Çanakkale Dardanos Tümülüsü’nün Derin Gizemi Yeniden Gün yüzüne Çıkarılıyor
Çanakkale Dardanos Tümülüsü’nün derin gizemi yeniden gün yüzüne çıkarılıyor. Tarih ve arkeoloji tutkunları için eşsiz keşif fırsatı.
Çanakkale’de 1959 yılında gerçekleştirilen çimento fabrikası inşaatı sırasında ortaya çıkan ve yaklaşık 2.500 yıllık tarihiyle dikkat çeken Dardanos Tümülüsü, günümüzde üniversiteler ve uluslararası bilim insanlarının ortak çalışmalarıyla yeniden inceleniyor.
Troas bölgesinde bulunan ve bölgenin en eski ve en önemli tümülüslerinden biri olarak kabul edilen bu mezar yapısı, koridor, ön oda ve ana mezar odası olmak üzere üç ana bölümden oluşuyor. 1959 yılında gerçekleştirilen kurtarma kazısı sırasında, mezar odasında kum taşından yapılmış üç yatak, hem inhumasyon hem de kremasyon metodlarıyla gömme yapılmış çeşitli insan kalıntıları ve ölü hediyeleri ortaya çıkarıldı.
Bu kazı çalışması sırasında, mezarın iç kısmında ahşap mobilyalar, ipek kumaş parçaları, altın takı ve süs eşyaları, heykelcikler, sepetler, müzik aletleri, bronz ve seramik kaplar, kandiller, kemik, sedef ve cam eşyalar gibi birçok nadide eser bulundu. Tüm bu buluntular, şu anda Çanakkale Arkeoloji Müzesi’nde sergilenmekte ve korunmaktadır.
Çalışmalar devam ederken, eserlerin detaylı analizi ve bilimsel değerlendirmeleri müzede uzman arkeologlar tarafından sürdürüldü. Bu süreçte, hem bölgenin hem de bölgedeki yaşamın kültürel ve toplumsal yapısına ışık tutan önemli veriler elde edildi.
Bilimsel Çalışmalar ve Uluslararası İşbirliği
Oxford Üniversitesi öğretim üyesi ve arkeoloji alanında uzman Prof. Dr. Tuna Şare Ağtürk, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Dardanos Tümülüsü’nün arkeolojik anlamda gerçekten çok değerli bir yapı olduğunu belirtti.
“Bu tümülüs, UNESCO tarafından tescillenmiş olan Gordion-Kral Midas veya Vergina-Kral Philip mezarları gibi, bölgedeki zengin kültürel mirasların en önemlilerinden biri. Bu nedenle, Troya Müzesi ve Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi işbirliğiyle yürütülen projede, dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen uzmanlarla detaylı çalışmalar yapıyoruz,” dedi.
Prof. Ağtürk, ekibin farklı disiplinlerden oluştuğunu ve çalışmaların çok yönlü bir şekilde sürdürüldüğünü ifade etti. “Sanat tarihçileri, arkeobotanistler, malzeme bilimcileri, epigraflar ve fizikçiler gibi uzmanlar, buluntuların her yönünü inceliyor. Özellikle, bölgenin yüksek statülü kadınların yaşadığı ve entelektüel seviyede bireylerin bulunduğu bir merkez olduğunu gösteren çok sayıda öğe tespit ediyoruz,” diye ekledi.
Yeni Teknolojiler ve Eserlerin Dijital Rekonstrüksiyonu
Prof. Ağtürk, teknolojinin gelişimiyle birlikte, buluntuların incelenmesinde yeni metodların kullanıldığını vurguladı. “Eserlerin içeriğinden, kullanılan malzemeler ve üretim teknikleri hakkında detaylı bilgiler ediniyoruz. Örneğin, Afrodit heykelimiz, hem üretim teknolojisi hem de üzerindeki renk ve altın işlemeleriyle dünyada eşine az rastlanan bir örnek,” dedi.
Bu kapsamda, özellikle müzik aletleri ve kıyafetlerin dijital ortamda yeniden canlandırılmasını amaçlayan çalışmalar yapılıyor. “Bunlar, hem Dardanos’un hem de Çanakkale’nin sembollerinden biri olabilecek nitelikte çok nadide eserler,” diye ekledi.
Buluntular ve Kültürel İzler
“Kumaşlar, tekstil kıyafetler, ayakkabılar, ahşap müzik aletleri ve diğer pek çok nesneyi detaylıca inceliyoruz,” diyen Ağtürk, bölgedeki buluntuların yüksek statülü kadınların varlığına ve onların kültürel önemine işaret ettiğini belirtti.
“Bölge sadece Dardanos ve Çanakkale sınırları açısından değil, genel arkeolojik açıdan da çok büyük öneme sahip. Bir yıl içinde çalışmalarımızı tamamlayıp, elde ettiğimiz sonuçları geniş kitlelerle paylaşmayı hedefliyoruz,” diye sözlerini tamamladı.
Dardanos’un Yeni Bir Kültür ve Medeniyet Merkezi Haline Getirilmesi
ÇOMÜ Rektörü Prof. Dr. Cüneyt Erenoğlu, Dardanos Tümülüsü’nün bölge ve üniversite açısından büyük bir önem taşıdığını vurguladı. “Yaklaşık yarım yüzyıl önce keşfedilen ve ilk kazısı yapılan bu alan, Dardanos’a adını veren kral mezarıdır. Burası, Troas bölgesinin ve dolayısıyla bölge medeniyetinin önemli bir merkezidir,” dedi.
Prof. Erenoğlu, bölgedeki peyzaj çalışmalarını da hatırlatarak, “Burası ilk etapta atıl ve bakımsız durumdaydı. Şimdi ise, uzmanların katkılarıyla önemli bir kültürel ve arkeolojik alan haline geliyor. Troya medeniyetinin izlerini taşıyan bu alan, hem akademik hem de kültürel anlamda yeni bir yaşam alanı olacak,” ifadelerini kullandı.
ÇOMÜ İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Sencan Altınoluk ise, projenin bölge açısından büyük bir önemi olduğunu belirtti. “Sikkeler ve diğer buluntular üzerinden bölgenin tarihine ışık tutmayı amaçlıyoruz. Dardanos’un, Troas bölgesinin en eski kentlerinden biri olduğunu ve aralarındaki ilişkilerin daha iyi anlaşılmasını sağlayacak çok kıymetli bilgiler elde ediyoruz,” diye konuştu.
Avusturya Bilim Akademisi’nde görevli Dr. Christos Tersiz ise, müzik aletleri alanındaki uzmanlığıyla projeye katkıda bulunuyor. “Burada bulunan eserler arasında üç adet harp formunda müzik aleti var. Bunları detaylıca incelediğimde, en az üç kadın gömüsüne işaret eden önemli ipuçları elde ediyorum,” diyerek çalışmalarını sürdürüyor.
Bu kapsamda, bölgenin ve Dardanos’un kültürel zenginliğinin ve tarihsel öneminin, yeni teknolojik yaklaşımlarla daha iyi anlaşılacağı ve gelecek nesillere aktarılacağı umut ediliyor.