Meme Kanseri Farkındalık Ayı Etkinliği: Erken Teşhisin Önemi ve Kişisel Hikayeler
Meme Kanseri Farkındalık Ayı etkinliğinde, erken teşhisin önemi ve kişisel hikayeler aracılığıyla bu hastalığın etkileri üzerine farkındalık yaratıyoruz. Sağlık ve umut dolu bir gelecek için birlikte harekete geçelim!
Meme Kanseri Farkındalık Ayı Etkinliği
Meme Kanseri Farkındalık Ayı’na dikkat çekmek amacıyla Medipol Mega Üniversite Hastanesi’nde anlamlı bir etkinlik düzenlendi. ‘Bana Bir Şey Olmaz Deme, Kanser Farkındalığı İçin El Ele’ başlığında gerçekleştirilen söyleşide, ünlü gazeteci Fulya Soybaş, sosyal medya fenomeni Demet Işıl ve milli atlet Nagihan Karadere kendi kişisel hikayelerini paylaştı. Etkinlikte, meme kanserinin belirtileri ve tedavi süreçleri hakkında katılımcılara kapsamlı bilgiler sunuldu. Ayrıca, ailesinde kanser öyküsü bulunan ve genetik yatkınlığı olabileceği tespit edilen katılımcılara ücretsiz BRCA testi dağıtıldı.
Söyleşinin Detayları
Medipol Mega Üniversite Hastanesi Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen bu özel söyleşide, katılımcılar meme kanseriyle mücadele eden Fulya Soybaş, Demet Işıl ve Nagihan Karadere‘nin birbirinden etkileyici hikayelerini dinleme fırsatı buldu. Tıbbi Onkoloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Ebru Karcı ve Tıbbi Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Özgür Açıkgöz ise en son tedavi yöntemleri, erken tanının önemi ve bu süreçte yaşam kalitesinin artırılmasına dair değerli bilgiler sundu.
Erken Teşhisin Önemi
Tıbbi Onkoloji Uzmanı Dr. Ebru Karcı, meme kanserinin erken teşhisinin hayati önem taşıdığını vurgulayarak, “Meme kanserinde erken teşhis kritik bir rol oynuyor. Dünya Sağlık Örgütü ve Türkiye’deki KETEM uygulamaları, 20 yaşından itibaren kadınların yıllık kendi kendine muayene yapmalarını öneriyor. 40 yaşından sonra ise mamografi çektirmek şart. Toplumda mamografinin meme kanseri riskini artırdığına dair yaygın bir yanlış anlama var. Ancak bu, kesinlikle doğru değil; mamografi erken teşhis için büyük bir yardımcıdır,” dedi. Ayrıca, Türkiye’de meme kanseri riskinin arttığını ve bunun genç yaş gruplarında da görülmeye başlandığını sözlerine ekledi.
Katılımcıların Deneyimleri
Fulya Soybaş, meme kanseriyle mücadelesinde yaşadığı zorlukları ve erken tanının önemini şu sözlerle ifade etti: “16 kemoterapi aldım ve şu anda hormon tedavilerim devam ediyor. Her 8 kadından biri meme kanserine yakalanıyor. Kanser olduğumu duyduğumda ‘bu benim başıma gelemez’ diye düşündüm. Ancak kendimi ihmal ettiğimi anladım. İlk aklıma gelen şey çocuğumun büyüdüğünü görebilecek miyim oldu.”
Nagihan Karadere ise hastalığı kabul etmenin önemine dikkat çekti: “Bu süreçte duygusal anlar yaşadım çünkü dünyaya bir evlat getiriyorsunuz ve sağlığınız buna engel olabiliyor. Ben kanser olamam dedim, ama bunu kabul etmek zorundaydım. Güçlü kadınlar olarak bu savaşı vermek zorundayız. Ben şanslıydım, bu savaşı kazandım ve şimdi başkalarına umut olmaya çalışıyorum.”
Demet Işıl, hastalık sürecinde ‘önce ben’ demenin önemini vurgulayarak, “Ben hastalıkla artık yaşamıyorum. Benim mücadelem zorlu oldu ama şanslıydım. İyileşmek üzere olanlara, teşhis almamış olanlara yol gösterdiğim için mutluyum,” dedi.
Aile ve Destek
Meme kanseriyle mücadele eden bir diğer katılımcı Ezgi Aksoy, “Bu beklenmedik bir olaydı. Ailem ve çevremin desteği çok önemliydi. Moral, motivasyon ve doğru tedavi ile bu hastalığı yenebileceğimi düşündüm. Erken teşhisin önemi gerçekten büyük,” diye belirtti.
Etkinlik öncesinde Meme Kanseri Farkındalık Ayı’na dikkat çekmek için üzerinde kurdele figürü bulunan kurabiyeler dağıtıldı. Söyleşinin ardından, tüm katılımcılar birlikte gökyüzüne umudu simgeleyen pembe balonlar bıraktı. Ayrıca, ailesinde kanser öyküsü bulunan katılımcılara ücretsiz BRCA testi verildi.
Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Sağlık