Ayşe Karaman davasında tahliyeye itiraz

Uyruk Gazetesi’nden Paşa Alyurt’un haberine tarafından uyuşma teknikeri Ayşe Karaman’ı “kasıtlı olarak öldürme” suçundan yargılanan Dr. Bağımsızlık Tarhan’ın, 4 Mayıs’taki duruşmada, “delilleri karartma şüphesi olmadığı” gerekçesiyle tahliye edilmesine, cumhuriyet savcılığının ardından bir itiraz da Karaman ailesinin avukatı Tevfik Tolga Beyendi’den geldi.

Ankara 5. Ağır Cinayet Mahkemesi’ne sunulan 11 Mayıs tarihli itiraz dilekçesinde, “Bir önceki celse mevcut olan delilleri karartma kaslı suç şüphesinin bir sonraki celse nasıl ortadan kalktığı izaha muhtaçtır. Söz konusu kabahat şüphesi ortadan kalkmamış, dosyada bu anlamda bir gelişme yaşanmamıştır” denildi. Dilekçede, “Sanık hakkında hafif bir (yurt dışına çıkış yasağı gibi) adli kontrol tedbirinin de uygulanmamış olmasının hiçbir mantıklı açıklaması bulunmadığı ortadadır. Bu durum sanığa az kalsın cezalandırılacak olması halinde yurt dışına kaçması için fırsat verilmesi anlamını taşımaktadır” ifadesi dikkati çekti. Dilekçede, Tarhan’ın tahliyesine ilişkin kararın ortadan kaldırılarak tutuklanmak üzere yakalanması; aksi bir kanaat varsa da sanık hakkında uygun bir adli teftiş tedbiri uygulanması talep edildi.

Ankara Cumhuriyet Savcılığı, Tarhan’ın, 4 Mayıs’ta görülen duruşmada tahliye edilmesi kararına, “sanığın atılı suçu işlediğine dair adaleli ve somut kabahat delillerinin bulunması” gerekçesiyle itiraz etmişti. Savcılığın gerisinde Karaman ailesinin avukatı Beyendi de önceki gün Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi’ne itiraz dilekçesi sundu. Dilekçede Sanık hakkındaki tahliye kararının, “mantık sınırlarını zorladığı” belirtildi.

Durumu değişmedi

Sanık Tarhan’a atılı “kasten öldürme” suçunun, “kuvvetli suç şüphesi varsa, hâkimin, tutuklama nedeni olup olmadığını araştırmaksızın tutuklama kararı verebileceği” katolog suçlardan olduğu kaydedilen dilekçede, “İtiraza konu tahliye kararının verildiği celsede davalı, ‘kanıt karartma şüphesinin bulunmaması’ nedeniyle tahliye edilmiş olup laf konusu tahliye kararı kabul edilebilir değildir. Zira son iki celseden bu yana dosyada kanıt durumuna icat katacak bir gelişme olmamış, sanığın üstüne atılı suçu işlediği yönündeki adaleli kabahat şüphesini değiştirecek bir kanıt ortaya konmamış veya bu suç şüphesinin varlığına dalalet eden emarelerden hiçbirisi ortadan kalkmamış, çürütülmemiştir” vurgulaması yapıldı.

“Bir önceki celse mevcut olan kuvvetli şüphesinin bir sonraki celse nasıl ortadan kalktığı izaha muhtaçtır” denilen dilekçenin devamında, “Söz konusu suç şüphesi ortadan kalkmamış, dosyada bu anlamda bir gelişme yaşanmamıştır. Bu durumda katalog kabahat yönünden adaleli kabahat şüphesinin bulunduğu kabul edilmelidir” ifadelerine yer verildi.

‘Kaçmak için sebebi çok’

Dilekçede, “sanığın her aşamada genç kızı kurtarmak yerine kendi başına gelebileceklerden kurtulmak; soruşturma ve kovuşturma sırasında da olayın açıklığa kavuşmasına yardımcı olmak yerine olanları gizlemek amacıyla hareket ettiği” belirtildi. Evi kiralayan emlakçı E.Ç.’nin tanık ifadesinde çelişkili ifadelerde bulunarak yönlendirildiği iddia edilen dilekçede, “Sanığın cezalandırılmasına karar verilmesi halinde verilecek cinayet ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası olacaktır. Bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde sanığın hem delil karartması ve ayrıca de kaçması için öyle fazla sebebi olduğu gibi, bu yönde bir çabası olabileceğini değerlendirmek de mümkündür” vurgulaması yapıldı.