DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C
İstanbul
°C
°C
°C
°C
°C

Kastamonulu Emekli, 32 Yılda Çorak Arazileri Yeşillendirdi

Kastamonulu emekli, 32 yılda çorak arazileri yeşillenderek doğa ve tarım sevgisini gösteriyor. İlham verici başarı hikayesiyle dikkat çekiyor.

04.08.2025
A+
A-

Kastamonu’nun İhsangazi ilçesine bağlı Enbiya köyünde, emekli olduktan sonra baba ocağına dönüş yapan ve doğa sevgisiyle tanınan Şaban Meşeoğlu, 32 yıl boyunca binlerce fidanı doğanın kucağıyla buluşturdu. 1993 yılında bomba imha uzmanı olarak polis memurluğundan emekli olan ve emeklilik sonrası köyüne dönerek hayatını ağaçlandırmaya adayan Meşeoğlu, yaşamı boyunca yaptığı çalışmalarla çevresine örnek oluyor.

Emeklilik yıllarında başlayan fidan dikme serüveni, köydeki çorak arazilere ve dere kenarlarına yaptığı yoğun ağaçlandırma çalışmalarıyla genişledi. Sadece 30 dekardan fazla araziyi ağaçlandırmayı başaran 73 yaşındaki vatandaş, binlerce çam ve meyve ağacını toprakla buluşturdu. Ayrıca, satın aldığı arazilerde de çeşitli meyve ve çam ağaçları dikerek bölgenin yeşillendirilmesine katkı sağladı. Bu çalışmalar, köyün çevresinde ve çorak alanlarda büyük bir yeşil alan oluşmasını sağladı.

Başarılı çalışmalarına rağmen, köyün yakınındaki çay kenarına yaptığı fidan dikimi nedeniyle 2019 yılında bir dava açıldı. Usulsüz olduğu iddiasıyla yargılanan Meşeoğlu, mahkeme sürecini beraatle tamamladı. Ancak, son yıllarda yaşanan kuraklık ve iklim değişikliği sebebiyle, çay kenarına diktiği kavak ağaçlarının büyük bir kısmı kurudu. Bu duruma rağmen, o, “Diktiğim fidanların sayısını bilemiyorum” diyerek doğa sevgisini ve sorumluluk bilincini vurguluyor.

Emeklilik sonrası doğa sevdası ve çalışmaları hakkında konuşan Şaban Meşeoğlu, “İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nden aldığım 20 ceviz fidanıyla başladı her şey. Bunların 14 tanesini tarlanın kenarına, 6 tanesini ise başka bir tarlaya diktim. Zamanla büyüdüler, yanlarına çeşitli meyve ağaçları ekledim. Burasını adeta bir fidanlık haline getirdim ve Yunus Emre Fidanlığı adıyla adlandırdım. Bu projeyi rahmetli ağabeyim Hasan Meşeoğlu’nun anısına yaptım. Babam, okuma yazması bile olmadan bu toprakları bize miras bıraktı; ben de bu topraklara sahip olma endişesiyle ekmek için çalışıyorum” ifadelerini kullandı.

Çayın kenarına yaptığı dolgu ve ağaçlandırma çalışmalarını anlatan Meşeoğlu, “Çayın kenarına dolgu yapıp, oraları çimlendirdim ve nemlendirdim. Yaklaşık 500 kavak diktim, yanlarına meyve ve çam ağaçları ektim. Hiçbir şey yoktu, sadece akıp giden çay vardı. Ancak zamanla, gelen suyun ve bakımın etkisiyle bu alanlar yeşillendi ve güzelleşti. Ne kadar fidan diktiğimi bilmiyorum, yaklaşık 5 bin civarında” dedi. Bazı fidanların, hayvanlar tarafından zarar gördüğünü ve yeniden diktiğini belirtti.

Hukuki süreç ve doğa sevgisi hakkında ise şunları söyledi: “2019 yılında, çayın kenarına fidan diktiğim için yargılandım. Mahkeme sonunda beraat ettim ve hadisi şerif olan ‘Elinde bir fidan varsa, kıyamet kopsa dahi dik’ sözünü hatırlattım. Bu söz, mahkeme kararlarına da yansıdı. Şu anda, susuzluk ve bakımsızlık nedeniyle kuruyan ağaçlar beni çok üzüyor. Çalışmalarımın sonucu olan bu alanlara tekrar fidan dikmeye devam ediyorum.”

Çam ağaçlarına olan sevgisini dile getiren Meşeoğlu, “Tapulu arazime de özellikle çam dikiyorum. 30 yıl boyunca tapusuz arazilere hiçbir şey dikmedim çünkü, diktiğin ağaçlar cezaya neden olabiliyor. Şimdi ise, tapulu arazilerime ve çevresine meyve ve çam ağaçları dikiyorum. Çünkü, üretim olmazsa nefes alınamaz. İnsanlar, ‘Tarlana neden meyve dikmiyorsun?’ diyebilir; ama o ağaçlar, oksijen üretir ve dünya için çok değerlidir” şeklinde konuştu.

Son olarak, tek başına ve insan gücüyle, doğa sevgisiyle buraları yeşillendirdiğini ve bu çalışmaların kendisi için büyük bir tutku ve vazife olduğunu vurguladı. Bütün bu çabaların, gelecek nesillere daha yaşanabilir bir çevre bırakmak amacıyla olduğunu ifade etti.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.