Hutura Kilisesi: Karadeniz’in Ortodoks Mirasında Yeniden Doğuşu ve Ziyaretin Anlamı
Karadeniz’in Ortodoks mirasının yenilenişi: Hutura Kilisesi’nin yeniden doğuşu ve ziyaretin anlamı üzerine derin bir keşif.
Alemdar köyünün merkezine yakın konumda bulunan Hutura Kilisesi, 14. yüzyılın ilk yarısında inşa edilmiş olup, tarih boyunca çeşitli restorasyonlar görmüştür. Kilisenin yanında yer alan şapel ve diğer yapılar, köyün meyilli arazi düzenlemesiyle oluşturulan alanda zengin bir manzara sunar.
Ziyaret esnasında konuşan Aziz Grigorios Manastırı Keşişi Grigorios Grigoriadis, Hutura Kilisesi’nin Karadeniz’deki üç kutsal Ortodoks kilisesinden biri olduğunu vurgulayarak şu sözleriyle bölgenin dini önemine dikkat çekti: Dedelerimizin yaşadığı topraklar burada, bizim için dini anlamda çok önemli bir bölgedir. Türkiye Cumhuriyeti’nin pek çok mabedi restore ettiğini belirten keşiş, kilisenin de yeniden ayağa kaldırılmasını temenni etti. Bu bölge, farklı ırkların değil, ortak bir dini inancın buluşma noktasıdır. Roma’dan Bizans’a, Osmanlı’dan Türkiye Cumhuriyeti’ne uzanan zengin bir tarih anlatısı olan bu yerde, üç kez ziyaret eden Grigoriadis kendisini her seferinde yabancı hissetmediğini ifade etti.
Harap durumuna rağmen ziyaretçi akışını sürdüren Alemdar Köyü Muhtarı Okan Berker, kilisenin köy için taşıdığı öneme değindi: “Bu, Rumlardan kalan tarihi bir manastır; 1300’lü yıllardan itibaren kayıtlarda geçiyor. Harap durumda olmasına rağmen her yıl ziyaret alıyor ve kutsal kabul ediliyor. Restore edilmesi, hem onların taleplerini karşılar hem de memleketimize katkı sağlar.” Geçmişte bu mekân, bölgede regional bir hac merkezi niteliği taşımaktaydı.