Altın Fiyatları Nisan 2020’den Beri En Düşük Seviyelerde

Altın Fiyatları: Nisan 2020’den Bu Yana En Düşük Seviyeler

Altın fiyatları, bu hafta Nisan 2020’den bu yana en düşük seviyesine gerileyerek piyasada kaygı ve belirsizlik atmosferine yol açtı. Ancak piyasa analisti Neils Christensen, altın fiyatlarının görünümünün karamsar olmasına rağmen, karanlık bulutların arasından bir umut ışığı sızdığını belirtiyor. Teknik analist Christopher Lewis, altının sert bir düşüşle 1.680 dolar seviyesini kırdığına dikkat çekerken, bir diğer analist Paul Robinson, daha düşük seviyeler için daha fazla sebep olduğunu ifade ediyor.

Analistler Üç Yıllık Yükseliş Trendinin Sona Erdiğini Belirtiyor

Kriptokoin.com’un aktardığına göre, piyasa 1.700 dolardan vazgeçmiş durumda. Ancak Neils Christensen, 1.680 dolar ile 1.675 dolar arasında kritik bir uzun vadeli desteğin korunmaya çalışıldığını kaydediyor. Bu durum, yatırımcılar için pek iç açıcı görünmüyor; fakat analiste göre, bu destek seviyesinin sürdürülmesi halinde, piyasa kritik bir uzun vadeli düzeyde sağlam bir temel oluşturmuş olacak. Birçok analist için 1.675 doların altında bir kırılma, altının üç yıllık yükseliş trendinin sona erdiğinin bir göstergesi.

Piyasalardaki bu belirsizlik, ABD’deki inatçı enflasyon karşısında altın piyasasının kendini bir ölüm kalım senaryosunda bulmasına neden oldu. Ağustos ayında enerji fiyatları düşmesine rağmen, gıda, barınma ve sağlık giderlerindeki artış bu durumu dengeleyemedi. Yıl için, ABD TÜFE (Tüketici Fiyat Endeksi) geçtiğimiz ay %8,1 artış beklentisine karşılık %8,3 artış gösterdi. Bu veriler, enflasyonun daha yerleşik hale geldiğini ve Fed’in daha agresif önlemler alması gerektiğine dair beklentileri artırdı.

“Altın Yatırımcıları İçin Küçük Bir Umut Kırıntısı”

TÜFE verilerinin ardından piyasalar, Federal Rezerv’in önümüzdeki hafta faiz oranlarını 100 baz puan artırma olasılığını fiyatlamaya başladı. Hafta sonuna girerken, bu ihtimali %16 olarak değerlendiriyorlar. Ancak Eylül ayındaki toplantının ötesinde, piyasalar Fed Fonları için çok daha yüksek bir terminal oranı bekliyor. Önceden, ekonomistler faiz artırımlarının yıl sonuna kadar %4’ü aşmasını tahmin ediyordu; şimdi ise terminal faiz oranının Mart ayına kadar en az %4,50’ye yükselebileceği öngörülüyor. Bu durum, ABD dolarına ek bir ivme kazandırarak, 10 yıllık getirilerin Nisan 2019’dan bu yana en yüksek seviyeye ulaşmasına neden oldu.

Analist Christensen, “Bu kötü bir haber. Ancak cesaretiniz kırılmadan önce bazı iyi haberler de var. Altın yatırımcıları için küçük bir umut kırıntısı mevcut. Yatırımcılar merkez bankasının önümüzdeki hafta oldukça şahin olmasını bekliyor. Ancak Jerome Powell bu yüksek beklentileri karşılayamazsa, ABD dolarında bir miktar kar realizasyonu gerçekleşebilir ve bu da altın fiyatlarını yükseltebilir.” diyor. Ancak, kır saçlı traderların daha önce defalarca belirttiği gibi, eğer işlem stratejiniz umuda dayanıyorsa, bunu değiştirmeniz gerekir.

