Su Kaynakları Azalıyor: Uzmanlar Tasarruf Çağrısı Yapıyor

Son zamanlarda yaşanan iklim değişiklikleri ve su kaynaklarının hızla tükenmesi, uzmanları ciddi önlemler almaya teşvik ediyor. Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi’nden (OMÜ) Prof. Dr. Yusuf Demir, özellikle suyun kullanımı ve yönetimi konusunda önemli uyarılarda bulunuyor. Hükümetler ve yerel yönetimler, tarım ve endüstri alanlarındaki su kullanımını gözden geçirmek zorunda kalıyor. Artan sıcaklıklar ve azalan yağışlar, su kaynaklarının ömrünü ciddi şekilde tehdit ediyor ve bu durum, hem tarımsal üretim hem de yaşam kalitesi açısından riskler oluşturuyor.

Prof. Dr. Demir, yaptığı açıklamada, “Su kaynaklarımızda ciddi bir azalma yaşanıyor. Uzun zamandır bu konuda uyarılar yapıyoruz; bugün ise ne yazık ki pek çok bölgede su kesintileri başladı. Önümüzdeki aylarda da benzer iklim koşullarıyla karşılaşmamız muhtemel, bu nedenle suyu tasarruflu kullanmak ve gerekli önlemleri almak zorunluluk haline geldi,” diyerek, suyun korunması ve sürdürülebilir kullanımı konusunda toplumun bilinçlendirilmesi gerektiğine dikkat çekti.

Su Kaynaklarının Verimli Kullanımı ve Güncel Durum

Uzmanlar, özellikle büyükşehirlerde kişi başına düşen günlük su tüketiminin, ülkedeki ortalamanın çok üzerinde olduğunu belirtiyorlar. İstanbul’da kişi başı günlük 200 litre, İzmir’de 221 litre, Ankara’da ise 246 litre su kullanımı söz konusu. Bu rakamlar, ülke genelinde ortalama 130 litre seviyesinde olan tüketimle kıyaslandığında, ciddi bir israfın göstergesi. Artan buharlaşma ve kayıplar, suyun verimli kullanılmasını daha da önemli hale getiriyor. Bu kayıplar, sadece tarımsal üretimi değil, aynı zamanda ekosistemleri ve doğal yaşamı da olumsuz etkiliyor.

Don Olaylarının Tarıma Yansımaları

Son altı aylık dönemde ülkemizde üç büyük don felaketi yaşandı. Bu olaylar, özellikle meyve ve tahıl üretiminde büyük hasarlara neden oldu. Nisan ayında yaşanan don, 65 ilde ciddi verim kayıplarına yol açtı; birçok tarım alanında kalıcı hasarlar oluştu. Bu zararlar, sadece bu yıl değil, gelecek yılların üretim potansiyelini de olumsuz etkiliyor. Karadeniz bölgesinde bile fındık bahçelerinde kuruma ve meyve dökülmeleri yaşanırken, İç ve Doğu Anadolu’da ise buğday, arpa ve mercimek tarlaları çiftçi açısından erişilemez hale geldi. Ayrıca, ülkemizin önemli ihracat ürünleri olan üzüm ve zeytinlerde de %70 oranında kayıplar yaşandı.

Prof. Demir, “Doğru tarım politikaları ve iklim uyumlu stratejiler geliştirilmelidir. Ülkemiz, 85 milyon yerine 485 milyon nüfusu bile kaldırabilecek tarımsal ve doğal kaynaklar potansiyeline sahip. Ancak, bu potansiyeli etkin kullanmak ve sürdürülebilirliği sağlamak için acil adımlar atılmalı,” diyor.

Suyun Yönetimi ve Gelecek İçin Alınması Gereken Önlemler

Mevcut durumda, toplam su varlığımız 112 milyar metreküp iken, bunun yaklaşık %50’sini kullanıyoruz. Tarımda ise bu alandan yaklaşık 45 milyar metreküp su tüketiliyor, bunun da yaklaşık 25 milyar metreküpü israf ve kayıplar nedeniyle boşa gidiyor. Bu oranlar, suyun etkin ve verimli kullanılmadığını gösteriyor. Uzmanlar, suyun doğru yönetimi ve planlı kullanımı için üniversitelerin sulama mühendisliği alanında eğitimlerini güçlendirmesi, yerel yönetimlerin ve çiftçilerin uzmanlardan danışmanlık alması gerektiğine vurgu yapıyor.

Prof. Demir, özellikle tarımsal sulama yöntemlerinin modern ve sürdürülebilir teknolojilere uygun hale getirilmesi gerektiğine dikkat çekiyor. Ayrıca, tarımsal sigorta sistemlerinin güçlendirilmesi ve üretimin ihtiyaçlara göre planlanması, bu sorunların çözümünde önemli rol oynayabilir. “Su ve tarım politikalarını gözden geçirerek, iklim değişikliğine uyum sağlayan stratejiler geliştirmeliyiz. Bu sayede hem tarımı hem de yaşam kalitemizi koruyabiliriz,” diyerek sözlerini tamamladı.

Kaynaklar: Demirören Haber Ajansı / Sağlık, Haberler.com