Bensalem Bouabdallah’dan İstanbul ve Filistin’e Dair Derin Düşünceler
Bensalem Bouabdallah’ın İstanbul ve Filistin’e dair derin düşünceleriyle kültürel ve tarihsel bağları keşfedin. Güncel ve anlamlı bakış açıları sunuyor.
Filistin’in Zulüm Günlerine Dair Bir Analiz
Cezayirli usta yönetmen, senarist ve yapımcı Bensalem Bouabdallah, özellikle Filistinlilerin yaşadığı acı ve zorluğu, tarih boyunca süregelen zulüm ve baskıyla karşılaştırdı. Bu durumun, İspanyol engizisyonu dönemindeki insan hakları ihlallerine benzetilerek, adaletsizliğin ve direnişin sembolü haline geldiğine vurgu yaptı. Bouabdallah, “Son dönemlerde yaşananlar, 16. yüzyılda gerçekleşen olaylara oldukça benziyor. O zamanlar da insanlar, inançları ve kimlikleri uğruna büyük sıkıntılar çekmişti. Bugün de Gazze ve Filistin bölgesinde yaşananlar, aynen bu tarihi acıların tekrarı gibi.” şeklinde ifadelerde bulundu.
İstanbul’a ve Türkiye’ye Olan Derin Sevgi
Son dönem çalışmalarına ve Türkiye’ye karşı büyük bir sevgi ve hayranlık duyan Bouabdallah, AA muhabirine yaptığı açıklamada, özellikle İstanbul’u çok özel ve anlamlı bulduğunu dile getirdi. İstanbul’un kendisi için sadece bir şehir değil, aynı zamanda bir kültür ve tarih mozaiği olduğunu belirten sanatçı, şunları söyledi: “Sevgili arkadaşım ve kardeşim Faruk Aksoy’un da ifadesiyle, İstanbul ‘şehirlerin kraliçesi’. Bu unvanı çok kıymetli buluyorum. İstanbul, Doğu ile Batı’nın eşsiz bir köprüsü. Asya ve Avrupa kıtalarının buluşma noktası olmasıyla, sadece coğrafi değil, kültürel ve tarihi açıdan da eşsiz bir şehir. Burada Bizans’ın izleri, Osmanlı’nın ihtişamı ve modern Türkiye’nin enerjisi iç içe geçmiş durumda. Tüm bu unsurlar, şehre gelen milyonlarca turisti büyüleyici kılıyor. İstanbul, hareketli yaşamı ve ilham verici atmosferiyle adeta bir kraliçe gibi duruyor.”
Geçmiş ve Günümüz Arasındaki Bağlar
Bensalem Bouabdallah, özellikle 16. yüzyılda yaşananların günümüzde Gazze’deki durumla benzerlikler taşıdığına dikkat çekerek, tarihin tekrar ettiğine işaret etti. “Tarih boyunca yaşananlar, maalesef insanlık adına acı dersler içeriyor. Bugün Gazze’de yaşananlar, o dönemin aynı acı ve umutsuzluk ortamını yansıtıyor. İnsanlar, inanç ve özgürlükleri uğruna mücadele ediyorlar. Bu anlamda, geçmişteki olaylar bize, insanlık ve direnişin ne kadar kıymetli olduğunu tekrar hatırlatıyor.” dedi.
Yeni Projeleri ve Kültürel Katılımları
Bouabdallah, yeni çalışmalarına odaklanmış durumda ve yakın zamanda bir dizi film projesi üzerinde çalıştığını belirtti. Ayrıca, farklı festivallerde yer almanın, uluslararası iletişim ve bilgi alışverişi açısından büyük önem taşıdığını ifade etti. “Daha fazla film izlemek, farklı kültürleri tanımak ve diğer insanlardan öğrenmek, benim için çok değerli. Bu sürekli bir öğrenme süreci ve gelişim yolu. İnsanlar, film aracılığıyla hikayeler anlatır, duyguları paylaşır ve dünyayı anlamaya çalışır. Bu yüzden, uluslararası festivallere katılmak ve yeni projeler üretmek benim için büyük bir tutku.”
Konya ve Rumi’nin Manevi Etkisi
Mayıs ayında düzenlenen Konya’daki Sufi Sinema Festivaline katılan Bouabdallah, bu şehrin ruhunu ve manevi atmosferini oldukça özel bulduğunu söyledi. “Konya, Mevlâna Rumi’nin şehri ve tasavvufun merkezi. Bu şehir, sevgi, hoşgörü ve barışın simgesi. Rumi’nin ruhu ve öğretileri, dünyanın dört bir yanındaki insanlara umut ve birlik mesajı veriyor. Bu nedenle, Konya ve Rumi’nin etkisi, benim için çok derin ve anlamlı.”