DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C
İstanbul
°C
°C
°C
°C
°C

DEHB ve Beslenme: Diyetin Tek Başına Çözüm Olmadığı, Belirtileri Yatıştırmada Odağı Nasıl Belirlediği

DEHB ve beslenmenin tek başına çözüm olmadığını açıklayan rehber; belirtileri yatıştırmada diyetin nasıl odak belirlediğini anlatır.

12.09.2025
A+
A-

Beslenmenin DEHB üzerinde doğrudan tedavi edici bir rolü olmadığını ancak bazı belirtilerin şiddetini değiştirebileceğini söyleyen Çocuk Psikiyatrisi Uzmanı Doç. Dr. Hamza Ayaydın, yapay gıdalar ve katkı maddelerinin bazı çocuklarda hiperaktiviteyi tetikleyebileceğini vurguluyor. Omega-3 kaynakları olarak bilinen balık, ceviz ve keten tohumu eksikliğinin ise dikkat ve öğrenme süreçlerini olumsuz etkileyebileceğini belirtiyor.

DÜNYA genelinde DEHB’nin çocuklukta başladığını ve yetişkinliğe uzanabildiğini dile getiren Ayaydın, bozukluğun temelde bir nörogelişimsel durum olduğuna değinerek dikkat, dürtü kontrolü ve davranış düzenlemesinde güçlük yaşandığını ifade ediyor. DEHB’nin görülme oranı dünya genelinde yaklaşık %5-7 arasında seyrediyor.

İki ana semptom kümesi olarak öne çıkan dikkat eksikliği ve hiperaktivite/dürtüsellik arasındaki farklar, çocuğun hangi alanlarda baskın olduğuna göre farklı görünümlere yol açabilir. Kızlarda dikkat eksikliği daha baskın olabilirken, hiperaktivite ve dürtüsellik bazı çocuklarda öne çıkabilir. Bu durumlar okul çağında belirginleşir ve kimi çocuklarda her iki alanda da belirtiler görülür.

Ayaydın, DEHB’nin en belirgin olarak hangi yaşlarda ortaya çıktığını şu şekilde özetliyor: 3-5 yaş arası çocuklarda hiperaktivite ve dürtüsellik daha belirginken, 6-12 yaş dönemde belirtiler netleşir ve 12-18 yaş aralığında dikkat sorunları ile dürtüsellik öne çıkabilir. Genetik faktörlerin DEHB’nin yaklaşık %80’ini oluşturduğu ve geri kalan %20’sinin çevresel ve perinatal etkenlerden kaynaklandığını belirtiyor.

Beslenme tek başına DEHB’yi tedavi etmez; ancak diyet ve besin öğelerinin düzenlenmesi belirtilerin hafiflemesi ya da şiddetlenmesi üzerinde rol oynayabilir. Özellikle demir, ferritin, çinko, magnezyum ve D vitamini eksiklikleri dikkat sorunları ile ilişkilendiriliyor. Buna rağmen tedavinin bütünsel yaklaşım gerektirdiğini vurguluyor.

Gece ekran kullanımı, uyku düzenini bozarak dikkat sorunlarını artırabilir. Tablet, telefon ve bilgisayar oyunları hızlı görsel-işitsel uyarılar sağlayarak beynin kısa süreli ödüllere alışmasını tetikleyebilir; bu da uzun vadeli odaklanmayı zorlaştırabilir. Araştırmalar, günde iki saatten fazla ekran süresinin dikkat sorunlarını daha sık gördüğünü gösteriyor.

DEHB tanısında ailenin ve öğretmenin gözlemleri önemli rol oynar. Çocuk ödevlerinde sık sık sıkılma, görevleri yarım bırakma gibi belirtiler gösterebilirken, sınıfta ders akışını sürdürmede güçlük, kıpırdanma ve yönerge yanlış uygulama gibi belirtiler de görülebilir. Genelde klinik değerlendirme, ebeveyn ve öğretmen bilgilerinin bir araya getirilmesiyle konulur; bazı durumlarda nöropsikolojik testler de kullanılabilir.

İlaç tedavisinin DEHB için en etkili yaklaşım olduğuna vurgu yapan Ayaydın, tedaviye davranışsal terapilerin de eşlik etmesinin faydalı olduğunu belirtiyor. İlaçların bağımlılık yaptığı yönündeki endişelere karşı ise bu riskin toplum ortalamasına göre daha düşük olmadığını, doğru yönetimle bağımlılık riskinin azalabileceğini ifade ediyor.

Sonuç olarak, DEHB’nin yalnızca akademik alanda değil sosyal hayatta da zararlar doğurabileceğini, sabırsızlık ve dürtüsellik nedeniyle arkadaş ilişkilerinde sorunlar yaşanabileceğini hatırlatıyor. Erken müdahale ve multidisipliner yaklaşım, özgüven kaybı, depresyon ve ileride oluşabilecek bağımlılık risklerini azaltabilir.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.