DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C
İstanbul
°C
°C
°C
°C
°C

Bedenimizin içindeki mikroplastikler sağlığımızı nasıl etkiliyor?

Bedenimizdeki mikroplastiklerin sağlık üzerindeki etkilerini öğrenin; kaynaklar, riskler ve korunma yolları kısa ve anlaşılır bir özet.

17.08.2025
A+
A-

Günümüzde mikroplastik artık neredeyse her yerde karşımıza çıkıyor. Bir hesaplama, her gün bedenimize yaklaşık 52 bin mikroplastik parçacığının girebileceğini öne sürüyor. Bunlar yiyecek, içecek ve soluduğumuz havayla vücudumuza giriyor. Beş milimetreden küçük parçacıklar olan mikroplastikler, tükürük, kan ve anne sütü gibi sıvılarla birlikte karaciğer, böbrek, dalak, beyin ve hatta kemiklerimiz içinde tespit ediliyor. Bu durum, mikroplastiklerin sağlığımızı nasıl etkilediği sorusunu gündeme getiriyor.

Bedenimizin içindeki mikroplastikler sağlığımızı nasıl etkiliyor?

Günümüz dünyasında mikroplastiklerin alımı, tarihte hiç olmadığı kadar yüksek seviyelerde olduğuna dair görüşler var. 2024 yılında yayımlanan bir çalışmada, insanların vücuduna giren mikroplastik miktarının 1990’dan bu yana altı kat arttığı hesaplanıyor. Özellikle ABD, Çin, Ortadoğu’nun bazı bölgeleri, Kuzey Afrika ve İskandinavya’da belirgin bir artış dikkat çekiyor. Ancak bu parçacıkların doğrudan sağlık üzerindeki etkisini hesaplamak kolay değil. Bu amaçla insanlar üzerinde deneyler yapılması basında da yer aldı ve bazı projeler mikroplastiklerle sonuçları ölçmeye odaklanıyor.

İlgili deneyler için başı çeken çalışmalar, özellikle plastik poşetler ve plastik kaplarda ısıtılan yiyecekler gibi mikroplastik kaynaklarını kullanıyor. Denekler bunları içip yemeleri için yönlendirilirken, ardından bağırsaklardan kan yoluyla mikroplastiklerin ne kadarının emildiğini ölçmek amacıyla 10 saat boyunca kan örnekleri toplanıyor. Bu alanda öncü olan bu deneyin sonuçları henüz yayımlanmadı; yıl sonuna kadar paylaşılması planlanıyor.

Wright, kanımıza karışan mikroplastiklerin muhtemelen küçük boyutlarda olacağını öngörüyor. Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar mevcut olsa da, sağlıklı insanlarda etkileri konusunda net bir kanıt bulunmuyor. Bedenimize giren parçacıklar nerelere yayılıyor? ve bunlar gerçekten bazı organlarda daha çok birikiyor mu? Kronik enflamasyon veya dokulara zarar verebilecek etkiler ortaya çıkabilir mi? Bu sorular hâlâ cevaplanmayı bekliyor.

Son araştırmalar ne diyor? 2024 sonlarında Çin’deki çalışmalarda eklem ameliyatı geçirmiş kişilerin kemiklerinde mikroplastikler bulundu. Bu durum, mikroplastiklerin kemik ve kas hücrelerinin büyümesini zorlaştırabileceğine dair endişeleri artırdı. 2024 başında İtalyan bilim insanları, erken aşamadaki kardiyovasküler sorunları olan bireylerin şah damarlarındaki plaklarda mikroplastik tespit etti. Bu kişilerin felç, kalp krizi veya ani ölüm riskinin kontrol grubuna göre 4,5 kat daha yüksek olduğu bildirildi. Şubat 2025’te ise başka bir grup, insan kadavralarının beyinlerinde mikroplastik tespit etti ve bu bireylerde bunama tanısı bulunanların beyinlerinde mikroplastik miktarının daha yüksek olduğunu belirtti.

Campen, kanımızdaki plastiklerin lipidlerle etkileşerek merkezi sinir sistemine ulaşabileceğini düşündüğünü söylüyor: “Beyinde lipid oranı yüksek olduğu için bu plastikler için uygun bir ortam oluşturuyor.” Ancak bu bulgular doğrudan bir nedensellik kanıtı değildir; araştırmacılar, mikroplastiklerin hastalığa yol açan tek sebep olması yerine diğer etkenlerle birleşip sağlığı kötüleştirebileceğini vurguluyorlar. İngiltere’den Couceiro ise bu parçacıkların direkt olarak belirli bir hasara yol açmadığını fakat hücrelere zarar verip genel sağlığı zayıflatarak hastalıklara yatkınlığı artırabileceğini belirtiyor.

Mikroplastikler neden bu kadar farklı ve karmaşık? Farklı türde plastiklerin parçacıkları bulunduğu için her birinin etkisi ayrı olabilir. Suyun içinde 240 bin plastik parçacığı saptanabilecek kadar çok tür ve boyutta mikroplastik bulunuyor. Pichler, mikroplastik kavramının mevcut karmaşıklığı tam olarak yansıtamadığını ifade ediyor. Nanoplastikler ise hücre zarını geçebilecek kadar küçüktür ve potansiyel olarak daha zararlı etkiler taşıyabilir. Yaşlanmayı hızlandırdıkları ve DNA’ya zarar veren moleküller üretebildikleri düşünülüyor. Pichler, bağırsaklardaki mikroplastiklerin bağırsak kanserleriyle ilişkili olabileceğine işaret ediyor; ancak doğrudan bir nedensellik henüz kesinleşmiş değildir.

İtalyan ekiplerin çalışmalarında, farklı plastik türlerinin farklı bağlamlarda etkili olduğunu görmek mümkün. Örneğin bazı parçacıklar ağır metallerle birleşip toksin taşıyabilirken, bazıları hormonal işlevleri etkileyebiliyor. Bir mikrometreden daha küçük parçacıklar olan nanoplastikler hücre içlerine kadar girebiliyor ve hasarı artırabilir. Napoli’den Marfella, yaşlanmayı hızlandırma ve kronik enflamasyon ile DNA üzerinde etkiler yoluyla zarar görülebileceğini savunuyor. Fareler üzerinde yapılan deneyler, kilo başına 10-100 mikrogram aralığında mikroplastiğe düzenli maruz kalmanın enflamasyon ve metabolik değişikliklere yol açabildiğini gösteriyor; ancak bu veriler insanlara doğrudan uygulanamıyor.

Couceiro, mikroplastiklere maruz kalmanın astım ve solunum yolu hastalıkları üzerindeki etkilerini de mercek altına alıyor. Havayı temiz tutmanın astım üzerinde önemli olduğuna dikkat çekiyor ve hastalar için ev içi hava ve balgam analizleriyle mikroplastik seviyelerinin hastalık ataklarıyla ilişkisini incelemek istiyor. Bu çalışmalar sayesinde üreticilere daha az zararlı ürünler kullanma konusunda öneriler geliştirilebilir. Örneğin hastanelerde kullanılan plastik maskelerin ve diğer ekipmanların geliştirilmesi, parçacıkların sistemlere girmesini engellemeye yardımcı olabilir.

Kaynak: Haberler.com

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.