DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C
İstanbul
°C
°C
°C
°C
°C

Karaciğer Yağlanması: Türkiye’de Halk Sağlığı Sorunu ve Tedavi Yöntemleri

Karaciğer yağlanması, Türkiye’de önemli bir halk sağlığı sorunu haline gelmiştir. Bu yazıda, hastalığın nedenleri, belirtileri ve etkili tedavi yöntemleri hakkında bilgi edinin.

13.08.2024
A+
A-

Karaciğer Yağlanması: Türkiye’de Önemli Bir Halk Sağlığı Sorunu

Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Meltem Ergün, Türkiye’de karaciğer yağlanmasının önemli bir halk sağlığı sorunu olduğunu vurguladı. Ülkede her üç kişiden birinin bu hastalıktan etkilendiği tahmin edilmektedir. Alkol ya da alkol dışı nedenlerle karaciğerde normalden fazla yağ birikmesi olarak tanımlanan karaciğer yağlanması, dünya genelinde ve Türkiye’de obezitenin artış hızına bağlı olarak giderek yaygınlaşmaktadır. Prof. Dr. Ergün, bu tablo devam ederse obeziteye bağlı karaciğer yağlanmasının, kronik karaciğer hastalıklarının en yaygın nedeni olacağını belirtti.

Özellikle karın bölgesinde yağlanmanın daha fazla olduğu kilolu bireylerde, diyabet ve hipertansiyon gibi hastalıkların yanı sıra yağlı karaciğer hastalığının da daha sık görüldüğünü ifade eden Ergün, karaciğerdeki yağlanmanın şiddetinin genellikle kilo fazlalığıyla doğru orantılı olduğunu anlattı.

Diyabet: Önemli Bir Risk Faktörü

Diyabet: Önemli Bir Risk Faktörü

Diyabetin, karaciğer yağlanmasının gelişiminde önde gelen risk faktörlerinden biri olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Ergün, diğer risk faktörlerini şu şekilde sıraladı:

  • Obezite: Özellikle göbek çevresindeki fazla kilo, karaciğer yağlanmasının en önemli sebeplerindendir.
  • Alkol Tüketimi: Alkol, karaciğerde ciddi yağlanmadan sorumlu olabilir.
  • Beslenme ve Yaşam Tarzı: Yağlı yiyeceklerden zengin batı tipi beslenme, bol protein ve karbonhidrat içeren diyetler, yağlanma riskini artırmaktadır.
  • Şekerli İçecekler: Gazlı ve şekerli içeceklerin tüketimi, yağlanma üzerinde önemli bir etkiye sahiptir.

Prof. Dr. Ergün, ömrü uzatan ve hastalıkların oluşumunu azaltan etkili tek beslenme yöntemi olarak Akdeniz tarzı beslenmeyi önermektedir.

Karaciğer Yağlanmasının İlerlemesi ve Sağlık Sorunları

Karaciğer yağlanması yıllar içinde sürdüğünde, vücut bu duruma tepki vermeye başlar ve karaciğer hücrelerine saldırılar gerçekleşir. Prof. Dr. Ergün, “Saldırılar arttıkça karaciğerde hasar ve siroz gelişimi söz konusu olur. Sirozdan sonra, karaciğerde kanser hücreleri oluşma riski de ciddi şekilde artar” dedi.

Hepatit, alkol kullanımı ve diğer karaciğer hastalıklarının varlığı durumunda, yağlanma ile birlikte siroz riskinin katlanarak arttığını belirten Ergün, “Örneğin, hepatit B virüsünün karaciğere ilk zararını vermesiyle, yağlanmanın eklenmesi durumunda siroz ihtimalinin oldukça arttığını söyleyebiliriz” şeklinde konuştu.

Sinsi İlerleyiş: Belirtiler ve Tanı Yöntemleri

Karaciğer yağlanması, genellikle belirti vermeden sinsi bir şekilde ilerleyebilir. Prof. Dr. Ergün, “Başlangıç aşamalarında hastada belirti olmayabilir, hastalık yıllarca sessizce seyreder. İlerleyen evrelerde karın ağrısı, halsizlik, yorgunluk ve karaciğer enzimlerinde yükselme gibi şikayetler ortaya çıkabilir. Son aşamada ise karında ve bacaklarda sıvı birikimi (asit ve ödem) görülebilir” diye açıkladı.

Karaciğerdeki yağlanmanın ultrason ile tespit edilebildiğini ve evreleme yapılabildiğini belirten Ergün, “Ultrasonla yapılan görüntülemelere göre hastalığın evreleri şu şekildedir:

  • Evre 1: Karaciğer hücrelerinin üçte biri yağlıdır.
  • Evre 2: Karaciğer hücrelerinin yaklaşık yarısı yağlıdır.
  • Evre 3: Karaciğer hücrelerinin üçte ikisi yağlıdır.

Daha fazla yağlanma görünmesi durumunda ve bu durum yıllar boyunca devam ederse siroza dönüşüm riski artmaktadır.

Fibroscan Yöntemi ile Yağlanma Analizi

Fibroscan Yöntemi ile Yağlanma Analizi

Son yıllarda görüntülemede kullanılan Fibroscan yöntemi sayesinde, yağlanmanın şiddeti ve siroza doğru gidip gitmediği hakkında daha ayrıntılı bilgi edinmenin mümkün olduğunu belirten Prof. Dr. Ergün, “Fibroscan, ultrason gibi cilt dışından yapılan, yaklaşık 5-10 dakika süren kolay, acısız ve etkili bir yöntemdir. Karaciğer yapısına dair önemli bilgiler sunmakta, birçok hastada biyopsi gerekliliğini ortadan kaldırabilmektedir,” dedi.

Yağlanmanın Tedavisi ve Önemi

Yağlanmanın Tedavisi ve Önemi

Karaciğer yağlanmasının tedavisinde en önemli aşama kilo vermek ve göbek çevresini azaltmaktır. Prof. Dr. Ergün, “Bu nedenle diyet ve egzersiz tedavinin vazgeçilmez unsurlarıdır. Her gün 30-45 dakika yürüyüş, tansiyon, şeker ve kilo kontrolünde etkili olmaktadır. Ancak diyet ve egzersizin sürekliliği büyük önem taşımaktadır. Uzun süreli ve düzenli uygulandığında yağlanma gerileyebilir. Karaciğer enzimlerindeki düzelme, tedaviye daha hızlı bir yanıt verirken, ultrasonik iyileşme daha yavaş olmaktadır. Burada sabırlı ve umutlu olmak önemlidir,” şeklinde konuştu.

Karaciğer enzimleri yüksek olan hastalarda bazı ilaç tedavileri ve insülin direncini kırmaya yönelik ilaçların etkinliği kanıtlanmıştır. Siroz gelişmiş hastalarda ise ilaç tedavileri ve karaciğer nakli, karaciğer kanseri gelişmiş hastalarda ise kemoterapi ve embolizasyon gibi tedavi yöntemleri uygulanmaktadır.

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Sağlık

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.