DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C
İstanbul
°C
°C
°C
°C
°C

İklim Değişikliği ve Tehlike Çanları: Prof. Dr. Meltem Sarıoğlu Cebeci’nin Uyarıları

Prof. Dr. Meltem Sarıoğlu Cebeci, iklim değişikliğinin tehlikelerine dikkat çekiyor. Bu içerikte, küresel ısınmanın etkileri ve alınması gereken önlemler hakkında önemli uyarılar ve çözümler sunuluyor.

22.07.2024
A+
A-

Türk Bilim Kadını Uyardı: “Tehlike Çanları Acı Acı Çalmaya Başladı”

Türk Bilim Kadını Uyardı:

Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Meltem Sarıoğlu Cebeci, iklim değişiklikleri ile birlikte mevsimlerdeki ani değişimlerin, tehlike çanlarının artık acı acı çaldığını ifade etti. Son dönemlerde gözlemlenen hızlı iklim değişiklikleri, mevsimlerin karakteristik özelliklerini de etkiliyor. Özellikle son yıllarda mevsimler arasındaki geçişlerin hızlandığı dikkat çekiyor.

Kış mevsiminden ilkbahara, ilkbahardan yaz mevsimine geçişlerdeki ani sıcaklık değişiklikleri ve hava koşullarındaki belirsizlikler, bu durumu gözler önüne seriyor. Prof. Dr. Cebeci, yaptığı açıklamada, “Artık herkesin çok daha duyarlı olması lazım. İklim değişikliklerinin etkilerini hem dünya genelinde hem de Türkiye’de yaşıyoruz. Gelecek nesiller için sadece mevsimsel değişimlerin değil, su kıtlıklarının da etkilerini hissedeceğiz” dedi.

“Mevsimler Kısalmıyor, Ara Mevsimler Hızla Geçiyor”

Türkiye’nin de içinde bulunduğu bazı bölgelerin yavaş yavaş subtropikal iklime doğru kaydığı düşünülüyor. Cebeci, “İklim değişikliklerinin etkilerini hem dünya genelinde hem de Türkiye’de gözlemliyoruz. 1850 yılından itibaren yapılan araştırmalar sonucunda sıcaklık oranında yaklaşık 1.2 derecelik bir artış tespit edilmiş. Bu artış, özellikle 1999’dan sonra daha da belirgin hale gelmiştir. 2000 ve 2010 yıllarında yapılan araştırmalar, en sıcak yıllar olarak kaydedilmiştir,” diye belirtti.

Cebeci, sıcaklık artışlarının yanı sıra yağışlarda da düzensizlikler olduğunu vurgulayarak, “Yağışların artışları ve azalmaları konusunda kesin yorumlar yapamıyoruz. Ancak yağış rejimlerinde belirgin bir düzensizlik söz konusu. Mevsimler aslında kısalmıyor, ancak ara mevsimlerde hızlı geçişler yaşanıyor. Örneğin, bu yıl Haziran ayını geçmiş yıllara göre oldukça sıcak geçirdik. Ülkemiz Akdeniz kuşağında yer alıyor ve ılıman iklim kuşağında. Ancak, subtropikal iklim kuşağındaki bölgelerde olduğu gibi, Türkiye’nin bazı bölgeleri de bu yöne doğru kayma gösteriyor. Mevsimlerdeki değişiklikleri gözlemlemek artık kaçınılmaz hale geldi” şeklinde açıklamalarda bulundu.

“Tehlike Çanları Çalmaya Başladı”

Cebeci, iklimsel tehlike çanlarının artık çaldığını belirterek, “İnsanoğlunun kaynaklı iklim değişikliklerinin etkilerini gözlemliyoruz. İklim ve mevsim değişiklikleri, gün veya hafta içinde ani değişimlere neden olabiliyor. Kısa süreli sel olayları, havanın aniden ısınması ya da soğuması gibi durumlar, iklim değişikliği ile ilişkilendirilebilir. Bu durumu artık sadece gözlemlemekle kalmıyoruz, yaşamak zorundayız,” dedi.

Cebeci, ayrıca şunları söyledi: “Dünyada ve ülkemizde çölleşme, su kaynaklarının azalması ya da yok olması, iklim değişikliğine neden olan sera gazlarının atmosferdeki artışı, özellikle karbondioksit ve metan gazının emisyonunun yükselmesi gibi konularda alınan önlemler yetersiz kalıyor. Bu yüzden herkesin çok daha duyarlı olması gerekiyor. Artık tehlike çanları gerçekten çalıyor ve bu ses kötü bir şekilde yükseliyor. Gelecek nesiller, sadece mevsimsel değişimlerin değil, aynı zamanda su kıtlıklarının da etkilerini hissedecekler. Bu süreçte, belki de hep birlikte su savaşlarıyla yüzleşmek zorunda kalacağız.”

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Güncel

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.