz ve zorluklar karşısında birbirimizin yanında olmamızdır. Zorda tutulan el, düşende güven veren bir destek olarak hatırda kalır; sevince ortak olan bir tebessüm ve üzgün anlarda akan gözyaşını hafife almamaktır.

Değerli müminler, vefanın en yücesi, Yüce Rab’imize karşı verdiğimiz sözlere sadık kalmaktır ve bu bağlılıkla O’na kul olmakla ölçülür. {Uyarı: Ayet ve hadis bağlamında vefanın önemi vurgulanır.} “Allah ile olan ahde vefa gösterenlere O, büyük bir mükâfat vaadinde bulunur” mealindeki söz, Cenab-ı Hakk’ın emirlerine itaat etmek ve nimetlere teşekkürle karşılık vermek gerektiğini hatırlatır. Böyle bir tutum, imanımızı güçlendirir, ilimle aklımızı, zikirle kalbimizi ve tövbe ile ruhumuzu huzura kavuşturur.

İbadetin ve ahlaki sorumlulukların merkezinde, Fahr-i Kâinat Efendimiz’e olan bağlılık yatar. Onun sünnetine uymak, hak ve hakikatin mücadelesini sahiplenmek ve ismi anıldığında salavatlarla anmak, vefa yükümlülüğümüzün ifadesidir. Aileye karşı sadakat, büyüklere saygı ve çocuklara şefkat de vefanın sosyal boyutlarını oluşturur; gerektiğinde kan vererek veya organ bağışıyla bir kardeşimizin derdine merhem olmak da bu yükümlülüğün pratik örneklerindendir.

Toplumsal ve kültürel değerlerimizi korumak, milletimizin manevi mirasına sahip çıkmak da bir vefa göstergesidir. Şehitlerimizin hatırasını yâd etmek, gazilerimizi anmak ve geçmişimizi onurlandırmak bu bağın parçasıdır. Özellikle günümüzde, vefa duygusunun zayıfladığı bir dönemde, “Ahde güzel şekilde vefa göstermek imandandır” düsturunu hatırda tutmak, imanımızın bir gereğidir.

Kendimize şu soruları yöneltelim: Rabbimizin lütfettiği sayısız nimete karşı vefa borcumuzu eda edebildik mi? Aile fertlerinin gönlünü kazanacak ya da komşu ve topluma faydalı olacak davranışlar sergiledik mi? Yetimler, öksüzler ve zor durumda olanlara karşı merhametli çözümler üretebildik mi? Engelli kardeşlerimizin hayatını kolaylaştırmak için çaba gösterdik mi?

Saygı ve sorumluluk bilinciyle, yaşadığımız yeryüzünde adaleti, merhameti ve kardeşliği pekiştirmek için çalışmak, vefanın somut bir ifadesidir. Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün ifadesiyle, “emanete riayet edenin imanı olgunlaşır, ahde vefa gösterenin ise dini kemale erer.” Bu söz, bugün de hatırlanması gereken bir yön göstericisidir.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.