DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C
İstanbul
°C
°C
°C
°C
°C

Sarkopeni: Yaşa Bağlı Kas Kaybı ve Korunma Yöntemleri

Sarkopeni, yaşa bağlı kas kaybı olarak bilinir. Bu yazıda, sarkopeninin nedenleri, etkileri ve korunma yöntemleri hakkında bilgi bulabilir, sağlıklı yaşlanma için ipuçları edinebilirsiniz.

16.11.2024
A+
A-

Sarkopeni: Yaşa Bağlı Kas Kaybı ve Önemi

Yaşlanmanın vücutta birçok değişikliğe yol açtığını ve bu süreçte özellikle iskelet kasının ilk kaybedilen dokulardan biri olduğunu belirten Yeditepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Mehtap Kaçar, sarkopeni (yaşa bağlı kas kaybı) hakkında önemli bilgiler sundu. Prof. Dr. Kaçar, “Sarkopeni genel olarak 35 yaşında başlar. Düzenli olarak kas yapıcı antrenman yapmayan bireyler, her on yılda yaklaşık 2 ila 3 kilogram kas kaybı yaşar. Özellikle 60 yaşından sonra bu durum daha sık görülür ve 80 yaşın üzerindeki bireylerin yaklaşık %50’sini etkiler” dedi.

Sarkopeninin Nedenleri

Sarkopeninin nasıl oluştuğuna dair net bir açıklama olmadığını vurgulayan Prof. Dr. Kaçar, bunun temel nedenleri arasında şunları sıraladı:

  • Hareketsiz yaşam tarzı
  • Düzenli egzersiz yapmama
  • Testosteron seviyesinin azalması
  • İnsülin direnci
  • Büyüme hormonu seviyesinin düşmesi
  • Yetersiz protein alımı
  • Kas sinirlerinde bozulma
  • Kronik inflamasyon
  • Kasın protein üretme kapasitesinde azalma
  • Kas proteinlerinin yıkımında artış

Kas Zayıflığının Etkileri

Her yaştan birey için günlük yaşam aktivitelerini gerçekleştirebilmek adına kasların önemli olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Kaçar, “Bacak kaslarındaki zayıflık, dengesizlik ve düşme riskinin artmasına neden olabilir. Bu durum, ev kazaları, kalça kırıkları, kafa travmaları ve hatta beyin kanamaları gibi ciddi sonuçlar doğurabilir” dedi.

Solunum ve Yutma Problemleri

Sarkopeninin yardımcı solunum kasları ile boğaz ve yutak kaslarını da etkileyebileceğine dikkat çeken Prof. Dr. Kaçar, şöyle devam etti: “Solunum kaslarındaki zayıflık, zatürre ve solunum yetmezliği riskini artırabilir. Boğaz ve yutak kaslarındaki zayıflık, boğulmalara yol açabilecek hayati tehlikeli sorunlar oluşturabilir. Yiyeceklerin veya içeceklerin nefes borusuna kaçma riski artar; bu da aspirasyon pnömonisi gibi akciğer enfeksiyonlarına yol açabilir. Bu tür olaylar hastanede uzun süre kalma gereksinimi ve ileri tıbbi müdahalelere yol açabilir, hatta ölümle sonuçlanabilir. Yaşlı bireyler, yeme içme sırasında yaşadıkları bu problemler nedeniyle yeterince beslenemeyebilir” ifadelerini kullandı.

Aile Desteği ve Önleyici Tedbirler

Fizik tedavinin yutma ve solunum kaslarını güçlendirmede önemli bir rol oynayabileceğini vurgulayan Prof. Dr. Kaçar, “Güvenli bir beslenme ortamı, doğru yeme pozisyonu, yutma terapisi ve küçük lokmalarla beslenme gibi önlemler, besinlerin soluk borusuna kaçma riskini azaltacaktır. Aile üyeleri, fiziksel aktiviteyi teşvik ederek, protein zengini beslenme, fizik tedavi ve düzenli sağlık kontrolleri ile yaşlı yakınlarına destek olabilir” dedi.

Erken Müdahalenin Önemi

Prof. Dr. Kaçar, kas zayıflamasını önlemek ya da geciktirmek için yaşam boyu alınabilecek önlemleri şöyle sıraladı:

  • Düzenli egzersiz yapmak
  • Uygun beslenme yöntemleri kullanmak
  • Önleyici sağlık hizmetlerinden yararlanmak

Yaşlı bireylerde kas gücünü artırmak için kişiye özel ağırlık antrenmanları içeren düzenli fiziksel aktivitenin faydalı olduğunu belirten Prof. Dr. Kaçar, yeterli protein alımının da kas kütlesinin korunmasına yardımcı olduğunu vurguladı. “Bir bireyin günlük kilogram başına en az 0.8 gram protein alması gerekir. Örneğin, egzersiz yapmayan 50 yaşındaki 63 kilogram ağırlığında bir kadının günlük protein ihtiyacı 53 gram iken, egzersiz yapan aynı yaştaki bir kadında bu ihtiyaç 2-3 katına çıkabilir” dedi.

Sağlıklı Beslenme Önerileri

Protein denilince ilk akla gelenin kırmızı et olduğunu belirten Prof. Dr. Kaçar, “Bunun yerine daha sağlıklı alternatifler tercih edilmelidir. Örneğin; 90 gram somon veya alabalık 21 gram, 90 gram pişmiş hindi veya tavuk 19 gram, 170 gram yoğurt 17 gram, ½ su bardağı beyaz peynir 14 gram protein içermektedir. Ayrıca, ½ su bardağı pişmiş fasulye 8 gram, 1 su bardağı süt 8 gram, 1 yumurta 6 gram ve 35 gram badem 7 gram protein barındırır” dedi. Prof. Dr. Kaçar, protein dışında karbonhidrat, yağ, vitamin ve minerallerin de günlük ihtiyaçları karşılayacak şekilde sağlıklı besinlerden alınmasının önemini vurguladı.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.