DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C
İstanbul
°C
°C
°C
°C
°C

Yenidoğan Çetesi Soruşturması: Tehditler ve Yolsuzluk İddiaları

Yenidoğan Çetesi Soruşturması’nda tehditler ve yolsuzluk iddiaları mercek altına alınıyor. Detaylar için tıklayın!

12.04.2025
A+
A-

İddianame ve Soruşturma Süreci

Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen “yenidoğan çetesi”ne yönelik ana dava dosyasında, tıbbi uzman mütalaası, Sağlık Bakanlığı Teftiş Kurulu raporu, ifadeler ve tapelerde yer alan isimler üzerinden yapılan incelemeler sonucunda, bazı şüphelilerle ilgili yeni bir soruşturma sürecinin başlatıldığı bilgisi yer aldı. Bu kapsamda, 17 şüphelinin tespit edildiği ve Cumhuriyet Savcısı Yavuz Engin’i makamında tehdit eden Mustafa Kemal Zengin’in, suç örgütüyle birlikte hareket edip etmediğini belirlemek amacıyla soruşturma açıldığı bildirildi.

Zengin’in, Cumhuriyet Savcısı ile Tuğçe Toptemel’in tahliyesi üzerine görüşmek amacıyla yaptığı tehdit içerikli söylemler, iddianameye yansıdı. HTS kayıtlarına göre Zengin’in, Beylikdüzü Medilife Hastanesi’nin mesul müdürü Ahmet Atilla Yılmaz ile 138 kez, sanık avukat Aylin Arslantatar ile 1320 kez ve tahliye ettirilmek istenen örgüt üyesi Toptemel’in üvey babası Yavuz Çelik ile de 110 kez iletişim kurduğu tespit edildi. İddianamede, Zengin’in, soruşturma savcısını tehdit etmeden önce Yavuz Çelik ve Ahmet Atilla Yılmaz ile bağlantılarının olduğu vurgulandı.

Tehdit Soruşturması Devam Ediyor

Örgütün hiyerarşik yapısına dahil olmadığı ancak eylemleriyle suç örgütüne bilerek ve isteyerek yardım ettiği yönünde yeterli şüphe oluştuğu belirtilen Zengin hakkında tehdit eylemiyle ilgili soruşturmanın halen sürdüğü ifade edildi. İddianamede, şüpheli doktor Zeki Ötünç hakkında Sağlık Bakanlığı Müfettiş Raporu’na atıfta bulunularak, Avcılar Hospital’da Kerem Muhammet Tokluoğlu adlı bebeğin ölümüne neden olan ihmaller sıralandı. Bu bağlamda, hastaya uygun canlandırma tedavisi uygulamadığı, solunum cihazının ayarlarını yapmakta yetersiz kaldığı ve surfaktan tedavisinin verilmediği tespit edildi.

Epikriz Düzenleme İhlalleri

Esenyurt Reyap Hastanesi’nde görevli şüpheli hemşire Aslı Alemdağ’ın gerçeğe aykırı epikriz düzenlediği ve hayatını kaybeden Yünaçtı bebeğin dosyasına başka bir bebeğin akciğer grafisini eklediği belirtildi. Alemdağ’ın örgüt hiyerarşisi içinde kendisine verilen talimatlara bağlı olduğu ifade edildi. Çorlu Reyap Hastanesi’nde hasta sevklerini koordine eden şüpheli Remzi Karaca’nın, 112’den gelen sevk taleplerini değerlendirdiği ve hastanede yer varsa bebekleri kabul ettiği kaydedildi. Karaca’nın, yan dal veya cerrahi müdahale gerektiren hastaları tanıdıkları hastanelere bildirdiği, Gıyasettin Mert Özdemir ve Fırat Sarı’yı arayarak bebekleri sevk ettiği belirtildi.

TRG Hospitalist Hastanesi’nde tıbbi sekreter olarak çalışan şüpheli Senanur Ünlü’nün de gerçeğe aykırı epikriz düzenlediği iddiaları yer aldı. Ünlü’nün, epikrizin sisteme yüklenmesine ortak olduğu ve sanık Fırat Sarı ile aralarında hesap hareketleri ve HTS kayıtlarının bulunduğu kaydedildi. Özel Avcılar Hospital’da sekreter olarak görev yapan şüpheli Gözde Polat’ın da gerçeğe aykırı epikriz düzenlediği ve Hasan Basri Gök ile bağlantılı çalıştığı belirtildi.

