İnternet Oyun Bağımlılığı ve Çocuk Psikolojisi
İnternet oyun bağımlılığı, çocukların psikolojisi üzerinde derin etkiler yaratabilir. Bu makalede, bağımlılığın nedenleri, belirtileri ve etkileri üzerine bilgi vererek, ebeveynlerin alması gereken önlemleri ele alıyoruz.
İzmir Katip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Psikiyatri Polikliniği’nden Uzm. Dr. Ezgi Karagöz Tanıgör, son yıllarda çocukların internette geçirdiği zamanın artışı ve sosyal medya kullanımı konusundaki şikayetlerin psikiyatri polikliniklerine başvuruları önemli ölçüde artırdığını belirtti. Uzm. Dr. Tanıgör, internet ve oyun oynama bozukluğunun genellikle başka psikiyatrik bozukluklarla birlikte geliştiğine dikkat çekti.
Dijital Oyunların Etkisi
Dijital oyunları aşırı süreyle oynayan çocuklar, oyunlarda yarattıkları karakterlerle özdeşim kurma eğiliminde oluyor. Oyunların gerçekçiliği arttıkça bu özdeşimin derinleştiğini ifade eden Tanıgör, “Yeni sürümlerin piyasaya sürülmesi ve 3 boyutlu oyunların çıkışı, bu özdeşimi daha da kuvvetlendirebiliyor. Özellikle saldırganlık ve savaş temalı oyunlarda çocukların davranışları üzerinde daha fazla dikkat göstermemiz gerekiyor” dedi.
Oyun Bağımlılığının Zararları
Oyun bağımlılığı, çocuklar ve gençler arasında giderek yaygınlaşan bir sorun haline geldi. Uzm. Dr. Tanıgör, bilgisayar oyunlarının hedefe uygun bir şekilde tasarlandığında eğitsel fayda sağlayabileceğini belirtti. Ancak, çocuklar uzun süre oyun oynadıklarında bu durum, “internet oyun bağımlılığı” olarak adlandırılan bir bozukluğa yol açabiliyor. Bu bağımlılık, aile ilişkilerini olumsuz etkileyebilir, akran ilişkilerini zayıflatabilir ve okul performansını düşürebilir. Ayrıca, öfke kontrolü sorunları ve depresif belirtilerle de ilişkili olabileceği uyarısında bulundu.
Tanıgör, sürekli oturmanın getirdiği obezite ve uyku sorunları ile ilgili olarak, “Uykuya dalmakta zorluk çeken çocuklar, ertesi gün dikkat ve okul performansında düşüş yaşayabiliyor. Bunun yanı sıra, görme sorunları, elde ve kolda uyuşma, duruş bozuklukları gibi fiziksel rahatsızlıklar da ortaya çıkabilir” şeklinde konuştu.
Oyun Süresi ve İçeriği
Oyunların süresinin yanı sıra içeriğinin de büyük önem taşıdığını vurgulayan Uzm. Dr. Tanıgör, özellikle savaş temalı oyunların çocuklar üzerinde olumsuz etkiler yaratabileceğini ifade etti. Bu tür oyunlarda, çocukların saldırgan davranışlarının ödüllendirildiğini görebildiklerini belirtti. Gençlerin en çok etkilendiği yaş grubunun 16-21 yaş arası olduğunu söyleyen Tanıgör, erkeklerin bu durumdan daha fazla etkilendiğini gözlemlediklerini ekledi. Ancak, bu yaş aralığının giderek düşmesi endişe verici bir durum olarak değerlendiriliyor.
Tanıgör, ekran süresinin kısıtlanması gerektiğine dikkat çekerek, “0-3 yaş arası çocukların tamamen ekran maruziyetinden kaçınması gerekiyor. 3-6 yaş arası çocuklar için ekran süresi en fazla yarım saat olmalıdır. 6-9 yaş arası için 45 dakika, 9-12 yaş arası için 1 saat ve 12 yaşından sonra ise 2 saati geçmemelidir” dedi.
Ailelerin Rolü
Çocukların oyunların etkisinde kalarak davranış değişiklikleri gösterebileceğini ifade eden Uzm. Dr. Tanıgör, ailelerin süre sınırlamasının yanı sıra, çocuklarına rol model olabileceklerini vurguladı. “Aile ilişkilerinin bozulduğu, uyku ve iştah değişikliklerinin görüldüğü durumlarda daha dikkatli olunmalıdır. En başta bağımlılık durumu oluşmadan süre kısıtlaması yapmak büyük önem taşıyor. Ayrıca, çocuklara oyunları ödül olarak sunmamak gerekir. Bu, özellikle tatil ve yaz dönemlerinde sıkça karşılaştığımız bir durumdur” dedi.
Tanıgör, ailelerin örnek davranışlarla çocuklarına rol model olmalarının önemli olduğunu belirterek, “Ailenin ekran kullanımını sınırlandırması, çocuklara örnek olacaktır. Çocukların yalnız kalmaması, masaüstü bilgisayarların tercih edilmesi ve içeriklerin kontrol altında tutulması gerekir. Özellikle yaş grubuna uygun içeriklerin seçilmesi de son derece önemlidir” şeklinde konuştu.