Yenidoğan Bebek Ölümü Davası: Hemşirelerin Savunmaları ve Sistem Eleştirileri

Yenidoğan Bebeklerin Ölümü Üzerine Dava Süreci

Yenidoğan bebeklerin, anlaşmalı özel hastanelerin yoğun bakım ünitelerine sevk edilerek, haksız kazanç sağlama amacıyla kusurlu davranışlarda bulunarak ölümlerine neden oldukları iddia edilen Fırat Sarı ve İlker Gönen’in de aralarında bulunduğu 22’si tutuklu toplam 47 sanık, bugün Bakırköy Adliyesi’nde ilk kez hakim karşısına çıktı. Dava, 21. Ağır Ceza Mahkemesi Salonu’nda gerçekleştirildi.

Duruşmada, hemşire olarak görev yapan Hakan Doğukan Taşçı, savunma yapmaya başladı. Hakkındaki suçlamaları kabul etmeyen Taşçı, “Hasta 3 günlük entübe ise SGK daha fazla para öder. Bu nedenle SGK’dan daha fazla ödeme almak için hastaların entübasyon sürelerini uzatıyorduk” şeklinde açıklamada bulundu.

Hakkımdaki Suçlamaları Kabul Etmiyorum

Sanık hemşire Hakan Doğukan Taşçı, savunmasında şu ifadeleri kullandı: “Savunmamı yaparken, tutuklanmadan önce bizzat yaptığım bir iki işlemi kabul ettim. Soruşturmanın başından itibaren tüm dürüstlüğümle cevap verdim. Doktor istemi olmadan ilaç istediğim yönündeki iddialar kesinlikle yanlıştır, bu talepleri kabul etmiyorum. Sağlık meslek lisesi mezunuyum ve 10 yıldır yenidoğan bebek ünitesinde çalışıyorum. Hakkımdaki suçlamaları kabul etmiyorum. Birinci Hastanesi’nde 5-6 ay çalıştım, ardından Florya Hastanesi’nde göreve başladım ve tutuklama süreci başladı. Diğer sanıkları tanıyorum; sağlık sektörü içerisinde olduğumuz için çoğumuz birbirimizi tanıyoruz. Örneğin, Can Polat Yıldırım’ı Reyap Hastanesi’nden tanıyorum. Ceylan Çetin’i tanımıyorum ama Deniz Korkmaz benim arkadaşım. Fırat Sarı’yı da Reyap Hastanesi’nden tanıyorum. Evrak üzerinde daha fazla para almak amacıyla oynamalar yapıldığını biliyorum. Her yıl bu hastaneler denetleniyor ve ben bu süreçte bir kuruş fazla para kazandım, bunu kesinlikle söyleyemem. Yoğun bakımda gece doktorlar yoktur; acil müdahale gerektiğinde biz hemşireler müdahale ediyoruz. Müdahale edilmediği zaman da ‘Sen nasıl müdahale etmezsin?’ suçlamalarıyla karşılaşabiliyoruz.”

Sistemin Nasıl Çalıştığına Dair Açıklamalar

Mahkeme başkanının sorularını yanıtlayan sanık hemşire, sistemin işleyişini şu şekilde açıkladı: “Hastane, ‘Benim yoğun bakım cirom 1 milyon TL, bunu 1,5 milyon TL yapabilir misin? Eğer gelirimi şu kadar artırırsan, sana bu kadar komisyon veririm.’ diyerek alt hizmet anlaşmaları yapabilir. Ben ise hastanenin maaşlı çalışanıyım ve kimsenin örgüt kurduğunu düşünmüyorum. Herkes birbirini tanımıyor, çoğu kişi birbirini şikayet ediyor ve ortak bir payda yok. Ben Birinci Hastanesi’nde 6 ay çalıştım ve benim yüzümden hiçbir bebek ölmedi. Bu hastaneler, denetimlerden oldukça rahat geçiyor, işin ilginç tarafı bu.”

Bebek Katili Değil Misiniz?

Mahkeme başkanının “Bebek katili değil misiniz?” sorusuna karşılık veren Hakan Doğukan Taşçı, “Neden hastane sahipleri değil de biz tutukluyuz? Neden bebek ölümleri olurken müdahale edilmiyor? Medya aracılığıyla ‘bebek katili’ olarak adlandırıldım ve bu durum psikolojimi ciddi şekilde etkiledi.” şeklinde yanıt verdi.

Bu dava, sağlık sektöründe yaşanan ciddi sorunları ve sorumlulukları da gündeme getirmiştir. Yeni doğan bebeklerin sağlık hizmetleri sürecinde yaşanan aksaklıklar ve olası haksız kazanç sağlama girişimleri, hem sağlık çalışanları hem de hasta yakınları açısından büyük bir endişe kaynağı olmaya devam etmektedir.