Zilhicce Ayının Önemi ve İbadetler

Zilhicce Ayının Anlamı ve Önemi

Zilhicce ayı, Hz. Peygamber’in şu anlamlı sözleriyle vurgulandığı gibi: “Ayların efendisi ramazan, saygıya en lâyık olanı da zilhiccedir.” Bu ay, özellikle Hac ve kurban ibadetlerinin gerçekleştirildiği, Müslümanların ruhani anlamda büyük bir heyecan ve huşu ile karşıladığı önemli bir zaman dilimidir. Sözlükte “hac ayı” anlamına gelen zilhicce, kamerî takvime göre yılın on ikinci ve son ayıdır. Bu ay, hicri yılın başlangıcını ve yeni yılın ilk günlerini müjdelediği gibi, aynı zamanda Allah’ın haram kıldığı ve saygı ile karşılanması gereken aylar arasındadır.

Zilhicce ayı, İslam dininde sadece hac ibadetiyle sınırlı değildir; aynı zamanda kurban kesme ibadetinin de gerçekleştiği aydır. Bu kurbanlar, Allah’a yakınlık ve teslimiyet göstergesi olarak yerine getirilir. Günümüzde bu ay, özellikle Kurban Bayramı’nın kutlandığı ve dünyanın dört bir yanındaki Müslümanların sevinç ve paylaşma duygularını yaşadığı zaman dilimidir. Her müslümanın, imkanları elverdiği ölçüde en az bir kez hac ibadetini yapması farz olup, bu ibadet sadece zilhicce ayına özgüdür ve yılın belirli günlerinde yerine getirilir.

Zilhicce Ayının Günleri ve İbadetler

Zilhicce ayının sekizinci günü “terviye”, dokuzuncu günü “arefe” olarak anılır. Kurban Bayramı ise, zilhiccenin onuncu günü başlar ve arka arkaya dört gün boyunca devam eder. Bu günlerde yapılan ibadetlerin ve duaların, Allah katında büyük bir değeri vardır. Hz. Peygamber’in, “Allah katında zilhiccenin ilk on gününde yapılan amellerden daha değerlisi yoktur” şeklindeki hadisleri, bu günlerin ve özellikle ilk on günün ne denli kıymetli olduğunu gösterir.

İbni Abbas’ın rivayetine göre, Peygamber Efendimiz şöyle buyurmuştur: “Başka günlerin hiçbirinde, zilhiccenin ilk on gününde işlenen amelden daha Allah katında sevaplı ve kıymetli bir şey yoktur.” Ayrıca, bu günlerde özellikle Allah’a dönük zikir ve dualar, tesbih, salavat ve sadaka verme gibi ibadetlere ağırlık verilmelidir. Hz. Peygamber’in, “Allah katında zilhiccenin ilk on gününde yapılan ibadetler, diğer zamanlara göre daha faziletlidir” sözleri, bu zaman diliminde yapılacak ibadetlerin önemi ve faziletini ortaya koyar.

Zilhicce Ayının Farklılıkları ve Ramazan ile Kıyas

Oruç açısından bakıldığında, Ramazan ayı dışında kalan bu ilk on günün oruç tutmak için uygun olmadığı belirtilir. Çünkü Ramazan ayı, farz olan orucu içerirken, zilhiccenin ilk dokuz günü ise, oruç tutmak yerine ibadete ve zikre yoğunlaşmak daha faziletli kabul edilir. Ayrıca, Kurban Bayramı gününde oruç tutmak ise uygun görülmemektedir, zira o günler, sevap ve ibadetlerin en yoğun olduğu günlerdir. Buna ek olarak, Mekke’de hac görevini yerine getiren müslümanlar, özellikle zilhiccenin sekizinci ve dokuzuncu günleri olan “terviye” ve “arefe” günlerinde oruç tutmamaları uygun bulunur. Çünkü o günler, vakfe ve yolculuk günleridir ve bu nedenle oruç tutmak yerine, ibadet ve duaya yoğunlaşmak gerekir.

Bu farklılıklar ve detaylar dikkate alındığında, hadislerin genel anlamda, zilhiccenin ilk on gününü kapsayan zaman diliminin en faziletli ve sevaba layık zamanlar olduğunu anlamak mümkündür. Ayrıca, bu günlerin en faziletlisi ise, hiç kuşkusuz “arefe” günüdür. Çünkü bu gün, Allah’ın rahmetinin ve mağfiretinin en bol olduğu günlerden biri olarak kabul edilir.

Zilhicce Ayı ile İlgili Ayetler ve İşaretler

Kur’an-ı Kerim’de, zilhicce ayı ve onun ilk on gecesine işaret eden ayetler bulunmaktadır. Çoğu müfessir, “Fecr” suresinin 2. ayetinde yemin edilen on gecenin, zilhicce ayının ilk on gecesi olduğunu kabul eder. Ayrıca, Hac suresi 28. ayette geçen “bilinen günler” ifadesinin, zilhiccenin ilk on günü veya teşrik günleri olduğu görüşü yaygındır. Bu ayetler ve hadisler, bu günlerin Allah’ın zikri ve ibadetler açısından ayrı bir öneme sahip olduğunu ortaya koyar.

Sonuç olarak, zilhicce ayı, Müslümanlar için ruhani bir uyanış ve ibadet zamanıdır. Bu ayda gerçekleştirilen ibadetler, sevap ve fazilet açısından diğer zamanlara göre daha yüksek kabul edilir. Bu nedenle, Müslümanlar bu kutsal ayı en iyi şekilde değerlendirmeli ve Allah’a yakınlaşmak için elinden gelenleri yapmalıdır.