Dışişleri Bakanı Fidan’dan Güvenlik ve Siyasi Gelişmelere Dair Açıklamalar
Dışişleri Bakanı Fidan, güvenlik ve siyasi gelişmeler hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Detaylar için okuyunuz.
Dışişleri Bakanı Fidan, Tehditler ve Suikast Girişimlerine Dair Detaylı Açıklamalar
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada, kendisine yönelik suikast girişimini ve bu girişimin detaylarını kamuoyuyla paylaştı. Fidan, “Suikast girişiminde bana ağır arsenik ve cıva verilmişti. Bu olay belirli bir zaman diliminde gerçekleşmiş ve sonrasında detaylı tahlillerle ortaya çıkmıştır. Bu, yaklaşık 4-5 yıl önce olmuş bir olaydır.” diyerek, olayın boyutlarını ve kendisinin maruz kaldığı tehditleri açıkladı.
Fidan, ayrıca modern zamanlarda fiziksel saldırılardan ziyade, “karakter suikastı” ve psikolojik saldırıların daha yaygın hale geldiğini vurguladı. Kendisine ve ailesine karşı sürdürülen propaganda ve karalama kampanyalarına dikkat çekerek, “İnsanlar kamuoyunun gözünden düşürülmeye çalışılıyor. Bu, çağımızda karşılaşılan yeni tehdit biçimlerinden biridir.” dedi.
Suikasta maruz kalma olayını anlatırken, “Ağır arsenik ve cıva verilmişti. Bu olay belli bir yerde gerçekleşti ve yapılan tahlillerde ortaya çıktı. Bu olay yaklaşık 4-5 yıl öncesine dayanıyor.” sözleriyle, olayın detaylarını tekrar vurguladı. Ayrıca, bu girişimin kimler tarafından yapıldığına dair soruya, “O detaylara girmeyelim. Bu, dış çevrelerde olan bir konu. Sadece şunu söyleyebilirim; içeride düşmanımız yok, her yerde düşman var.” şeklinde yanıt verdi.
Fiziksel ve Karakter Suikastlarına Karşı Direniş ve Güçlü Irade
Fidan, kendisini ve ailesini hedef alan bu saldırıların, onu herhangi bir adım atmaktan alıkoymadığını belirtti. “Biz, bu vatana hizmet etmek için varız. Karakter suikastları ve fiziksel saldırılarla karşılaşsak da, mücadeleye devam edeceğiz.” diyerek, kararlılığını ortaya koydu. Kendisine yöneltilen suçlamalar ve iftiralar karşısında ise, “Bunlara alışkınız. Asıl önemli olan, ülkemizin ve milletimizin menfaatleri doğrultusunda duruş sergilemek.” ifadelerini kullandı.
PKK ve Terör Örgütleriyle Mücadele Sürecinde Güncel Durumlar
Türkiye’nin terörle mücadele tarihine değinen Fidan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başbakanlığı döneminden itibaren, milli ideolojiler, teknolojik gelişmeler ve milli karar mekanizmalarıyla bu mücadelede ciddi mesafeler kat edildiğini belirtti. “Bugün, örgüt, Sayın Bahçeli’nin tarihi çağrısı ve Cumhurbaşkanımızın kararlı iradesiyle karşılık buldu. Bu süreç, son 1-2 haftadır devam eden bir kongre hazırlık sürecini içeriyor.” şeklinde ekledi.
Fidan, örgütün çeşitli platformlarda toplanmayı ve genel kongre kararını almayı amaçladığını, bu gelişmelerin kamuoyuna yansıtılmak üzere ilan edilme aşamasında olduğunu söyledi. “Ancak, bu süreç biraz daha zaman alabilir. Örgütün bu tarihi çağrıya nasıl cevap vereceğini görmek için bekleyeceğiz.” diyerek, umutlu ve iyimser bir yaklaşım sergiledi. Ayrıca, Türkiye’de terörün zemininin büyük ölçüde ortadan kalktığını, ancak komşu ülkelerdeki demokrasi ve istikrarsızlık ortamlarının örgütlerin faaliyet alanı bulmasına sebep olduğunu vurguladı.
