Araştırmaya Göre Okullar, Koronavirüsün Yayılmasında Neredeyse Hiç Rol Oynamıyor

Koronavirüsün hâlâ tüm hızıyla yayılmaya devam ettiği ve virüse karşı henüz kalıcı bir aşının bulunmadığı şu dönemde okulların açılması, dünya genelinde pek çok insanın yanlış bulduğu bir karardı. Dünyada okulların açıldığı ilk ülkelerden birisi olan Amerika Birleşik Devletleri’nde oluşan tabloysa okullardaki koronavirüs tablosuna ışık tuttu.

ABD, geçtiğimiz ağustos ayında okulların kapılarını öğrencilere açmıştı. Okullar, yalnızca az vakaya sahip kesimlerde değil; gittikçe artan vakaya sahip kesimlerde de açılmıştı. Bugün The Atlantic’in paylaştığı araştırma, okulların ağustos ayından bu yana koronavirüsün yayılmasında nasıl bir rol oynadığını ortaya koydu.

Veriler, korkulan tabloyu göstermedi:

Teknoloji şirketi Qualtrics ile yapılan incelemelerde okullardaki COVID-19 yayılma durumu incelendi. Araştırmada eylül ayının son iki haftasında 47 eyaletten 200.000 çocuk ele alındı. Verilere göre eylül ayının son iki haftasında öğrenciler arasındaki bulaşma oranı %0,13; çalışanlar arasındaki bulaşma oranıysa %0,24‘tü.

Oran 1.000 kişilik gruplarda incelendiğinde öğrenciler arasındaki bulaşma oranı %1,3‘e; çalışanlar arasındaki bulaşma oranıysa %2,2‘ye denk geliyordu. Tüm sonuçlarına buradan ulaşılabilecek olan araştırma, okulların aslında koronavirüsün yayılabileceği bir merkez olmayabileceklerini anlatıyordu.

Bununla birlikte diğer kaynaklar da benzer sonuçlar veriyordu. Texas, eylül ayının son haftasında 1 milyon 80 bin 317 öğrenciden 1.490’ının koronavirüse yakalandığını duyurmuştu. Yani virüsün bulaşma oranı eylül ayının son haftasında öğrenciler arasında %0,14‘tü. Çalışanlardaysa bu oran yalnızca %0,10‘du.

Yayınlanan araştırmalarda okulların COVID-19 salgınında fazla bir rol oynamadığı gözler önüne serilse de virüse bulaşan az sayıda öğrencinin veya çalışanın da virüsü yayma riskinin olduğunu unutmamak gerekiyor. Bu tablo hakkında şu ana kadar bir veri paylaşılmış değil ancak virüsün okullardaki bulaşma oranının az olması, daha iyi önlemler alındığı takdirde okulların korkulduğu kadar kötü bir tabloya sahip olmayacağını gösteriyor.