Ramazan’da Kalp Hastalarının Uyarı Etmeleri Gerekenler

10.05.2020

A⁺

A^-

Ramazan ayı her tarafında iftarda tüketilen aşırı yağlı ve ağır gıdaların kalp krizi riskini artırabileceğini vurgulayan Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Turhan, “Yürek hastaları Ramazan baştan başa iki öğün yerine üç öğün ve her öğünde daha az miktarda yemek yemelidirler. Bu üç öğün iftar, iftardan 2-3 saat daha sonra ve sahur biçiminde olmalıdır,” dedi.

ORUÇ TUTMADAN ÖNCE DOKTORA DANIŞILMASI GEREKİR

Bu sene Ramazan ayının Covid-19 salgınına denk gelmesi ile kalp hastalığı olan kişilerin endişeleri bir kat daha arttı. Yürek hastaları için ‘oruç tutabilir’ veya ‘tutamaz’ biçiminde bir genelleme yapılmasının doğru olmayacağını belirten Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Hasan Turhan, şu açıklamaları yaptı:

“Yürek hastalarının oruç tutmadan önce kardiyoloji hekimleri kadar bireysel olarak değerlendirilmesi gerekir. Çünkü kalp hastalığı tanımında regüle hipertansiyondan en ileri yürek yetersizliğine dek geniş bir dağılım söz konusudur. Yürek hastalığının türü, şiddeti, hastanın klinik durumu, oruç tutulan iklim, mevsim, sahur ile iftar arasındaki süre, iftarda ve sahurda yenilen gıdaların türü ve ne dek yendiği ile ilaçların içilme düzeninde biçimsizleşme olup olmadığı, hastanın oruç tutup tutmaması kararını verirken mutlaka dikkate alınmalıdır.”

SU KAYBINA DİKKAT!

Ramazan ayı boyunca yürek damar hastalıklarında büyüme olduğunun altını çizen Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Hasan Turhan, “Yurtdışında yapılan bir çalışmada 10 takvim izlemde Ramazan ayı ve izleyen ay süresince yürek damar hastalıklarına emrindeki hastaneye yatış oranında öteki aylara kadar çoğaltma olmadığı saptanmıştır. Ülkemizde yapılan bir çalışmada ise benzer şekilde sağlıklı insanlarda orucun yürek damar hastalıklarını negatif güzel bir özelliğinin olmadığı gösterilmiştir. Oysa sıcak ve uzun yaz günlerinde oruç yakalamak pek çok hastada olduğu gibi kalp hastalarında da sorun yaratabilir. Aşırı akıcı ve elektrolit kaybı, kan basıncında fazla düşmelere, senkop gelişmesine yol açabilir, hatta kalp damar hastalarında kalp krizini tetikleyebilir ve kalp yetersizliğine niçin olabilir,” dedi.

HANGİ KALP HASTALARI ORUÇ TUTMAMALI?

Bilhassa semptomatik göğüs ağrısı, nefes darlığı gibi şikâyetleri faal olarak devam eden hsta bireylerin oruç tutmasının sakıncalı olabileceğini bildiren Prof. Dr. Hasan Turhan, hangi yürek hastalarının oruç tutmaması gerektiğini de açıkladı:

“İleri düzeyde yürek yetersizliği olan hastalar kesinlikle oruç tutmamalıdır. Çünkü bu hastaların sorunsuz seyredebilmesi ilaçların uyumlu kullanılması ve akışkan elektrolit dengesinin sağlanmasıyla mümkündür. Yüksek doz diüretik (idrar sökücü hap) bölge hastaların bilhassa yaz döneminde oruç tutmaları sakıncalıdır. Son 6 ay içerisinde yürek krizi geçiren hastalar, son 6 ay içerisinde koroner stent veya koroner bypass ameliyatı olmuş hastalar için oruç tutmamak daha yerinde bir yaklaşımdır. Ritim bozukluğu veya ritim bozukluğuna yatkınlığı olanlarda oruçla birlikte elektrolit dengesizliği ve iskemi tetiklenebilir, cana yakın deşarj ve kan şekerinde düşme gibi nedenlere emrindeki ritim bozukluğu gelişebilir. böylece ilk olarak önemli ritim bozuklukları edinmek üzere ritim bozukluğu olan hastaların oruç tutması risklidir.”

