Genetiğe meydan okudu!

Mehmet Mustafa Tarar (56), kalp kapakçığındaki kronik sorunlar ve aort damarında oluşan tehlikeli baloncuk nedeniyle uzun süredir ciddi riskler altındaydı. Ailesinde genç yaşta yaşanan ölümler ve çeşitli kalp rahatsızlıkları, onun bu hastalıkların ciddiyetinin farkında olmasına ve düzenli kontroller yaptırmasına neden oluyordu. Nihayet, doğru teşhis ve zamanında gerçekleştirilen müdahale sayesinde sağlığına kavuştu. Bu başarı, özellikle genetik yatkınlığı olan bireyler için önemli bir uyarı niteliğinde oldu.

Genetik Risk ve Aile Hikayesi

Hastanın ailesinde kalp hastalıkları ve ani ölümler yaygın görünüyordu. Tarar, “40 yaşında kız kardeşimi kalp sıkıntıları nedeniyle kaybettim. Diğer kardeşim ise aort damarında yırtılma tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştı. Bu durum, ailesel genetik bir sorundu ve sonunda bende de ortaya çıktı” diyerek, ailesel risklerin ciddiyetini vurguladı. Ailesinde erken yaşta kalp sorunları yaşayanların, bu hastalıkların önüne geçmek için düzenli takip ve erken teşhisin önemini anlaması gerektiğine dikkat çekti.

Ameliyat ve Sağlık Durumu

Ameliyat sonrası yeniden sağlığına kavuşan Tarar, duygularını paylaşırken şunları söyledi: “Allah’a şükür, hocalarımın ve ekibin emeğiyle yeniden sağlıklı bir yaşam sürüyorum. Artık günlük hayatıma devam edebiliyorum ve bu süreci yaşamış herkesin ne kadar şanslı olduğunu biliyorum.” Bu açıklama, hastanın psikolojik ve fiziksel iyileşme sürecinin ne denli önemli olduğunu gösteriyor.

Aort Kökündeki Anevrizma ve Riskler

Hastanın durumu hakkında detay veren Medipol Acıbadem Bölge Hastanesi’nden Çocuk ve Kalp Cerrahisi Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Deniz Günay, şunları söyledi: “Hastamızda aort kökünde anevrizma tespit ettik. Bu bölgede oluşan baloncuklar, yırtılma riskinin en yüksek olduğu alanlardandır. Damar yapısındaki doğuştan gelen zayıflık ve ailesel genetik faktörler nedeniyle bu tablo gelişmişti. Ailede benzer ölümler görüldüğü için erken müdahale yaptık.”

Genetik Yatkınlıkta Erken Takip ve Müdahale

Dr. Günay, genetik yatkınlığı olan bireylerin düzenli takip edilmesinin çok önemli olduğunu belirterek şu uyarılarda bulundu: “Gelişen teknolojik imkanlara rağmen, aort kökündeki anevrizmaların yalnızca cerrahi müdahale ile tedavi edilebildiğini unutmamak gerekir. Eğer ailede ani ölümler veya damar hastalıkları öyküsü varsa, damar yırtılmadan veya baloncuk büyümeden önce damar değişimi şarttır. Aksi takdirde, yırtılma gerçekleşirse, bu durum ani ölümle sonuçlanabilir. Bu nedenle, özellikle 20 yaşından itibaren düzenli damar kontrolleri ve takip çok kritik öneme sahiptir.