Türkiye’de Sarı Nokta Hastalığında Yapay Zeka Destekli Tanı ve Tedavi İmkanları
Türkiye’de Sarı Nokta hastalığında yapay zeka destekli tanı ve tedavi imkanlarıyla daha hızlı ve etkili sağlık çözümleri sunuluyor.
Türkiye’de Yaşa Bağlı Makula Dejenerasyonu ve Güncel Yaklaşımlar
Türkiye’de 70 yaş üzerindekilerin yaklaşık yarısında görülebilen ve görme kaybına yol açabilen sarı nokta hastalığında, geleneksel teşhis yöntemlerinin yanı sıra yapay zekanın kullanımıyla tanı ve tedavi süreçleri önemli ölçüde gelişmiş durumda. Bezmialem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Özdemir, bu hastalığın ilerleyici doğası ve yaşla ilişkisini detaylandırırken, teknolojik yeniliklerin hastalık yönetiminde sağladığı avantajlara da vurgu yaptı.
Hastalığın Belirtileri ve Erken Tanının Önemi
Makula dejenerasyonu, genellikle 60 ile 70’li yaşlar arasında ortaya çıkan, gözün merkezi görme kısmını etkileyen ve zamanla ilerleyerek ciddi görme kayıplarına neden olabilen bir hastalıktır. Özdemir, erken evrelerde belirti vermeyebileceğini, ancak hastalığın gelişmiş evresinde eğri görme, okuma güçlüğü ve görmede lekeler gibi şikayetlerin ortaya çıkabileceğini belirtiyor. Bu nedenle, şüpheli durumlarda vakit kaybetmeden göz doktoruna başvurmak hayati öneme sahiptir.
Gelişmiş Tedavi Yöntemleri ve İğne Uygulamaları
Hastalığın tedavisinde uygulanan enjeksiyonlar, özellikle yaşa bağlı makula dejenerasyonunda devrim niteliğinde bir rol oynamaktadır. Prof. Dr. Özdemir, bu iğne tedavilerinin yaklaşık 20 yıldır kullanıldığını ve hastalığın ilerlemesini önemli ölçüde geciktirdiğini ifade ediyor. Günümüzde ise, daha uzun süre etkili yeni nesil iğnelerin geliştirilmesiyle, uygulama sıklığı yılda 7-8’den, 4 aya kadar uzayabilmektedir. Bu gelişmeler sayesinde hastaların yaşam kalitesi artmakta ve tedavi maliyetleri düşmektedir.
Sosyal Güvenlik ve Ekonomik Destekler
Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) bu tedavi yöntemlerinin büyük bir kısmını karşılaması, hastaların maddi yükünü hafifletmekte ve erişimi kolaylaştırmaktadır. Ayrıca, eczanelerde bulunan bu ilaçlar ve yeni nesil enjeksiyonlar, hastalara ulaşım ve tedavi süreçlerini kolaylaştırmak adına önemli bir avantaj sunmaktadır.
Hastalığın Görülme Sıklığı ve Risk Faktörleri
Hastalığın görülme sıklığının yaşla birlikte arttığını belirten Özdemir, 70 yaş civarında nüfusun yaklaşık %50’sinde bu hastalığın ortaya çıkabileceğini öngörmektedir. Ancak, kesin istatistiklerin erken dönemde belirti vermemesi nedeniyle tam verilerin elde edilmesi güçtür. Aynı zamanda, toplumun yaşlanması, güneş ışığına maruz kalma alışkanlıkları, beslenme biçimleri ve genetik faktörler hastalığın yaygınlaşmasında önemli rol oynamaktadır.
Yapay Zekanın Tanı ve Tedavideki Rolü
Göz hastalıklarının teşhis ve tedavisinde yapay zekanın kullanımı, devrim niteliğinde gelişmelere kapı aralamaktadır. Özdemir, “Yapay zeka algoritmaları sayesinde, hastanın görsel verileri analitik olarak incelenerek, tanı konulmakta ve hastalığın alt türleri belirlenebilmektedir. Ayrıca, hangi tedavi yöntemlerinin ve sıklıkların uygulanacağı konusunda da yapay zeka destekli öneriler geliştirilmektedir. Bu teknolojiler sayesinde, hekime gerek kalmadan bile tanı ve tedavi planı oluşturulması mümkün hale gelmiştir,” diyerek teknolojik gelişmelerin önemine dikkat çekti.
Gelecek Perspektifi ve Sonuçlar
Türkiye’de ve dünya genelinde, yapay zekanın göz hastalıklarındaki kullanım alanlarının genişlemesiyle, erken teşhis ve etkili tedavi imkanlarının artması beklenmektedir. Bu sayede, görme kaybı riski azalmakta ve hastaların yaşam kalitesi yükselmektedir. Prof. Dr. Özdemir, “Yapay zekanın bu alandaki gelişmeleri, hem hastalar hem de sağlık sistemleri açısından büyük avantajlar sağlayacaktır,” diyerek sözlerini tamamladı.