PKK’nın silah bırakarak legal zeminde siyaset yapma isteğine ilişkin görüşlerini paylaşan Fidan, “Silahların bırakılması tek başına yeterli değil. İllegal yapıların tamamen ortadan kaldırılması ve illegalitenin sona erdirilmesi gerekiyor.” diyerek, sürecin bütünsel bir yaklaşım gerektirdiğine dikkat çekti. Ayrıca, “İllegal ve istihbari yapıların tasfiye edilmesi önemli. Toplumsal birliğimizi ve demokrasiyi korumak adına bu adımlar kaçınılmaz.” şeklinde ekledi.
Geleceğe Yönelik Barış ve İstikrar Vizyonu
Fidan, illegalitenin sona ermesi halinde, masum insanların dağa çıkmasının, kan dökülmesinin ve toplumsal huzursuzlukların sona ereceğini belirtti. “Bu, Irak ve Suriye gibi bölgelerde de istikrarın sağlanması açısından önemli. Yeni bir düzen inşa etmek zorundayız. Bu düzen, silahlı mücadele yerine, diyalog ve ortak yaşam ilkelerine dayanan bir bölge yaratmak olmalı.” dedi.
Ortak hedeflerin ve bölgesel işbirliklerinin önemine vurgu yapan Fidan, “Örgüt üyelerinin memnuniyet seviyesinin yüksek olmadığını düşünüyorum. Varlıklarını başka ülkelere hizmet ederek sürdürmek, onurlu bir duruş değil.” ifadesini kullandı. Ayrıca, PYD ve Suriye’deki gelişmelere ilişkin, “PKK’nın Suriye’deki varlığı ve PYD’nin durumu, bölgesel barış açısından kritik önemdedir. Terör unsurlarının bölgede olmayacağı bir ortamı hedefliyoruz.” şeklinde değerlendirmede bulundu.
Türkiye’nin Suriye Politikası ve Bölgesel İşbirliği
Fidan, Türkiye’nin temel ilkesinin, “Suriye ile ilgili önemli kararların, Suriyeliler tarafından alınması” olduğunu vurguladı. “Suriye ve Irak gibi bölgelerde ciddi bir kaygan zemin bulunuyor. Türkiye, bu bölgedeki istikrarı destekleyecek yapıcı ve bütüncül bir politika izliyor.” diyerek, Irak Başbakanı’nın ziyaretinin bölgedeki gelişmelerin iyiye gittiğine işaret ettiğini belirtti.
Oradaki yeni yönetimle ve bölgedeki aktörlerle yakın iletişim halinde olduklarını ve “Belli bir istişare sürecindeyiz” diyerek, Türkiye’nin bölgedeki diplomatik faaliyetlerin normalleşmesine verdiği önemi vurguladı. Ayrıca, yeni Suriye hükümetinin bölgesel işbirliği ve menfaatler doğrultusunda hareket etmesi gerektiğini ifade etti.
Azerbaycan ve İsrail Arasındaki Güvenlik İşbirliği
Fidan, Azerbaycan’ın ev sahipliğinde gerçekleştirilen İsrail ile çatışmasızlık mekanizması görüşmelerine değindi. “Belli düzeyde çatışmasızlık sağlamak, bölgesel istikrar açısından önemli bir diplomatik araçtır.” diyerek, bölgesel yayılmacılığın ve istikrarsızlığın önlenmesine katkı sağladığını belirtti. Bakü’deki görüşmelere ilişkin, “Söz konusu mekanizma, diplomatik iletişim ve işbirliği açısından kritik bir adım.” değerlendirmesinde bulundu.
İsrail’in Gazze’deki insani yardım girişimlerini ve bu durumun bölgeye etkisini de değerlendiren Fidan, “İsrail’in Gazze’deki saldırıları ve insani yardımların engellenmesi, bölgesel barış ve istikrar açısından büyük bir tehdit oluşturuyor. Cumhurbaşkanımız Erdoğan, bu konuda uluslararası çabaların yoğunlaşmasını istiyor.” diyerek, insani trajedinin sona erdirilmesi için uluslararası toplumun ortak hareket etmesi gerektiğine vurgu yaptı.
İsrail ile ilgili bölgesel gelişmeleri ve uluslararası diplomasiyi yakından takip ettiklerini belirten Fidan, “Ortak bir dil ve eylem planı oluşturmak, barışçıl çözümler için en önemli adımdır.” diye ekledi. Ayrıca, Gazze’de yaşanan büyük insani kriz ve olası çözümler konusunda ise, “Ortak eylemlerle bu trajedinin sona erdirilmesi mümkün. Uluslararası toplumun sorumluluğu, insani yardım ve diplomasiyle bu sorunu çözmektir.” şeklinde konuştu.