Hastane Yönetimi ve Yolsuzluk İddiaları

Silivri Kolan Hastanesi’nin mesul müdürü ve başhekimi olan şüpheli Bener Mahmut Mansuroğlu’nun, sanık Fırat Sarı’ya ait Medisense şirketi üzerinden sağlık mevzuatına aykırı bir şekilde hastane bünyesindeki işletmeyi kiraya verdiği iddia edildi. Mansuroğlu’nun yönetici sıfatından kaynaklı hukuki sorumluluğu bulunduğu, “nitelikli dolandırıcılık” suçundan da sorumlu olduğu ve usulsüz işlem yaptığı ifade edildi. Ayrıca, şüpheliler başhekim İbrahim Oktay ve başhemşire Hilal Vatansever’in sanık Sarı ile HTS kayıtlarının bulunduğu bilgisi de iddianamede yer aldı.

Şüpheli Meryem Küçükoğlu’nun hastaneye ait curosorf ilaçlarının kendisine satılmasını istediği belirtilirken, bu durumun ana dosyadaki tutuklu sanık Hüseyin Gündüz ile ilaç satımı noktasında aynı konumda olduğu ifade edildi. İddianamede, ana dosyada hakkında tutuklamaya yönelik yakalama kararı olan şüpheli Serenay Şenkalaycı’nın Avcılar Hospital’da çalıştığı sırada maktul bebek Tokluoğlu’nun hayatını kaybetmesinde de ihmali bulunduğu ileri sürüldü. İddianamenin, “yenidoğan çetesi”ne ilişkin Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde süregelen ana dosyayla birleştirilmesi talep edildi.

Tehdit Savunması ve İstenen Cezalar

İddianamede ifadesine yer verilen şüpheli Mustafa Kemal Zengin, üslubunun yanlış anlaşıldığını savunarak Türk milleti ve devletinden özür diledi. Savcıya tehdit amaçlı gitmediğini, sadece kendi öngörülerini paylaştığını iddia eden Zengin, “Ben herkese kendimi müşavir olarak tanıtırım. Bana ‘müsteşar’ diyenleri de ‘müşavir’ diyerek düzeltirim. Ancak müsteşar demeye devam ediyorlar. Buna yapabileceğim bir şey yok. Bu konuda Baki ile Yavuz’un hiçbir bilgisi yoktur. Kendilerini 20 yıldır tanıdığım için üzerine katarak ben söyledim. Dosyayı da Aylin Cumhuriyet Savcısının arkadaşı olduğu için almamıştı. Aylin üzülmesin diye bu şekilde konuştum. Böyle bir plan yoktur. Muhammed’in ifadesini kesinlikle kabul etmiyorum. Ben o kişiyi tanımıyorum. Hiç Telegram da kullanmadım. Savcıyla ilgili bilgileri sadece Yavuz Çelik’in bana söyledikleri kadar biliyorum. Diğer söylediklerim tamamen boşboğazlıktandır. Benim biraz abartmamdan dolayı olay bu noktaya gelmiştir.” dedi.

İddianamede, şüpheli Hilda Keykubad, Dursun Eryılmaz, Seher Çuhadar, Şeyhmus Çelik ve Songül Kaloğlu hakkında soruşturma izni alınmadığı için bu şüphelilerin dosyalarının ayrıldığı ifade edildi. Şüpheli Mustafa Kemal Zengin hakkında “suç işlemek amacıyla kurulan örgüte yardım etmek” suçundan 2 yıldan 4 yıla kadar hapis cezası talep edildi. Firari şüpheli Serenay Şenkalaycı hakkında “zincirleme şekilde resmi belgede sahtecilik” suçundan 2 yıl 6 aydan 8 yıl 9 aya kadar hapis cezası istendi. Şüpheli Bener Mansuroğlu hakkında da “zincirleme şekilde kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık” ve “suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma” suçlarından 12 yıldan 39 yıla kadar hapis cezası talep edildi. İddianamede, diğer 10 şüpheli hakkında ise farklı suçlardan değişen oranlarda hapis cezaları öngörüldü.

Operasyon ve Gelişmeler

Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma çerçevesinde, bebek acil hastalarını önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk ederek ölümlerine neden oldukları ve haksız kazanç sağladıkları öne sürülen, organize suç örgütü lideri olduğu iddia edilen doktor Fırat Sarı ile birlikte hareket eden 16 şüpheli tespit edilmiştir. İstanbul Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, 4 Aralık’ta gerçekleştirdikleri operasyonda, 5’i doktor, 3’ü hemşire, 5’i sağlık çalışanı ve 1’i sivil olmak üzere toplam 14 şüpheliyi yakalamış, daha sonra bu dosyadaki şüpheli sayısı 18’e çıkmıştır.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.