Kanada ile ABD sınırında bulunan ve bu iki ülkeyi birbirine bağlayan Bin Adalar, dünya üzerindeki en özel doğal alanlardan biri durumunda. Yüzlerce minik kara parçasından oluşan Bin Adalar, genelde üzerinde yalnızca tek bir ev veya tek bir ağacı bulunduruyor. İşte turistlerin gözdesi Bin adalar…
Fotoğraflar: Alamy
2 / 23
Ontario Gölü’nden doğan Saint Lawrence Nehri, Kanada’nın Ontario eyaletinde, Kingston kasabası yakınlarında genişliyor. Burada, 80 kilometre boyunca birbirinden güzel adalar sıralanıyor…
3 / 23
UNESCO tarafından Dünya Biyosfer Rezervi olarak belirlenen Bin Adalar’ın kimileri bir helikopter pisti büyüklüğünde, kimileriyse sadece kayalıktan oluşuyor.
4 / 23
Adalardan bazıları birkaç ev barındırıyor. Aralarından en büyüğü ise 124 kilometrekarelik Wolfe Adası. Bölgedeki adaların tam sayısı ise 1864. Ayrıca kır evi denilen bu evleri kiralayabilme imkanınızda bulunuyor.
5 / 23
Kızılderiler bu bölgeye Manatoana, yani Yüce Ruh Bahçesi adını vermişler. Bugünse bu bölge oldukça yoğun turist ağırlayan popüler bir tatil mekânı…
6 / 23
Sıcak yaz aylarında kampçılar, su sporları meraklıları, kano ve botla tura çıkmak için Bin Adalar’a geliyor.
7 / 23
Bölgede iki ülke birbirine 14 kilometre uzunluğunda köprülerle bağlanıyor. Bin Ada Köprüsü 1937’de inşa edilmiş, 1959’da genişletilmiş bir köprü.
8 / 23
Zavikon Adası adındaki ikiz adalar arasına kurulmuş 1,5 metrelik köprünün en kısa uluslararası köprü olduğu rivayet ediliyor.
9 / 23
Bir tarafında Kanada bayraklı görkemli bir villa, diğer yanında ise ABD bayraklı mütevazı bir ev bulunuyor.
10 / 23
Buradaki adalardan 20’si Kanada’nın en küçük ulusal doğa parklarından St. Lawrence Adaları Ulusal Parkı’nı oluşturuyorlar.
11 / 23
Parkın bulunduğu geniş alan, bitki ve hayvan çeşitliliği nedeniyle 2002’de UNESCO tarafından Dünya Biyosfer Rezervi alanları içine alındı.
12 / 23
Bölgeye inşa edilen şatolar ve lüks oteller, Bin Adalar’a gelen yoğun turist akımının sebebi olarak gösterilebilir.
13 / 23
Taş işçiliğinin güzel örneklerini sergileyen Dark Island’daki Singer Şatosu, Heart Island’daki Boldt Şatosu bugün adanın uğrak yerlerinden.
14 / 23
ABD tarafından bakılınca ise New York’a beş saat mesafede kalan bu adalar bölgesini görmek içinse, yarım günlük bir tren yolculuğunu göze almanız şart.
15 / 23
Bin Adalar hakkında bir diğer ilginç bilgiyse burada bir kara parçasının ada statüsüne sahip olması için yılın 365 günü su seviyesinin üstünde kalması ve belli yüzölçümüne sahip olması gerekiyor.
16 / 23
Ayrıca üzerinde ağaç ya da çalılık gibi bir bitki örtüsünün bulunuyor olması da şartlar arasında.
17 / 23
Heart Adası’nda, gözalıcı çimenler, rengarenk çiçeklerle süslü bir bahçenin arasından yükselen Boldt Şatosu kesinlikle görülmesi gereken bir yer.
18 / 23
Ancak bu adanın oldukça trajik bir öyküsü mevcut… New York’ta oteller zincirine sahip olan milyoner George Boldt Bin Adalar’dan Hart Adası’nı satın alıyor.
19 / 23
Ardından adanın ismini , eşine olan tutkusunu ifade etmek için Heart (Kalp) olarak değiştiriyor.
20 / 23
Aşkını ilan etmek için bu isim değişikliği Bay Boldt için yeterli olmuyor ve buraya, eşine ithafen 120 odalı, 6 katlı göz alıcı bir kale inşa ettirmeye başlıyor.
21 / 23
Yüzlerce işçi Boldt çiftinin aşk yuvasını inşa ederken, eşi aniden hayatını kaybediyor…
22 / 23
Bu olaydan sonra da George Boldt adaya adımını dahi atmıyor. İşte, zamanında Boldt çiftine uğursuzluk getiren bu ada, bugünlerde turistler için önemli bir cazibe merkezi.
23 / 23
Son olarak Bölgede saat başı kalkan tekne turları da yer alıyor. 1 saatlik, 2,5 saatlik, 5 saatlik tekne turlarından birine katılma şansınız bulunuyor.