DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C
İstanbul
°C
°C
°C
°C
°C

Eşrefoğlu Camisi ve Anadolu Selçuklu Dönemi Mimarisi

Eşrefoğlu Camisi, Anadolu Selçuklu Dönemi mimarisinin en önemli örneklerinden biridir. Tarihi ve kültürel zenginlikleriyle dikkat çeken bu cami, mimari detayları ve estetik yapısıyla ziyaretçilerini büyülemektedir.

11.03.2025
A+
A-

Anadolu Selçuklu Dönemi Mimarisi: Eşrefoğlu Camisi

Anadolu Selçuklu Dönemi Mimarisi: Eşrefoğlu Camisi

Anadolu Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubad’ın yazlık sarayı Kubadabad’ın da bulunduğu Beyşehir ilçesi, zengin tarihi ve kültürel mirası ile dikkat çekiyor. Bu bölgedeki Eşrefoğlu Camisi, ahşap direkleri, tavanı, taş işçiliği taç kapısı, kündekari minberi ve ahşap ile çini süslemeleri ile eşsiz bir yapı olma özelliği taşıyor. Ayrıca, caminin divan toplantılarında ve devlet görüşmelerinde kullanılması, onu tarihi bir yapı olmanın ötesinde, sosyal ve siyasi bir merkez haline getiriyor.

Eşrefoğlu Camisi ve Anadolu Selçuklu Dönemi Mimarisi

Eşrefoğulları Beyliği’nin kurucusu Seyfeddin Süleyman Bey tarafından 1299 yılında yaptırılan bu cami, Selçuklu geleneklerine bağlı olarak “ulu cami” tarzında tasarlanmış en büyük ve gelişmiş örneklerden biri olarak kabul ediliyor.

Eşrefoğlu Camisi ve Anadolu Selçuklu Dönemi Mimarisi

“Camide Güvenlik Önlemleri Ön Planda”

Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Muşmal, caminin inşa edildiği dönemde Anadolu’da yaşanan karışıklıklar ve Moğol istilaları nedeniyle güvenlik önlemlerinin ön planda tutulduğunu vurguladı. Muşmal, şehrin imarında, seferleri, saldırıları ve kuşatmaları engellemek amacıyla surlar inşa edildiğini ve kent içinde güvenlik tertibatları oluşturulduğunu belirtti. Eşrefoğlu Camisi’nde de bu tür önlemlerin alındığını ifade etti.

Eşrefoğlu Camisi ve Anadolu Selçuklu Dönemi Mimarisi

Muşmal, “Bu cami sadece ibadet edilen bir mekan değil, aynı zamanda halkın, devlet yöneticilerinin bir araya geldiği, istişare ettiği bir yerdi. Beyliğin, zaman zaman elçilerle, devlet yöneticileriyle, beylik yöneticileriyle ve halkıyla görüştüğü, devlet meselelerini tartıştığı bir meclisi vardı. İşte camideki bey mahfili bu işler için kullanılıyordu. Altında da çilehane bulunuyor.” şeklinde konuştu.

“Dehlizler Karşılıklı Gidiş Gelişe İmkan Tanıyacak Büyüklükte”

Güvenlik açısından dikkat çekici bir diğer unsurun ise kentin altındaki tüneller olduğunu belirten Muşmal, bu tünellerin hala mevcut olduğunu söyledi. Dehlizlerin bir kısmının günümüzde toprak ve balçıkla dolmuş olmasına rağmen, 2,5 metre yüksekliğinde ve 1,5 metre genişliğinde olduğunu ifade etti. Bu durum, dehlizlerin karşılıklı gidiş gelişe imkan tanıyacak büyüklükte olduğunu gösteriyor.

Eşrefoğlu Camisi ve Anadolu Selçuklu Dönemi Mimarisi

Muşmal, “Tünellerde belli alanlarda yarım daire şeklinde dinlenme mekanları oluşturulmuş. Yani tüneller alelade değil, mimari açıdan şehir inşa edilirken planlandığı anlaşılıyor ve şehrin dışına çıkışla bağlantılı olduğu görülüyor.” dedi.

Eşrefoğlu Camisi ve Anadolu Selçuklu Dönemi Mimarisi

Çilehanenin güvenlik tertibatıyla olan ilişkisinin de önemine değinen Muşmal, “Bey mahfilinin altında konumlandırılan çilehaneden iki dehlizle dışarıya, göl kıyısındaki kayıkhaneye ve surların dışına ulaşılabiliyordu. Bu, herhangi bir baskında, kuşatmada ya da şehir düştüğünde, beyin kayıkhaneye tahliye edilerek, göl üzerinden Kubadabad Sarayı’na veya muhkem adalara götürülmesine imkan sağlıyordu.” şeklinde konuştu.

Tünellerin boyutunun çok yoğun bir tahliye imkanı tanımadığını, ancak kritik önemde olan insanların tahliyesini kaldıracak kapasitede olduğunu belirten Muşmal, beylik merkezinin de çok kalabalık olmadığını ifade etti. Tünellerin, savunma ve karşı saldırıya yönelik, askerleri dışarıya taşıyabilecek şekilde tasarlandığını anlattı.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.