Bilim doğruladı: Kalp kırıklığı gerçekten öldürebilir
Bilimsel araştırmalar kalp kırıklığının gerçekten ölümle sonuçlanabileceğini gösteriyor. Kalp sağlığınıza dikkat edin, duygusal sağlığınızı ihmal etmeyin.
Danimarkalı araştırmacılar tarafından gerçekleştirilen yeni bir çalışma, yakınını kaybeden bireylerin yaşadığı yasın, sağlık riskleriyle doğrudan ilişkilendirilebileceğini ortaya koydu. Çalışmada, yoğun yas semptomları yaşayan kişilerin, yaşamlarını sürdürebilmek ve sağlıklı kalabilmek adına daha fazla sağlık hizmetine ihtiyaç duyduğu ve bu durumun ölüm riskini önemli ölçüde artırdığı belirlendi. Özellikle, kayıp sonrası ilk birkaç yıl içinde bu kişilerin psikolojik ve fiziksel sağlık sorunlarıyla karşılaşma olasılığı, genel nüfusa kıyasla oldukça yüksektir.
Bu kapsamda, yüksek düzeyde yas belirtileri gösteren bireylerin, yaşam kalitelerinin ciddi anlamda etkilendiği ve bu durumun yaşam sürelerini kısalttığı düşünülmektedir. Bu araştırma, kayıp yaşayan kişilerin desteklenmesi ve erken müdahale edilmesi gerektiğine dair güçlü bir çağrı yapmaktadır. Uzmanlar, bu semptomların sadece psikolojik değil, aynı zamanda fiziksel sağlık üzerinde de olumsuz etkiler yaratabileceğine dikkat çekiyor.
Yüksek Yas Semptomlarının Sağlık Riskiyle İlişkisi
Yüksek yas semptomları yaşayan kişilerin, kalp hastalıkları, intihar eğilimleri ve diğer akıl sağlığı sorunları gibi ciddi sağlık problemleriyle daha sık karşılaştığı gözlemlendi. Çalışmada, bu bireylerin ölüm riskinin, düşük seviyedeki yas semptomlarına sahip olanlara kıyasla %88 oranında daha yüksek olduğu ortaya çıktı. Ayrıca, kayıp sonrası üçüncü yıl itibarıyla, bu kişilerin düzenli sağlık hizmeti kullanma oranlarının belirgin şekilde arttığı görüldü.
Özellikle, konuşma terapisi, psikolojik danışmanlık ve akıl sağlığı destek hizmetlerinden yararlanma oranları %186 artarken, antidepresan kullanım oranı %463’e, kaygı giderici ilaç reçetesi alma oranı ise %160 daha fazla oldu. Bu veriler, yüksek yas semptomlarının sadece ruhsal değil, aynı zamanda fiziksel sağlık açısından da ciddi bir risk oluşturduğunu göstermektedir.
Çalışmanın Detayları ve Uzman Görüşleri
Araştırma ekibinden Dr. Mette Kjærgaard Nielsen, “Yüksek seviyedeki yas semptomları, kalp hastalıkları, intihar ve diğer akıl sağlığı sorunlarıyla yakından bağlantılıdır. Ancak, bu semptomların ölüm riskine olan etkisi daha detaylı incelenmelidir” şeklinde görüş belirtti. Nielsen, erken tanı ve müdahalenin önemine vurgu yaparak, pratisyen hekimlerin bu bireyleri erken fark ederek psikolojik destek ve takip hizmetlerine yönlendirmesi gerektiğine dikkat çekti.
Çalışma kapsamında, 2012 yılından itibaren yakınlarını kaybeden, ortalama yaşı 62 olan 1735 kişi üzerinde 10 yıllık bir takip gerçekleştirildi. Katılımcılara düzenli olarak anketler gönderildi ve yas semptomlarının seviyeleri ölçüldü. Katılımcıların %66’sı eşini, %27’si ebeveynini, %7’si ise çok sevdiği başka bir kişiyi kaybetmişti. Yüksek yas semptomları gösteren bireylerin, yaşamları boyunca ciddi sağlık sorunlarıyla karşılaşma olasılıklarının %88 oranında arttığı tespit edildi.