Yeşili sevenlerin izi: Hasan Aladağ’ın orman sevgisi ve fidana olan bağlılığı
Yeşili sevenlerin izi: Hasan Aladağ’ın orman sevgisi ve fidana olan bağlılığını keşfedin; doğa tutkusuyla büyüyen bir hikaye.
Çanakkale’nin Gelibolu ilçesindeki Tayfur köyünde ilkokul yıllarında okul bahçesine ilk fidanını diken Hasan Aladağ, o günlerden itibaren doğayla kurduğu bağın yaşamını yönlendirdiğini anlatıyor. KÜÇÜK YAŞTA BAŞLAYAN YEŞİL YOLCULUK Sorumluluk sahibi bir orman işletme şefliği çalışanı ve öğretmenlerin gözetiminde büyüyen fidan, Aladağ’ın doğa sevgisini pekiştirdi. Lise sonrası üniversite yolunda ilerleyen genç kişi, orman mühendisliğini hedefledi ve mezuniyetinin ardından Lüleburgaz’da görev yapmaya başladı.
35 MİLYON FİDANA HAYAT VERDİ 26 yıllık meslek hayatında şeflik ve müdürlük yapan Aladağ, 12 bin hektar kıraç arazide yaklaşık 35 milyon fidanın toprakla buluşmasına aracılık etti. “Sadece dikmek yetmez, bakımını da yıllarca sürdürdük. İlk diktiğimiz fidancıklar bugün kesim çağında” diyen Aladağ, doğaya yaptığı katkının yeşeren ormanlarda karşılığını gördüğünü ekliyor. YEŞİLE OLAN AŞKIMIZ EMEKLİLİKTE DE SÜRÜYOR
2006 yılında emekliliğe ayrılan Aladağ, TEMA Vakfı’nda yaklaşık 10 yıl gönüllü olarak çalıştı. Bugün çoğu zaman kendi aracıyla fidaları alıp kıraç alanlara gidiyor, dikimi ve bakımını kendisi üstleniyor. “Emekli olduktan sonra fidana ve yeşile olan aşkımız devam etti.” Doğa sevgisinin yaşam biçimine dönüştüğünü vurguluyor. DOĞA AŞKI BAŞKA HİÇBİR ŞEYE BENZEMEZ
Gönüllü yıllarında kurak bölgeleri ormanla kapatma vizyonunu paylaştığını söyleyen Aladağ, “Eskiden kıraç görünen yerler artık yemyeşil. Baktığımda dalgalanan bir orman deniziyle karşılaşıyorum; bu hissi hiçbir şeyde bulamazsınız.” ifadelerini kullanıyor. Doğayı korumanın, insana kendini korumayı öğrettiğini söyleyen Aladağ, “Ağaçlar, yapraklar ve böcekler bizimle konuşur. ‘Ben buradayım, seninle beraber yaşıyorum’ derler; onlara saygı duymalıyız. Onlar varsa biz de varız.”
DOĞAYA SAHİP ÇIKMAK, KENDİNE SAYGI DUYMAKTIR Aladağ, çocuk yaşlarda doğa bilincinin kazandırılmasını önemsiyor ve “Doğayı sahiplenmek, insanın kendine sahip çıkması demektir. Bu yüzden özellikle okullarda doğa sevgisi öğretilmelidir. Ormana, yeşile sahip çıkacağız, sarılacağız; başka yolu yok.” diye konuşuyor. FİDAN, YAŞAMIN KENDİSİ Bugüne kadar milyonlarca fidanın dikilmesine katkı sağlayan Aladağ sözlerini şu şekilde bitiriyor: “Fidan, yaşamın kendisidir. Oksijen fabrikası gibi bedava çalışır; karbon dioksiti alır, oksijeni verir. Karşılık beklemez. Dünya için bunu yapan herkes için bir görevdir. Bu yüzden herkes bir fidan dikmelidir.”
Kaynak: Ensonhaber