Türkiye’nin Nükleer Enerji ve Savunma Sanayisindeki Yol Haritası: Sanayide Yerli Üretim ve Gelişim Vurgusu
Türkiye’nin nükleer enerji ve savunma sanayisindeki yol haritası: yerli üretim, teknoloji gelişimi ve stratejik güç kazanımı için güncel analiz.
Bayraktar, yaptığı konuşmada nükleer enerjinin ısı makinelerinin ötesinde merkezi bir rol oynadığını ve motor teknolojilerinin ülke içinde geliştirildiğini belirtti. Kendi uçaklarının motorlarını üretimiyle öne çıkan Bayraktar, TB2 motorunun kendi ekibi tarafından üretildiğini, TB3 motorunun ise TEI tarafından dizel motor olarak geliştirildiğini kaydetti. Ayrıca Akıncı ve Kızılelma gibi platformlar için de savaş uçağı motorları üzerinde çalıştıklarını vurguladı. Robotik teknolojinin, motorlar açısından yüksek katma değer yaratması gerektiğini, bağımlılık durumunda üretimin zora girebileceğini söyledi.
Enerjinin ana kaynağının güneş olduğunu ve bu kaynaktan gelen enerjinin insanların yaşamını sürdürmesini sağladığını dile getirdi. Nükleer teknolojinin bu bağlamda çok kritik olduğuna dikkat çekti ve dünyada enerji ihtiyacının arttığı bir döneme girildiğini belirtti. Yapay zekanın hayatımıza daha fazla entegre olmasıyla birlikte pek çok işin kolaylaştığını, ancak bu gelişmelerin enerji talebini daha da artıracağını ifade etti. Enerjinin kilit konumunda olduğunu; iklim krizinin dayattığı zorunluklar doğrultusunda temiz enerji üretiminin önemini vurguladı.
Türkiye’nin nükleer enerji kapasitesine ulaşması konusunda, ülkenin bulunduğu konumun stratejik önemine değindi. Türkiye’nin ilk nükleer deneysel reaktörünün bulunduğu yere atıfta bulunarak, Kızılelma gibi yerli araçlar için gerekli teknolojinin geliştirilmesi gerektiğini ifade etti. Nükleer enerji kapasitesinin milletin kendi kendine yetebilme vizyonunun temel taşı olduğuna işaret ederek, yetkin mühendisler yetiştirme gerekliliğini vurguladı. Bu bağlamda milli nükleer teknoloji yol haritasının en önemli adımlarından biri olan yetkin insan kaynağı konusunun üzerinde durdu.
Türkiye artık savunma sanayisinin her alanında varlık göstermeye başladı ifadesiyle konuşmasına devam eden Bayraktar, iki decadamlık bir süreçte savunma sanayisinin yerli üretime kaydığına işaret etti. 20 yıl önce savunma ekosisteminde yaklaşık 20 bin kişinin çalıştığını, bugün ise 100 ila 200 bin arasına yükseldiğini belirtti. Türkiye’nin dünya piyasalarında özellikle SİHA ihracatında öne çıktığını, hava savunma sistemi üretebildiğini ve üretimin hızlı bir şekilde artış göstermekte olduğunu kaydetti. TEKNOFEST’in bu dönüşüm sürecini hızlandırdığına ve Türk sanayisinin küçük ölçekli nükleer reaktörler dahil olmak üzere ileri teknoloji üretim kapasitesine sahip olduğuna vurgu yaptı.
16-21 Eylül arasındaki etkinliklerde ülke adına önemli ödüllerin sahiplerini bulacağını ifade eden Bayraktar, TEKNOFEST’in bu alanlarda yaratacağı etkiyi ve nükleer enerji teknolojileri gibi zorlu konularda bilimin yankısını heyecanla gördüğünü belirtti.
AA