Kayseri’deki Pervane Bey Medresesi’nin Turizme Kazandırılması Talep Edildi
Kayseri’deki Pervane Bey Medresesi’nin turizme kazandırılması talebiyle tarihi ve kültürel değerler ön planda tutuluyor. Detaylar için tıklayın.
Kayseri’nin tarihi dokusunu zenginleştiren ve şehrin kültürel mirasını ortaya çıkarma yolunda önemli bir adım olabilecek olan, Kapalı Çarşı’nın altında bulunan ve uzun yıllardır keşfedilmeyi bekleyen bir medrese kalıntısı gün yüzüne çıkarıldı. Bu medrese, 1270’li yıllarda Müiniddin Süleyman Pervane tarafından inşa edilmiştir ve tarih boyunca şehrin en eski eğitim kurumlarından biri olarak biliniyor. Zamanla çeşitli nedenlerle toprak altında kalan yapı, 1985 yılında Kapalı Çarşı’nın restorasyonu sırasında tekrar gün ışığına çıkarıldı. Günümüzde ise bu tarihi yapı, uygun koşullarda korunmakta ve şehrin turizm potansiyeline kazandırılması için büyük bir fırsat olarak görülmektedir.
İşte bu önemli medresenin ortaya çıkması ve halkın hizmetine sunulması amacıyla, tarihçi ve araştırmacı Mustafa Cingil’in yaptığı detaylı değerlendirmeler ve öneriler, şehrin kültürel mirasına büyük katkı sağlayabilir. Cingil, medresenin tarihine ve yapısına ilişkin şu bilgileri paylaştı: “Bu yapı, Moğollar döneminde yıkılmış olmasına rağmen, köklü bir eğitim ve kültür merkezidir. Günümüzde, şehrin göbeğinde, Kazancılar Çarşısı’nın hemen altında bulunması, medresenin turizm açısından büyük bir değer taşımasına neden oluyor.”
Medresenin Tarihçesi ve Günümüze Yansıması
Müinüddin Süleyman Pervane tarafından 1270’li yıllarda inşa edilen ve 1277’de Moğollar tarafından yıkılan medrese, o dönemlerde bölgedeki siyasi ve kültürel hareketlerin önemli bir parçasıydı. Pervane Bey, Hacıoğlu Şerafettin ayaklanması sırasında önemli bir figürdü ve bu dönemde Mısır Memlük Devleti lideri Baybars ile yaptığı temaslar, onun politik ve stratejik ilişkilerinin sadece küçük bir göstergesidir. Ancak bu girişimler, Moğolların tepkisi sonucu büyük bir bedel ödemesine neden olmuş ve yapı, zamanla zamanın şiddetli etkileriyle yok olmuştur.
Bu yıkımın ardından, medrese zamanla yer altına gömülmüş ve şehrin yükselmesiyle birlikte Kapalı Çarşı’nın inşasıyla tamamen toprak altında kalmıştır. 1985 yılında Kapalı Çarşı’nın kuzey kısmında gerçekleştirilen restorasyon çalışmaları sırasında, medrese taşlarına rastlandı ve detaylı araştırmalar neticesinde buranın ‘Pervane Bey Medresesi’ olduğu tespit edildi. Yapıya uygulanan koruma önlemleri ve üstünün betonla kapatılmasıyla, yapı günümüz şartlarına uygun şeklide koruma altına alındı.
Koruma ve Restorasyon Çalışmaları
Mustafa Cingil medresenin mevcut durumunu şu sözlerle özetliyor: “Burada şu an bir medresenin içindeyiz. Yapı, yaklaşık 800 yıl öncesine, Pervane Bey dönemine ait. 1985’deki restorasyon sırasında taşlar ortaya çıktı ve yapı korunmaya alındı. Günümüzde ise, üstü modern tabliye ve ayaklarla sabitlenmiş durumda. Bu sayede, yapının özgünlüğü korunurken, ziyaretçiler tarafından da görülebilir hale getirildi.”
Ancak, medresenin yeniden ihya edilmesi veya tamamen kullanılabilir hale getirilmesi şu an için mümkün görünmüyor. Bunun nedeni ise, yapının Moğollar tarafından yıkılmış olması ve günümüzdeki durumu. Cingil, bu konuda şunları söylüyor: “Medreseyi yeniden inşa edemeyiz, çünkü yapı ciddi anlamda tahrip olmuş durumda. Ama önemli olan, buranın şehrin merkezinde yer alması ve turizm açısından büyük bir potansiyel taşımasıdır.”
Turizme Kazandırılması ve Önemi
Mustafa Cingil ayrıca, buranın halk ve turistler tarafından bilinmediğine vurgu yaparak, şunları belirtiyor: “Burası, şehrin göbeğinde olmasına rağmen pek bilinmiyor. Burası, hem şehrin kültürel mirasını yansıtan hem de turistik açıdan büyük bir zenginlik taşıyan bir alan. Bu medresenin halka açılması, kültürel ve turizm açısından büyük fayda sağlayacaktır.”
“Bu yapının, fazla maliyet gerektirmeden ortaya çıkarılması ve halka açılması mümkün. Bu sayede, Kayseri’nin tarihi mirası daha geniş kitlelere ulaşabilir ve yerel ekonomiye katkı sağlayabilir,” şeklinde konuşan Cingil, bu tarihi yapının korunması ve turizme kazandırılması için acil adımların atılması gerektiğine dikkat çekiyor. Medresenin yaklaşık 800 yıllık tarihi ve taşıdığı hikayeler, şehrin kültürel zenginliğine önemli bir katman ekliyor ve bu değerlerin gelecek nesillere aktarılması büyük önem taşıyor.