Denizli’de Emekli Öğretmenin Felçli Akciğerinde Yabancı Cisim Tespiti ve Çözüm Süreci

Denizli’de Yaşanan İlginç Bir Sağlık Vakası

Denizli’de ikamet eden ve uzun yıllar öğretmenlik yapmış, 78 yaşındaki emekli kadın, son zamanlarda sık sık akciğer enfeksiyonu şikayetleriyle hastanelere başvuruyordu. Özellikle sağ akciğerinde oluşan ciddi sorunlar, hastanın yaşam kalitesini olumsuz etkiliyordu.

Bir ay önce gittiği çeşitli hastanelerde yapılan tetkikler ve uygulanan bronkoskopi işlemleri, sorunun kaynağını tam anlamıyla ortaya koymamıştı. Ancak, hastanın durumu kötüleşince, uzmanlar detaylı bir inceleme yapmak için Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) Hastanesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı’na yönlendirildi.

Hava Yollarında Saptanan Anormallik ve Yabancı Cisim Tespiti

Burada gerçekleştirilen kapsamlı tetkiklerde, sağ akciğere giden hava yollarının tamamen tıkandığı ve normal fonksiyonunu yitirdiği belirlendi. Prof. Dr. Göksel Altınışık Ergur liderliğindeki ekibin yaptığı detaylı bronkoskopi sırasında, hava yollarında yoğun ve koyu renkli sekretlerin bulunduğu gözlemlendi. Bu salgıların temizlenmesiyle, hava yollarının detaylı incelenmesi mümkün hale geldi.

İşlem sırasında, steril sıvı kullanılarak hava yolları yıkandı ve aspiratör cihazıyla emildi. Temizlik işlemi tamamlandıktan sonra, sağ akciğere ulaşan havayolunda sarımsı renkli ve yabancı cisme benzer bir nesne fark edildi. Bu nesnenin, hastanın yaşamını tehdit eden yabancı bir cisim olduğu açıkça görüldü. Yapılan detaylı incelemede, nesnenin mısır tanesine benzediği ve hava yollarını tıkadığından emin olundu.

Yabancı Cismin Çıkarılması ve Tedavi Süreci

Uzmanlar, genellikle bu tür yabancı cisimlerin rijit bronkoskop kullanılarak genel anestezi altında çıkarıldığını belirtiyor. Ancak, hastanın genel sağlık durumunun bozuk olması ve ek hastalıklarının bulunması nedeniyle, bu yöntemi tercih etmek riskli olabilirdi. Bu nedenle, cerrahi müdahale yerine, bronkoskopi sırasında yabancı cismin mevcut olduğu noktada, aspiratör gücü kullanılarak çıkarılmasına karar verildi.

Emme işlemi sırasında, bronkoskopun ucu, yabancı cismin gövdesine dayanarak, aspiratör ile dikkatlice emildi. Bu sayede, hem yabancı cisim hem de bronkoskop başarıyla hava yollarından dışarı çıkarıldı. İşlem sonrası hastanın durumu yakından izlendi ve herhangi bir komplikasyon gelişmedi.

Yabancı Cismin Kaynağı ve Tıbbi Öykü

İşlem tamamlandıktan sonra, hastanın yakınlarına detaylı bir öykü alınırken, yaklaşık beş ay önce yedikleri pizzanın üzerinde mısır taneleri olduğunun öğrenildi. Bu bilgi, ilk başta dikkate alınmamış olsa da, hastanın bu tür besinleri yedikten sonra ani bir yakınma yaşamadığı ve herhangi bir sorun hissetmediği belirlendi.

Uzmanlar, özellikle yaşlı ve yutma güçlüğü çeken hastalar için, küçük taneli gıdaların yenilmesi sırasında dikkatli olunması gerektiğine vurgu yapıyor. Bu vakadan çıkarılabilecek en önemli ders ise, beslenme sırasında fark edilmeden yabancı cisimlerin hava yollarına kaçabileceği ve bunun ciddi sonuçlara yol açabileceğidir.

Yabancı Cisimlerin Hava Yoluna Kaçışını Önlemek İçin Uyarılar

Göksel Altınışık Ergur, bu tür olayların genellikle ani ve beklenmedik kazalar sonucu ortaya çıktığını belirtiyor. Normalde, yemek borusu ile soluk borusu arasındaki epiglot adlı kapak, gıdaların yanlışlıkla hava yollarına kaçmasını engeller. Ancak, gülme, konuşma veya yatar pozisyonda beslenme sırasında bu koruyucu mekanizma devre dışı kalabilir.

Hava yoluna yabancı cisimlerin kaçmasına neden olabilecek durumlar arasında kuru yemiş, nohut gibi sert gıdalar, iğne veya diş protezi gibi nesneler yer alır. Bu cisimler, genellikle öksürük refleksiyle tepkimeye girer, ancak büyüklük ve konuma göre solunum güçlüğü, morarma ve hatta ölüm riski taşırlar.

İlk aşamada, Heimlich manevrası veya güçlü öksürükle yabancı cisim dışarı atılamazsa, profesyonel bronkoskopi müdahalesi gerekir. Bu işlem, genellikle genel anestezi altında, rijit bronkoskop kullanılarak yapılır. Yabancı cismin çıkarılmaması halinde, akciğerlerde hava giriş çıkışının durması sonucu gelişen sönme (atelektazi) ve enfeksiyonlar, kalıcı akciğer hasarlarına yol açabilir. Bu nedenle, acil müdahale ve dikkatli takip büyük önem taşımaktadır.