Çobankale’de Tarihin İzleri: Altınova’daki Kazıların Güncel Bulguları

Çobankale’deki kazılar, Ayazma köyü mevkisinde 10-11. yüzyıla uzanan bir yaşam alanını gün yüzüne çıkarıyor. Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinin izlerini taşıyan bu alan, 8. yılında olan çalışmalarla daha da netleşiyor; Cumhurbaşkanlığı himayesi ve Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın izniyle, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi ile Altınova Belediyesi’nin desteğiyle sürdürülen çalışmalar, kalede buğday işlenen işlikler ve barınma mekânlarına ulaşılmasını sağladı.

Kazı Başkanı Prof. Dr. Selçuk Seçkin, AA muhabirine bölgenin Türk ve dünya tarihi açısından taşıdığı öneme vurgu yaparak, insanların yaşamına dair kalıntıları gün yüzüne çıkarmak için farklı yöntemler uygulandıklarını söyledi. Bu sene işlik olarak adlandırılan bazı yapıların izlerini belirlemeyi başardıklarını ve bu yapılar arasından buğday öğütmeyle ilgili malzemelerin günümüze ulaştığını belirtti. Böylece kalede yaşamın hangi dönemlerde aktığını gösteren işaretler güçlenmiş oldu.

Bu yıl elde edilen önemli buluntular, kalenin içinde bulunduğu dönemin izlerini taşıyan taşınabilir metal parçaları ve diğer eserleri içeriyor. El konulan veya kodları yapıldıktan sonra kazı evine götürülüp tasnif edilen objeler, birleştirilip konservasyonu için çalışmaların merkezine alınmış durumda. Özellikle çok sayıda seramik parça ile karşılaşılırken, bu seramikler önceki buluntularla benzerlikler gösterse de farklı özellikler taşıyabiliyor; belli bir süre sonra uygun birleştirmelerle tam bir görünüm kazanıyorlar.

Bu yıl ayrıca önemli sikkeler de gün yüzüne çıktı, bu buluntular, yaşam alanının hangi dönemlerde kullanıldığına dair kritik ipuçları sunuyor. Seramiklerle birlikte sikkeler de bölgenin ekonomik ve toplumsal yapısına dair deriveler sağlayarak kazıların önemini artırıyor.

Seçkin, kazı evinde bulunan parçaların uzmanlar tarafından laboratuvar ortamında birleştirilmesi sürecinin de planlandığını belirtti. Bu çalışmalar; kalede ortaya çıkan izleri ve mekân düzenini daha iyi anlamamıza olanak tanıyor.

Kaynak: AA / Sıtkı Yıldız – Kültür Sanat