DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C
İstanbul
°C
°C
°C
°C
°C

Kaçkar ve Keşiş Dağları’ndaki buzul göllerinde mikroplastik kirliliği araştırıldı

Kaçkar ve Keşiş Dağları’ndaki buzul göllerinde mikroplastik kirliliği araştırıldı. Doğal güzelliklerimizi korumak için önemli bulgular ve çözümler sunuluyor.

02.08.2025
A+
A-

Türkiye’de plastik kirliliği üzerine yapılan kapsamlı araştırmalar, yüksek rakımlı ve doğal güzellikleriyle bilinen Kaçkar ve Keşiş Dağları gibi bölgelere kadar uzandı. Yaklaşık 4 bin metre rakıma ulaşan buzul göllerinde gerçekleştirilen çalışmalarda, mikroplastik madde seviyeleri dikkat çekici boyutlara ulaştı. Bu göller, genellikle insan faaliyetlerinin sınırlı olduğu alanlar olarak bilinse de, yapılan araştırmalar, mikroplastiklerin ulaşabildiği uzak ve el değmemiş bölgelerde bile var olabildiğini ortaya koydu. Çalışma kapsamında, özellikle atmosferik taşınım yoluyla mikroplastiklerin göllere taşındığı tespit edildi.

Çukurova Üniversitesi (ÇÜ), Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) ve Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi (RTEÜ) uzmanlarından oluşan ekip, Türkiye’nin kuzeydoğu kesiminde, 3 bin 937 metre yüksekliğindeki Kaçkar ve 3 bin 549 metre yüksekliğindeki Keşiş Dağları’nda bulunan buzul göllerinden örnekler aldı. Bu göller, Balık, Aygır, Büyük, Yedigöller, Küçükdeniz, Büyükdeniz, Aşağı Kapılı ve Yukarı Kapılı gibi farklı konumlarda ve yüksek rakımlarda seçildi. Araştırmada, göl yüzey suyu ve çamur örnekleri mikroplastik açısından incelendi ve her iki ortamda da mikroplastik varlığı tespit edildi.

Mikroplastiklerin Kaynağı ve Yayılımı

Prof. Dr. Gündoğdu yaptığı açıklamada, mikroplastiklerin hafif partiküller olması sebebiyle atmosferde taşınabildiğine dikkat çekti. “Yakın zamanda Everest zirvesinde dahi mikroplastiklere rastladık. Bu durum, mikroplastiklerin sadece insan aktivitelerinin yoğun olduğu bölgelerde değil, yüksek dağlarda ve izole alanlarda da bulunabileceğinin göstergesidir,” dedi. Ayrıca, atmosfere karışan plastiklerin, rüzgar ve hava hareketleriyle yüksek irtifalara taşındığını belirtti. Bölgedeki göllerin, turistik ve yerel aktiviteler nedeniyle de mikroplastik kirliliğine maruz kaldığını vurguladı. En yüksek mikroplastik seviyesinin Aygır Gölü’nde tespit edildiğini söyleyen Prof. Dr. Gündoğdu, bunun en büyük nedenlerinin bölgedeki yoğun turistik faaliyetler ve atmosferik taşınım olduğunu ekledi.

Kirliliğin Önlenmesi ve Çözüm Önerileri

Prof. Dr. Gündoğdu mikroplastik kirliliğiyle mücadelede alınabilecek önlemler hakkında şu ifadeleri kullandı: “Bu göller, yer altı suları ile doğrudan bağlantı içinde. Dolayısıyla mikroplastiklerin yer altı sularına ve oradan da içme sularına karışma riski söz konusu. Bu nedenle, özellikle bu gibi doğal ve turistik alanlarda denetimlerin sıklaştırılması, ziyaretçilerin kullanımı tek kullanımlık plastiklerle sınırlanmalı ve engellenmelidir. Ayrıca, plastik poşetler ve tek kullanımlık plastiklerin kullanımının sınırlandırılması veya yasaklanması büyük önem taşımaktadır. Depozito sistemlerinin tüm ambalajları kapsayacak şekilde yaygınlaştırılması, atık yönetimini geliştirecek ve mikroplastik kirliliğinin azaltılmasına katkı sağlayacaktır.”

Gelecek için, uluslararası platformlarda düzenlenecek olan Plastik Anlaşması toplantısında, özellikle insan aktivitelerinin olmadığı alanlarda bile mikroplastik kirliliğinin arttığı konusu gündeme getirilecek. Bu toplantılarda, plastik üretiminin sınırlandırılması ve sürdürülebilir üretim politikalarının benimsenmesi yönünde kararlar alınması, mikroplastik kirliliğinin azaltılmasında önemli bir adım olacak. Kısacası, plastik üretimi ve tüketimini kontrol altına almak, hem doğanın hem de içme suyu kaynaklarının korunması açısından kaçınılmaz hale gelmiştir.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.