Görme Engelli Çiler’in Hayatı ve Sanata Verdiği Değer
Görme engelli Çiler’in hayatı ve sanata katkılarıyla ilham verici hikayesi. Engelleri aşarak sanatla hayatını zenginleştiriyor.
Görme engelli Çiler, dünyasını örgüyle güzelleştiriyor
Bilecik’te yaşayan, doğuştan görme engelli ve üç çocuk annesi olan Çiler Kocaman, hayatını sevgi ve azimle şekillendiriyor. Hayata karşı gösterdiği güçlü duruş ve sanata olan tutkusu, çevresine ilham kaynağı oluyor. Engelleri, onun azmi ve yaratıcılığı sayesinde aşılabilir gösteriyor.
48 yaşındaki Kocaman, 15 yıl boyunca santral memurluğu yaptıktan sonra 2011 yılında emekli oldu. Ailesiyle birlikte İstanbul’dan, memleketi Bilecik’e taşındı. Kendisi gibi doğuştan engelli olan eşi, 20 ve 9 yaşlarındaki kızları ile 5 yaşındaki oğluyla birlikte mutlu ve anlamlı bir yaşam sürdürüyor. Ailesine destek olmak ve sosyal hayata aktif katılım sağlamak amacıyla el işi örgüye yöneldi.
El İşiyle Hem Ekonomiye Katkı Hem de Kendini İfade Etme
Kocaman, yatılı okulda öğretmeninin teşvikiyle elleriyle yoklama ve sayma yöntemlerini öğrenmiş. Bu becerisi sayesinde yelek, kazak, patik, bere ve atkı gibi pek çok aksesuar örerek satmaya başladı. Pazarlarda ürünlerini satarak aile bütçesine önemli katkılar sağlıyor. Ayrıca, örgüye olan ilgisi, onu yeni uğraşlar ve beceriler geliştirmeye yöneltti.
Hobiden Profesyonelliğe Uzanan Yolculuk
Çiler, örgüye ilk olarak ilkokulda öğrenmiş ve zamanla bu hobisini geliştirmiş. Bilecik’te düzenlenen dernek ve Halk Eğitim Merkezi’nin verdiği kurslar sayesinde el becerilerini ilerletmiş. Ayrıca, Bilecik Engelsiz Sanat Atölyesi ile tanışıp, ürün tanımları ve satış teknikleri konusunda tecrübe kazanmış. Tığ işi ve seramik kurslarına katılarak kendini yeni alanlarda da geliştirmeyi sürdürüyor.
“Seramik kursu benim için adeta spor ve beyin terapisi gibi” diyen Kocaman, bu sayede hem kendini hem de çevresindekileri motive ediyor. Kent Konseyi’ndeki takı kurslarına katılarak yeni yetenekler edinmiş ve üretimlerine devam ediyor.
Zorluklarla Mücadele ve Aile Desteği
Kocaman, dışarı çıkmanın ilk zamanlarda ona oldukça zor geldiğini ve ailesini bu konuda ikna etmekte güçlük çektiğini anlatıyor. Annesine, onu duraktan alıp otobüse bindirerek, kendisinin de gidip gelmeye başlamasıyla güven duygusunu kazandığını belirtiyor. İş hayatında da kendini kabul ettirme sürecinin zorluklarını aşmış ve bu deneyimlerin kendisini güçlü kıldığını söylüyor.
“İşte bu süreçte, hayata tutunmanın ve kendini kabul ettirmenin önemini öğrendim. Gelişen bu özgüvenle, yeni projelere ve farklı alanlara yöneliyorum,” diyor.
Engellilere ve Topluma Mesajı
Çiler Kocaman, son olarak, toplumun engellilere bakış açısında değişim çağrısında bulunuyor. İnsanların engellilere “normal bireyler” gibi yaklaşıp, onları farkındalık ve sevgiyle kucaklamalarını diliyor. Ayrıca, çeşitli derneklerde yöneticilik yaparak projeler üretiyor ve yeni fikirlerle topluma katkı sağlamaya devam ediyor.
“Engeller, azim ve sevgiyle aşılır. İnsanlar, engellilere değil, onların yeteneklerine odaklanmalı ve farklılıklarımızı kutlamalıdır,” diyerek sözlerini tamamlıyor.