Vecihi Hürkuş’un Uçağının Replikasıyla Gerçek Test Uçuşları Başarıyla Tamamlandı
Vecihi Hürkuş’un uçağının replikasıyla gerçekleştirilen gerçek test uçuşları başarıyla tamamlandı. Havacılık tutkunlarına özel önemli bir adım.
Türk Havacılığına İlham Veren Çalışma: Vecihi XIV Replikası Test Uçuşları
Türk havacılık tarihinin en önemli figürlerinden Vecihi Hürkuş’un tasarımını ve ruhunu yaşatmak amacıyla gerçekleştirilen önemli bir proje sonuç verdi. Yaklaşık 5 yıl önce başlayan ve çeşitli zorluklar nedeniyle ara verilen çalışmalar, Sivrihisar Havacılık Kulübü Derneği ile M.S.Ö. Hava ve Uzay Müzesi işbirliğiyle Mach Teknik tarafından yeniden üretildi. Bu kapsamda, efsanevi Vecihi XIV’in replikası, akrobasi pilotu Ali İsmet Öztürk liderliğinde, büyük bir özveri ve dikkatle tamamlandı.
Son 6 ay içinde yoğun çalışmalar neticesinde, yaklaşık yüzde 75 oranında orijinal uçağa benzeyen bu replika ortaya çıkarıldı. Test uçuşları başarıyla tamamlanmış olup, yarın düzenlenecek resmi lansmanın ardından, M.S.Ö. Hava ve Uzay Müzesi envanterine katılacak.
İlk Uçuş ve Planlar
Vecihi XIV replikası, Eylül ayı içerisinde Eskişehir’deki Sivrihisar Hava Gösterileri’nde halka açık olarak ilk uçuşunu gerçekleştirecek. Bu anlamlı proje, Türk havacılık tarihine yeni bir sayfa eklerken, aynı zamanda genç nesillere Vecihi Hürkuş’un mirasını aktarmayı amaçlıyor.
Projenin Arkasındaki Hikaye ve Detaylar
Ali İsmet Öztürk, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bu çalışmanın Vecihi Hürkuş’un havacılık aşkını ve vizyonunu yaşatmak amacıyla ortaya çıktığını belirtti. Ayrıca, sertifikası alınmış ilk Türk tayyaresinin hiçbir replikasının bulunmadığını ve bu nedenle özgün tasarımın büyük önem taşıdığını vurguladı.
Öztürk, “Biz uçar vaziyette bir replika yapmak istiyorduk. Her şey zamanında ve uygun koşullarda gerçekleşti. Geçen yılbaşında başladığımız bu projede, yaklaşık 6 aylık yoğun çalışma sürecinin sonunda tamamladık. Bu bizim için büyük bir gurur kaynağıdır.” diyerek projeye olan tutkularını dile getirdi.
Teknik ve Tasarım Süreci
Proje ekibi, Vecihi XIV’ün orijinal teknik çizimlerinin bulunmaması nedeniyle, fotoğraf ve görsel materyallerden yola çıkarak hareket etti. Gövde tasarımında ise E-75 modeli temel alınarak, orijinal görünümüne mümkün olduğunca yakın bir model ortaya koyuldu. Motor seçiminde ise, 1930’ların değil, 1940’ların en popüler motoru olan Continental R670 tercih edildi. Bu motor, hem emniyetli hem de performans açısından uygun bulundu.
Gelişim ve Güvenlik
Öztürk, “Vecihi Bey’in yaptığı uçağın planlarını herhangi bir yerde bulamadık. Eğer mevcut olsaydı, belki yüzde 80-85 oranında benzerlik sağlayabilirdik. Ancak planlar erişilebilir olmadığından, günümüz koşullarıyla ve güvenlik esaslarıyla hareket ettik.” diyerek, sürecin zorluklarına değindi.
Uçağın emniyetli kalkış ve iniş için tasarlandığını ve iç ekipmanların minimal düzeyde olduğunu belirten Öztürk, güvenli uçuş ve tekrar emniyetli iniş emniyetini ön planda tuttu. Ayrıca, uçağın müze envanterine girdikten sonra, özel günlerde tekrar uçuşlar yapmayı planladıklarını söyledi.
Projenin Manevi Boyutu ve Gelecek Vizyonu
Ali İsmet Öztürk ve ekibi için bu proje, sadece teknik bir çalışma değil, aynı zamanda büyük bir manevi gurur ve mutluluk kaynağı. “Bizden sonraki nesillerin de Vecihi Hürkuş’u ve onun eserlerini hatırlayarak uçurmasını diliyoruz” diyen Öztürk, 5-6 arkadaşın özverili çalışmasıyla ortaya çıkan bu ürünün, Türk havacılık tarihine önemli bir katkı olduğunu belirtti.
Son olarak, şu ana kadar 10 sorti gerçekleştiren ve herhangi bir sorun yaşamayan uçak, bu testlerle birlikte güvenlik ve performans açısından kendini ispatladı. Bu başarı, projenin ne denli özenle ve titizlikle hazırlandığının göstergesidir.
Türk havacılık tarihinin en değerli isimlerinden Vecihi Hürkuş’un mirasını yaşatan bu projeye, katkı sağlayan tüm ekibi kutluyoruz.