TANSİYON HASTALARININ HEKİME DANIŞMASI GEREKİYOR

Dirençli kan basıncı yüksekliği olan hastaların ise kan basıncının bayağı düzeye inmeden, kontrol altına alınmadan oruç tutmaması gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Hasan Turhan, “Tedavi ile yoklama altına dargın tansiyon yüksekliği olan hastalar, ilaçlarını her gün ahenkli elde etmek koşulu ile oruç tutabilirler. Bu sanılan durumların dışındaki bütün yürek damar hastaları oruç tutup tutamayacaklarını mutlaka hekimlerine danışmalıdır. Ramazan öncesinde oruç tutacak hastaların takipli hekimleri kadar kontrolleri yapılarak hap dozlarında düzenleme yapılabilir. Günde tek doz ilaç kullanan hastaların (hipertansiyon ve ritim bozukluğu hastaları gibi) tedavisi, hap dozunun sahur ya da iftara kaydırılması ile düzenlenebilir. Burada en kayda değer konu, ilacın her gün aynı saatte alınması ve aksatılmamasıdır” biçiminde konuştu.

SICAK HAVALARDA AĞIR İŞLERDEN UZAK DURUN

Yaz aylarının kendini göstermeye başlaması ve havaların ısınmasıyla birlikte vücuttaki akıcı kaybının da pozitif olacağını düşünerek iftar ile sahur arasında yeterli miktarda akışkan alımının sağlanması gerektiğini açıklayan Prof. Dr. Hasan Turhan, oruç tutarken sıcak ortamlardan uzakta durulması ve sıcakta ağır meslek yapılmaması gerektiğini belirtti.

AĞIR VE FAZLA YEMEKTEN KAÇINI

Oruç tutan hastalarda en sık görülen bir diğer sorunun ise ağır ve fazla yemek olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Hasan Turhan, “Kimi hastalar uzun süren açlığın etkisi ile iftarda ağır ve aşırı yemek yerken kimileri ise oruç esnasında açlığa dayanabilmek için sahurda çok yemek yemek yemektedir. Hâlbuki ağır bir yemek sonrası çarpıntı, yürek damar hastalarında iskemi, tansiyonda ani doruk gelişebilir. Hatta çalışmalarda ağır yağlı yemekler sonrası salınan bazı maddelerin pıhtılaşmaya eğilimi artırdığı, bunun da yürek krizini tetiklediği gösterilmiştir. böylece kalp hastalarının iftar ve sahurda yediklerinin içeriğine ve miktarına dikkat etmeleri gerekir,” dedi.

Ramazan’da kalp şikâyetleri ile acele servise başvuran kişilerin, iftar sonrası ilk birkaç saatte arttığını açıklayan Prof. Dr. Hasan Turhan, buna iftarda tüketilen fazla yağlı ve ağır besinlerin sebep olduğunu söyledi. Prof. Dr. Turhan, “Yürek hastaları Ramazan her tarafında iki öğün yerine üç öğün ve her öğünde daha az miktarda yemek yemek yemelidirler. Bu üç öğün iftar, iftardan 2-3 saat sonra ve sahur biçiminde olmalıdır,” diye konuştu.

YEMEKLERDE FASULYE, BEZELYE VE NOHUT TERCİH EDİN

Kalp hastası olan şahısların Ramazan ayında tükettiği öğünlerinde sindirimi uzun süren besinlere tartma vermesinin önemli olduğun bildiren Prof. Dr. Turhan, beslenme önerilerini ise şu şekilde sıraladı:

“Lifli, proteinden zengin ağırlıklı sebze ve meyveden oluşan öğünler uzun süreli sindirime uğrarken tokluk hissinin de uzun süreli olmasını sağlamaktadır. Tersine tamamlanmış karbonhidrat içeren şekerli, unlu gıdalar ise kısa sürede sindirime uğrayacağından kısa sürede istek hissedilmesine neden olacaktır. bu nedenle bitmiş karbonhidrat (şekerli gıdalar, börek, çörek, baklava, makarna, kurabiye, reçel) yerine sebze yemekleri, fasulye, bezelye, nohut, mercimek gibi gıdaları seçmek daha uygun olacaktır.”