Cildin savunma mekanizmasını yavaşlatıyor!

ABONE OL

Mevsim geçişlerinde yaşanan hava değişimleri cildin savunma mekanizmasını yavaşlatır. Bu durum cildin elastikiyetini sağlayan protein yapıda olan elastik ve kolajen liflerin deforme olmasına ve hücre yenileme kapasitesinde azalmaya yol açar.

Kimi ciltler havuzda klorlu suya, kimi ise tuzlu suya maruz kalır. Bazıları da kendini güneşe maruz bırakarak bronzlaşmak istemektedir.

Yazın hem sıcağın hem de havuz ve deniz suyunun etkisiyle ciltte kuruluk, donuklaşma, matlaşma, kırışıklık ve kılcal damarların belirginleşmesi gibi sorunlarla karşılaşılabilir.

Salgın nedeniyle ellerin sık yıkandığına ve alkol içeren dezenfektanların kullanıldığı bu dönemde el derisinde de kuruma, kalınlaşma, renginde koyulaşma ortaya çıkabilir.

Doğru analiz ve çözüm önerileriyle tüm bu problemler çözülebilmektedir.

Banyo yaparken çok sıcak su kullanmamaya dikkat etmeliyiz. Banyomuz 10 dakikadan fazla sürmemeli.

Kurutucu, parfüm ve alkol içeren, içeriğini bilmediğimiz kimyasallı temizleyiciler kullanmayalım. Doğal sabunlar ve kurutucu olmayan yağlı jellerle vücudumuzu temizleyelim.

Banyo sonrası mutlaka nemlendirici kullanalım.

2 litre suyu gün içinde mutlaka içelim. A, C ve E vitamini gibi derinin onarımında önemli görevleri olan vitaminleri alalım.

Vücudumuzun, hücrenin büyük bir kısmı su, vücudumuzu bundan mahrum edersek var olanı yok etmiş oluruz ve cildimizi büyük hasara uğratırız.

Ayrıca cildin ihtiyaç duyduğu yağ asitlerini karşılamak için omega 3 ve selenyum yönünden zengin balığın yanı sıra ceviz ve fındık gibi çerezlerin kavrulmamış halleriyle, nohut, kuru fasulye gibi baklagilleri tüketmeye özen gösterelim.