Türkiye’den İsrail’in Lübnan’a Yönelik Hava Saldırılarına Sert Tepki
Türkiye, İsrail’in Lübnan’a yönelik hava saldırılarına sert tepki göstererek uluslararası barışa vurgu yaptı. Detaylar için tıklayın.
Türkiye’den İsrail’in Hava Saldırılarına Sert Tepki
Türkiye, İsrail’in ateşkes anlaşmasını ihlal ederek Lübnan’a gerçekleştirdiği hava saldırılarını kınadı ve uluslararası toplumu, İsrail’in bölgede kalıcı bir çatışma ortamı yaratma çabalarına karşı bir araya gelmeye davet etti.
DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI’NDAN KINAMA VE DESTEK MESAJI
Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan yazılı açıklamada, “İsrail’in, ateşkes anlaşmasını ihlal ederek Lübnan’a düzenlediği hava saldırılarını kesin bir dille kınıyoruz.” ifadesine yer verildi. Açıklamada, ayrıca “Lübnan halkına olan desteğimizi bir kez daha yineliyoruz.” denildi.
İSRAİL’İN SALDIRILARI ULUSLARARASI HUKUKU İHLAL EDİYOR
Bakanlık açıklamasında, bu tür saldırıların İsrail’in uluslararası hukuka saygı göstermediğini ve bölgenin güvenlik ve istikrarına tehdit oluşturmayı sürdürdüğünü bir kez daha gözler önüne serdi.
ULUSLARARASI TOPLUMA BİRLİK ÇAĞRISI
Türkiye, uluslararası toplumu, İsrail’in bölgede kalıcı bir çatışma ortamı yaratma çabalarına karşı ortak bir tavır sergilemeye davet etti. Bu birlikteliğin, bölgedeki gerginliğin azaltılması ve kalıcı bir barış ortamının sağlanması açısından kritik bir öneme sahip olduğu vurgulandı.
İSRAİL’İN LÜBNAN’A YÖNELİK SON SALDIRILARI
İsrail savaş uçakları, 27 Kasım 2024’te yürürlüğe giren ateşkesten bu yana ilk kez Lübnan’ın başkenti Beyrut’u hedef aldı. Bu saldırıların, İsrail’in Lübnan’daki Hizbullah hedeflerini vurma gerekçesiyle gerçekleştirildiği ifade ediliyor.
ULUSLARARASI TEPKİLER VE ÇAĞRILAR
İsrail’in Lübnan’a yönelik saldırıları, uluslararası düzeyde de geniş yankı uyandırdı. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, İsrail’in saldırılarını “haksız” olarak nitelendirerek, tarafları ateşkese uymaya çağırdı. İspanya hükümeti de benzer şekilde saldırıları kınayarak, tarafları itidale davet etti.
Türkiye, İsrail’in Lübnan’a yönelik saldırılarını kınayarak, bölgedeki barış ve istikrarın korunması için uluslararası toplumun birlikte hareket etmesi gerektiğini vurguladı. Bu çağrı, bölgedeki tansiyonun düşürülmesi ve kalıcı bir barış ortamının tesis edilmesi adına önemli bir adım olarak değerlendirilmektedir.