Su Kirliliği Yönetmeliği Tartışması: Uzmanlardan Çevre ve Kamu Yararına Çarpıcı Uyarılar
Su kirliliği yönetmeliği tartışması; uzmanlardan çevre ve kamu yararı için çarpıcı uyarılar ve kritik öneriler.
Mevzuatta yapılan değişiklikler, çevre mühendisleri odası temsilcileri tarafından sert sözlerle eleştirilmiştir. Samsun Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Kübra Küçük, 23 Ekim’de Resmi Gazete’de yayımlanan yönetmelik değişikliğinin çevre kanunları ve anayasal haklar açısından ciddi riskler taşıdığına dikkat çekti. Denizin tabanının çöp alanı ya da karbon depolama alanı olarak görülmesi gerektiğini düşünmeyen Küçük, bu adımın ekosistemlerin çöküşüne işaret ettiğini ifade etti.
Uzun vadeli çevresel etkiler arasında okyanus asitlenmesi, bentik canlıların kaybı ve karbon kaçakları gibi geri dönüşü olmayan sonuçlar bulunabileceğini vurgulayan Küçük, kirlilik izleme ve yaptırım mekanizmalarının zayıflatılmasının çevre denetimini fiilen etkisizleştirdiğini sözlerine ekledi. Ayrıca boru hatlarındaki sızıntı riski ve Marmara ile Karadeniz’in mevcut ekolojik yükü nedeniyle hükümler açısından daha titiz bir yaklaşım gerektiğini belirtti.
Yapılan değişikliğin amaçlanan faydaları da tartışmalar arasındadır. Denize deşarjı gündeme getiren bu süreç, deniz suyunun iyon dengesiyle tuzluluk baskısını artırabilir ve bu durum su kalitesi üzerinde olumsuz etkiler doğurabilir. Yönetmelik değişikliği, Anayasa, Çevre Kanunu ve uluslararası sözleşmeler açısından ölçülülük ve kamu yararı ilkeleriyle uyumlu görünmüyor. İdari yargı kararlarının gözettiği üzere, öngörülebilir etkiler olsa dahi telafisi güç zararlar doğurabilecek düzenlemelerde daha sıkı koruma esas olmalıdır.
İdari ve halk sağlığı açısından vurgular arasında, içme suyu kalitesinin korunmasıyla turizm ve su ürünleri sektörlerinin zarar görme riski bulunduğu kaydedildi. Su temin maliyetlerinin yükseleceği de belirtilen endişeler arasındadır. Küçük, düzenlemenin yalnızca çevresel değil, halk sağlığı ve gıda güvenliği açısından da riskler taşıdığını ifade etti. Arıtma yükümlülüklerinin güçlendirilmesi, ileri arıtmanın desteklenmesi ve izleme ile raporlamanın daha şeffaf ve merkezi bir yapıya kavuşturulması gerektiği vurgulandı. Ayrıca meslek odaları ile akademinin mevzuat süreçlerine etkin katılımının sağlanması gerektiği belirtildi.
