Özcan Deniz ve Eşi Samar Dadgar’ın Çocuk Konusundaki Açıklamaları
Özcan Deniz ve eşi Samar Dadgar, çocuk sahibi olma konusundaki düşüncelerini ve gelecekteki planlarını paylaşıyor. İkili, aile kurma hayalleri ve bu süreçteki duygularını samimi bir dille anlatıyor.
Özcan Deniz ve Eşi Samar Dadgar’ın Çocuk Hakkındaki Açıklamaları
Şarkıcı Özcan Deniz, oğlu Kuzey’in annesi Feyza Aktan ile yaşadığı olaylı boşanmanın ardından geçen yıl İranlı modacı Samar Dadgar ile hayatını birleştirdi. Geçtiğimiz gün, eşi Samar’ın 30. doğum gününü kutladıkları bir etkinlikte, Özcan Deniz’e “Yeniden baba olmak ister misiniz?” sorusu yöneltildi.
DENİZ: BİR ÇOCUK DAHA İSTEMİYORUM
Özcan Deniz, bu soruya şu şekilde cevap verdi: “Ben 53 yaşındayım. Eşim Samar ve oğlum benim için her şey. Onlar gençken ben yaşlı olmak istemiyorum. Bir çocuk daha dünyaya getirip, o 10’lu yaşlarındayken ben 70’lerime dayanmak istemiyorum. Bunu göze alamıyorum ama Samar genç bir kadın, benim canım, ciğerim. Bunu ‘hayat’ diyelim…”
Bu açıklamaları, sosyal medyada bazı tepkilere yol açtı ve Özcan Deniz eleştirilerin hedefi oldu.
DADGAR: HER KADIN ANNE OLMAK ZORUNDA DEĞİL
Özcan Deniz’in sözlerinin ardından eşi Samar Dadgar, Instagram hesabından bir paylaşım yaparak konuyla ilgili görüşlerini açıkladı. Dadgar, şu ifadeleri kullandı:
- “Her kadın anne olmak zorunda değil.”
- “Her kadın anne olma duygusuyla yanıp tutuşmak zorunda değil.”
- “Her evlilik çocukla taçlandırılmak zorunda değil.”
Dadgar, çocuk sahibi olmanın zorunlu olmadığını vurgulayarak, “Bir çocuğumuz zaten var ve o bizim canımız, ciğerimiz. İki taraf da birbirini seviyorsa ve çocuk yapma hasreti yoksa, bu durumu kadın haklarına bağlamak veya zorlama ile bir gün istemek zorunda kalacaksınız diye dikte edemezsiniz.” dedi.
Devamında, “Bazen bazı şeyler çok mahremdir, özeldir. Hasta değilim ama ya hasta olsaydım ve çocuk sahibi olamasaydım? Yaptığınız yorumlar kadınları üzen yorumlar.” diyerek bu durumun ne denli hassas ve özel olduğunu ifade etti.
BU BENİM KARARIMDI, EŞİM DE SAYGI DUYDU
Samar Dadgar, konunun mahremiyetine dikkat çekerek, “Müslüman bir kadın olarak, İran topraklarında ve o kültürden gelen biri olarak, bu kadar özel bir konunun sürekli bir erkek muhabiri tarafından sorulması beni oldukça utandırıyor. Türk örf ve adetlerinde de bunun yeri yoktur. Bu benim kararım ve bu karara saygı duymanızı istiyorum.” ifadelerini kullandı.
Son olarak, “Her kadının kendi bedeni ile ilgili karar verebilmesi büyük bir özgürlüktür. Dayatmalarla ve olması gereken gibi dikte edilmek, artık bu devirde çiğ bir düşünce gibi geliyor.” diyerek, bu tür soruların kendisine yöneltilmemesini rica etti ve “Sevgili eşim bu karara saygı göstermesi benim için yeterliydi.” dedi. Bu tür baskıların sadece bir kadına psikolojik şiddet olduğunu belirtti.
Dadgar, “Hepinizi saygı ile kucaklıyorum ve bu denli mahrem konuları açmamanızı diliyorum. Sizleri seviyorum.” diyerek sözlerini sonlandırdı.