Anti-Aging Uygulamaları ve Sağlık Üzerindeki Riskler

Anti-Aging Uygulamaları ve Sağlık Üzerindeki Etkileri

Son yıllarda sosyal medya etkisiyle popülaritesi artan anti-aging amacıyla gerçekleştirilen kozmetik ve estetik uygulamalar, uzman hekim kontrolü olmadan yapıldığında genç kalmayı sağlamak yerine, tam tersine erken yaşlanmaya yol açabilir. Bu konuda önemli uyarılarda bulunan Koruyucu Sağlık Uzmanı ve Mikrobiyolog Prof. Dr. Oğuz Özyaral, bu tür uygulamaların özellikle 35 yaşından önce yapılmasının riskli olduğunu vurguladı. Sosyal medya fenomenlerinin etkisiyle bu uygulamaların 18-20’li yaşlara kadar inmesi, hücre yenilenmesinin doğal akışını bozmakta ve vücudu zamanından önce ‘çökmeye’ itmektedir.

24-25 Ekim’de gerçekleştirilecek ve sağlığın geleceğinin birçok yönünü ele alacak olan Future Healthcare İstanbul 2024 Konferansı’nın danışma kurulu toplantısında açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Özyaral, dijital yaşamın farkında olmasak da hayatımızı ele geçirdiğine dikkat çekti. Bu durumun sağlık alanında en korkutucu sonuçları doğurduğunu ifade etti. Prof. Dr. Özyaral, “Future Health Care 2024 İstanbul’un bu yılki temasının çok önemli olduğunu düşünüyorum. Çünkü hayatımızda bir dijitalleşme var ve bu, bizi bilinçli ya da bilinçsiz olarak yönlendiriyor. Eline cep telefonunu alan herkes her konuyu rahatlıkla konuşabiliyor. Ancak sağlık söz konusu olduğunda durup düşünmek gerekiyor” dedi.

Sosyal Medyanın Tehlikeleri

Özellikle “Ben bunu uyguladım, harika oldu, siz de yapın” türündeki mesajların büyük bir tehlike taşıdığını belirten Özyaral, influencerların tanımadıkları ürünler hakkında cesurca konuşmasının sağlığı tehdit eden sonuçlar doğurabileceğine dikkat çekti. “Bu beni çok ürkütüyor; sağlık açısından son derece tehdit edici sonuçlar doğuruyor” diye ekledi.

Anti-Kanser ve Kozmetik Uygulama Tehditleri

Prof. Dr. Özyaral, sağlık alanında en büyük tehditlerin başında anti kanser uygulamaları adı altında yapılan öneri ve preparatların geldiğini belirtti. “Bu ürünlerin tamamen Sağlık Bakanlığı denetiminde ve hekim kontrolünde olması gerekiyor,” dedi. Ayrıca, kozmetik uygulamalar konusundaki risklere de değinerek, “Birbirine benzeyen birçok prototip insan ortaya çıktı. Hekiminizin önerdiği ve kendi kafanıza göre gidip merdiven altı uygulamalara yöneldiğinizde cildinizde büyük harabiyetlere neden olabiliyor” ifadelerini kullandı.

Erken Yaşta Anti-Aging Uygulamaları ve Sonuçları

Anti-aging uygulamalarının mutlaka hekim kontrolünde yapılması gerektiğine dikkat çeken Prof. Dr. Özyaral, “Bu uygulamaların ortalama 35 yaş civarında başlanması gerekir. Gelişmekte olan vücut, 14 yaşında kendini bulurken, rejenerasyon ve hücre yenilenmesi 35 yaşına kadar net bir şekilde devam eder. Bu nedenle 35 yaş en alt sınır olmalıdır. 50’de de başlanabilir. Ancak bu uygulamaları 18-20 yaşlarında yapmak, hedeflenen anti-aging etkisini sağlamaz; zira vücut bu yaşlarda hücrelerini yenilemektedir” dedi.

Erken yaşta yapılan anti-aging uygulamalarının geri dönüşümsüz vücut yıkımlarına neden olabileceğini vurgulayan Özyaral, “Hekim kontrolü dışında ve gereksiz yere bu uygulamalara talep gösterildiğinde, kişinin gençleşmesini değil, tam tersine erken yaşlanmasına yol açar” ifadesini kullandı.

Sosyal Medyada Kolajen İle İlgili Yanlış Bilgiler

Anti-aging uygulamaları arasında sosyal medyada en fazla ilgi gören konulardan biri kolajen kullanımıdır. Prof. Dr. Özyaral, bu konuda da önemli uyarılarda bulundu: “Kolajen uygulamasına aşırı rağbet gösteriliyor. Ancak kolajen, öyle haplarla ya da benzeri ürünlerle alınıp vücutta kolayca sindirilebilecek bir protein yapısına sahip değildir. Emilim mümkün değildir. Rastgele kullanıldığında sindirim sisteminizi ve mikrobiyatanızı olumsuz etkileyebilir” dedi.

Uzmanlığı olmayan kişilerin söylediklerinin halk sağlığı açısından son derece tehlikeli olduğunu belirten Özyaral, “Örneğin kabak çekirdeği veya bamya tohumunun bazı faydaları olabilir. Ancak bunları rastgele kullanmak, vücudunuza alacağınız diğer kimyasallarla birlikte yan etkileri artırabilir. Mide bağırsak hastalığı ya da kanser tedavisi gören bir hastaya, avuç avuç kabak çekirdeği tüketmesi önerildiğinde, iyilik yerine kötülük yapılıyor” diyerek dikkat çekti.

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Sağlık