DOLAR 32,3374
EURO 34,8108
ALTIN 2.390,60
BIST 10.276,88
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 18°C
Parçalı Bulutlu
İstanbul
18°C
Parçalı Bulutlu
Paz 19°C
Pts 21°C
Sal 24°C
Çar 20°C

Glokom Geç Kalınırsa Körlüğe Neden Oluyor

11.03.2021
A+
A-

Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Rana Altan Yaycıoğlu, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de en sık görülen ilk beş körlük sebebi arasında yer alan glokomun sinsice ilerleyen bir hastalık olduğunu söyledi.

Glokomun ancak rutin kontrollerle saptanabilen bir rahatsızlık olduğunu anlatan Prof. Dr. Rana Altan Yaycıoğlu, ‘Halk arasında “göz tansiyonu” olarak da bilinen glokom, göz içerisindeki sıvı basıncının göz sinirlerine hasar vermesi sonucu gelişiyor. Sinirlerde ilerleyen hasarın ileri evrelerde görme alanında kusur yaratması sonucu görmede azalma ve kalıcı görme kayıpları yaşanabiliyor. Bu rahatsızlıkta görme kayıplarına varan sonuçlar yaşanmasının en büyük nedeni ise hastalığın tanısında geç kalınması oluyor. Oysa ki düzenli kontrollerde kolayca yapılan göz tansiyonu ölçümüyle glokom saptandıktan sonra erken tanı sayesinde tedavi edilebiliyor’ ifadelerini kullandı. 

NEDENİ YÜKSEK GÖZ TANSİYONU 

Hastalığın açık açılı ve kapalı açılı olmak üzere iki ana grupta incelendiğini söyleyen Prof. Dr. Yaycıoğlu, şöyle devam etti: 

‘Açık açılı glokom, hastada herhangi bir şikâyete yol açmadan ilerliyor. Bu nedenle rutin göz muayenesinde 30 yaş üzeri hasta grubunda göz tansiyonu da mutlaka ölçülüyor. Kapalı açılı türünde ise hasta glokom kriziyle hekime başvurabiliyor. Şiddetli göz ve baş ağrısı, görmede bozulma, mide bulantısı hatta kusmaya bile rastlanabiliyor. Bazı hastalarda, göz tansiyonu normal sınırlarda olmasına rağmen yine de sinirlerde hasar gelişebiliyor. Bu grup “normal tansiyonlu glokom” adıyla ifade ediliyor. Bir diğer grup hastanın göz tansiyonu yüksek olsa da herhangi bir hasar vermediğinden ‘oküler hipertansiyon’ olarak tanımlanıyor.’ 

TEDAVİ GEREKİYOR 

Rutin poliklinik muayenesinde ölçülen yüksek göz tansiyonu ile birlikte göz arkasının da değerlendirildiğini ifade eden Prof. Dr. Yaycıoğlu, ‘Bu noktada sinirlerde kayıp, görme sinirinde çanaklaşma gibi hastalığa özgü değişikliklerin fark edilmesi durumunda glokomdan şüphelenilerek ileri tetkikler yapılıyor ve bir bozulma fark edilirse tedaviye başlanıyor’ dedi. 

HASAR GERİ GELMİYOR 

Glokom tanısında geç kalınması, tedavinin gerektiği zamanda yapılamamasına sebep oluyor. Zamanında tanı konup, tedaviye başlanılmazsa hastalık kalıcı görme kaybına yol açıyor. Tanı konulduğunda eğer gözde bir miktar hasar gelişmişse bu durumun kalıcı olabildiğini söyleyen Prof. Dr. Yaycıoğlu, ‘Tedavide amaç glokom tablosunun ilerleyişinin durdurulmasıdır. Ne yazık ki oluşmuş hasar geriye döndürülemiyor. Tedavi genellikle ömür boyu devam ediyor ve hastaların doktorun belirleyeceği belli aralıklarla kontrollerini mutlaka yaptırması gerekiyor’ açıklamalarında bulundu.  

HER YAŞTA RASTLANIYOR 

Hastalık her yaşta görülse de özellikle ileri yaşlarda daha sık rastlanıyor. Ayrıca ailede glokom öyküsü olması, sigara kullanımı, diyabet hastalığı, migren, yüksek veya düşük tansiyon varlığı, uzun süre kortizon tedavisi alınması, göze alınan darbe hikayesi, miyopi veya yüksek hipermetropi halinde glokom gelişme riski artıyor. Bunların yanı sıra diğer bazı rahatsızlıklar veya kullanılan ilaçlar da glokoma sebep olabiliyor.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.