Her Gün Düzenli Yoğurt Tükettiğinizde Vücudunuzda Bunlar Oluyor

09.05.2020

A⁺

A^-

Yapılan bir araştırmada, alıngan bağırsak sendromu semptomlarının katılımcıların %89’unda tamamen rahatladığı, tüm alıngan bağırsak sendromu semptomlarının ise yok olduğunu ve hastalarda günlük bağırsak hareketlerinin düzene girdiği tespit edilmiştir. Dünya Gastroenteroloji Kongresi’nde sonuçları açıklanan araştırmaya ilişkin bilgi veren Doç. Dr. Kıvanç Bilecen, yapılan bu çalışmanın alanında bir ilk olduğunu açıklama ederek, elde edilen öncül sonuçların çok kayda değer olduğunu belirtti.

En yaygın görülen sindirim sistemi hastalıklarının başında alıngan bağırsak sendromu geldiğini bildiren Bilecen, hastalığın karında şişlik, sancı, aşırı gaz, kabızlık ve ishal atakları ile seyrettiğini ve kişinin sosyal yaşamını büyük oranda etkilediğini açıklama etti.

“NEDENİ BİLİNMİYOR”

Bilecen, hastalığın neden ileri geldiğini bütünüyle bilinmediğini söyleyerek, şu bilgileri aktardı:

“Araştırmalarda, alıngan bağırsak semptomu hastalığı olanlarda kalın bağırsak hareketlerinde anormallik ve bağırsak duvarındaki kaslarla sinirler arasındaki iletimde bozukluk nedeniyle oluştuğu düşünülmektedir. Bu sorun sebebiyle bağırsak dışkıyı atabilmek için birbiriyle uyumsuz hareketler yapmakta ve kişide karın ağrısı, şişkinlik ve dışkı kıvamı ve miktarı ile ilgili sorunlar meydana gelmektedir.”

Şikayetlerin kişiden kişiye değiştiğinin lakin besin alışkanlıklarının ve düzeninin hastalığı etkilediğinin altını çizen Bilecen, “Amerika’da yapılan bilimsel araştırma sonuçları da her gün ev yapımı yoğurt tüketenlerde hassas bağırsak hastalığının gerilediğini gösterdi. 189 hastadan 169’unda semptomların, çalışmayı izleyen 6 ay içinde azaldığı veya ayrıntılarıyla ortadan kalktığı gözlendi,” ifadelerini kullandı.

SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİN TÜKETİMİNE DİKKAT!

Geleneksel diyetlerde sindirim sisteminde ileri gelen rahatsızlıklarda ve hassas bağırsak sendromunda hastaların laktoza karşısında hassasiyeti nedeniyle süt ve süt ürünlerinin tüketilmesinde dikkatli olunması gerektiğini ifade eden Bilecen, “Ama bu çalışma, taze bakteri kültürü içeren konut yapımı yoğurt gibi ürünlerin, oysa buna belki kefiri de eklemek gerekir, kramp ve düzensiz bağırsak hareketlerinin belirtilerini kontrol etmede çok etkin olabileceğini gösterdi,” dedi.

Konut yapımı yoğurdun yapması basit ve taze olması sebebiyle ayrıcalıklı bir konuma sahip olduğunu belirten Bilecen, şu bilgileri paylaştı:

“Yoğurdu evde yaptığınız vakit bu yoğurdun daha pozitif oranda canlı bakterileri içerdiğinden belli olabilirsiniz. genel olarak yoğurt, Lactobacillus ve Streptococcus cinslerinden iki nesil bakteri içerir. Bu konut yapımı yoğurtlarda da endüstriyel yoğurtlarda da temelinde aynıdır. Bu bakteriler probiyotik olarak sınıflandırılmaktadır ve bu çalışmada da olduğu gibi bağırsak florasının sağlığını ve çeşitliliğini artırmaya yardımcıdır.”

SADE DOĞAL YOĞURTLAR TERCİH EDİLMELİ

Marketten yoğurt alınacak ise sade ve doğal yoğurtların tercih edilmesinin yardımsever olacağını belirten Bilecen, şu önerilerde bulundu:

“Sade doğal yoğurtlar ve şekersiz, katkı ya da tatlandırıcı içermeyen yoğurtlar tercih edilmeli. Hafif yoğurtlar çoğunlukla şeker yerine kullanılan kalorisiz suni tatlandırıcılar içerir. Etiketteki suni tatlandırıcıları denetleme ettiğinizden emin olunmalı. Özet Olarak etikette sadece pastörize süt ve yoğurt kültürü ibareleri bulunmalı. Organik yoğurtlar seçim edilmeli. Çünkü sertifikalı organik yoğurtlar daha kaliteli sütlerden yapılmaktadır.”

YOĞURT YAPARKERN HANGİ SÜT KULLANILMALI?

Yoğurt yapımında günlük pastörize sütlerin önerildiğini anlatan Bilecen, sütün bir arz ısıtılarak bakteri kültürüne hazırlanmış hale getirilmesi gerektiğini ifade ederek, şu uyarılarda bulundu:

“Oysa cadde sütü diye sözcük grubu edilen pastörize edilmemiş sütleri kullanırken epeyce itinalı olunmalı. Zira bu sütler eğer denetim edilmemişlerse Salmonella, Listeria, E. coli, Brucella, Yersinia gibi birçok rahatsızlık yapıcı bakteriyi barındırabilir. Bir Takım üreticiler bu bakterilerin üremesini alıkoymak için süte antibiyotik katabilmektedirler. Bu durumda ise sütünüze maya eklediğiniz zaman bakteriler çoğalamayacakları için ahali deyimiyle süt maya tutmayacaktır. Sütün mutlaka soğuk zincirle taşınması, hastalık yapıcı bakteriler açısından denetleme edilmesi ve antibiyotik kalıntı testlerinin yapılmış olması gerekir. Büyük üreticilerin pastörize sütleri veya kooperatifler tarafından satılan çiğ sütler bu kontrollerden geçtiği için sağlık açısından sorun teşkil etmezler.”