Analiste göre, yatırım açısından altının işlem görünümü oldukça olumsuz. Yine de değerli metal, bir portföyde güvenli liman varlığı olarak önemli bir rol oynamaya devam ediyor. “Altının kötü bir hafta geçirdiğini düşünüyorsanız, umarım hisse senedi piyasalarında değilsinizdir,” diyor analist. Çünkü enflasyon korkuları, ABD hisse senedi piyasalarının Haziran 2020’den bu yana en büyük günlük satışlarını yaşamasına neden oldu.

Altın Fiyatı Haftalık Teknik Analiz: Yükseliş Zor!

Analist Christopher Lewis, altının teknik görünümüne dair şu değerlendirmeyi yapıyor: “Altın piyasaları, işlem haftası boyunca sert bir düşüş yaşadı. Cuma günü, Perşembe akşamı 1.680 dolar seviyesini kırarak yeniden toparlanma girişiminde bulundu. Ancak ABD’deki faiz oranları ve güçlenen ABD doları, altının değerine karşı baskı yapmaya devam ediyor. Eğer şamdanın dip seviyesinin altına düşersek, yeni satışların açılacağını düşünüyorum; belki de 1.500 dolar seviyesine kadar.”

Şamdanın diğerlerinden çok daha büyük olduğunu belirten Lewis, ivmenin arttığına dikkat çekiyor. Amerika’da faiz oranlarının yükselmeye devam etmesi, genel olarak altının değerine karşı işlem yapmaya devam edeceğini gösteriyor. Ayrıca, dolardaki artış, altın alımında daha fazla maliyet doğuruyor.

Federal Rezerv para politikasında sıkı kalmaya devam ettiği sürece, altın piyasalarının kolayca yükselebileceği bir durum görünmüyor. Bu, ara sıra yaşanacak sıçramaların olmayacağı anlamına gelmiyor. Ancak ilk sorun belirtilerinde yaşanacak rallilerin etkisi sınırlı olacaktır. Uzun vadede, altının 1.500 dolar seviyesine düşme olasılığı bulunuyor; ancak bu seviyeye ulaşmak biraz zaman alabilir. 1.500 dolardaki fiyat, psikolojik bir seviye olduğundan, burada büyük bir mücadelenin yaşanması da bekleniyor. Ayrıca, 200 Haftalık EMA’nın altına düşmek, altın için olumsuz bir teknik durum teşkil ediyor.

Altın Fiyatı Tahmini: Ayı Piyasasına Devam!

Analist Paul Robinson, altının teknik resmini şu şekilde değerlendiriyor: “Altın fiyatları, bu döngü boyunca aşağı yönlü baskı oluşturan faktörler nedeniyle düşmeye devam ediyor. Yüksek oranlar ve güçlenen dolar teması, sadece altın değil, hemen hemen her büyük varlık sınıfı üzerinde olumsuz etki yaratıyor.”

Bu durumun önümüzdeki günlerde ya da haftalarda sona erecek gibi görünmediğini belirten Robinson, gelecek hafta yapılacak üç aylık FOMC toplantısının kısa vadede bir ralliyi tetikleyebileceğini ifade ediyor. Ancak, mevcut kötümserliğin yakın vadede uç noktalara ulaştığı için, bu durumun muhtemelen sadece geçici bir yardım rallisi olacağını öngörüyor.

Şu anda Fed’in odak noktası, piyasaları yatıştırmak değil enflasyonla mücadele olduğu için, riskli varlıklar için durumun tersine dönmesi pek olası görünmüyor. Ancak, eğer işler çok riskli hale gelirse, bu duruşun değişmesi mümkün. Yine de, bu değişiklik gerçekleşene kadar mevcut genel temalara ve eğilimlere bağlı kalmayı sürdüreceğim. Spot altının 1.680 seviyesinin altına düşmeye çalışmasıyla, yukarı yönlü fiyat hareketini görene kadar herhangi bir sıçrama geçici olacaktır. Teknik açıdan bakıldığında, altının 1.680’in altında eski desteği koruması muhtemeldir. Kayıplar geri alınana kadar bu seviye, bir direniş kaynağı olarak değerlendirilecektir.