DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C
İstanbul
°C
°C
°C
°C
°C

Yavaşlamanın Ruh Sağlığı ve Günlük Yaşama Farklı Yaklaşımları

Yavaşlamanın ruh sağlığı ve günlük yaşam üzerindeki etkilerini keşfedin, farklı yaklaşımlarla stres yönetimi ve dengeyi nasıl sağlayabileceğinizi öğrenin.

11.07.2025
A+
A-

Yavaşlamanın Ruh Sağlığı Üzerindeki Önemi ve Psikolojik Faydaları

İnsan ruhunun ve zihninin sağlıklı kalabilmesi için yavaşlamanın hayati bir ihtiyaç olduğunu vurgulayan Uzm. Klinik Psikolog İlayda Kutevu, “Zihinlerimizin dinlenmeden, sürekli hareket halinde olması sürdürülebilir değildir. Yavaşlama, duygularımızı anlamlandırmak, ihtiyaçlarımızı fark etmek ve yaşamın gerçek anlamını hissetmek adına önemli bir araçtır” dedi. Modern yaşamın yoğun temposu, bireylerin ruh sağlığını olumsuz yönde etkileyerek stres, anksiyete ve tükenmişlik gibi sorunların artmasına neden oluyor.

Pandemi sonrası dönemde özellikle Z kuşağı arasında yükselişe geçen ‘Yavaş Yaşam Hareketi’ (Slow Living), Türkiye’de de geniş kitlelerce benimseniyor. Minimalizm, dijital detoks, doğayla bütünleşme ve mindfulness gibi kavramlar bu hareketin temel taşlarını oluşturuyor. Bu yaklaşım, yalnızca bir yaşam tarzı değil; aynı zamanda artan ruhsal rahatsızlıklara karşı bir koruyucu önlem olarak da görülüyor. Yavaş yaşam, kişinin kendisiyle barışık olmasını, içsel dengeyi bulmasını ve yaşam kalitesini artırmasını hedefliyor.

Modern Hayatta Yavaşlamanın Zorlukları ve Fırsatları

Toplumda başarı ve meşguliyetin başarı ile özdeşleştirildiğine dikkat çeken Klinik Psikolog İlayda Kutevu, “Sürekli bir şeylerle uğraşmak, bazen kişilerin kendi duygularından kaçmak için kullandığı bir yöntem haline gelir. Bu durum zamanla bağımlılığa dönüşebilir. Durmak, boş kalmak veya beklemek kimi kişiler tarafından tehdit olarak algılanır. Bu nedenle yavaşlama çoğu zaman cesaret ister. Modern yaşam, sürekli ‘daha fazla’ya ulaşma arzusu ile doludur; daha hızlı olmak, daha üretken olmak gibi. Yavaş yaşam ise ‘az ama öz’ olana odaklanmayı sağlar. Bu yaklaşım, kişinin kendi ritmini bulmasına, farkındalıkla hareket etmesine ve zihinsel netliğini korumasına yardımcı olur. Sonuçta, bu felsefe, sadece yavaşlamayı değil, aynı zamanda sadeleşmeyi ve iç sesimizi dinlemeyi öğretir” ifadelerini kullandı.

Teknolojide Yavaşlamanın Mümkün ve Gerekliliği

Klinik Psikolog İlayda Kutevu, dijital çağda yavaşlamanın da mümkün ve faydalı olduğunu vurguluyor. Sosyal medya ve dijital araçların yoğun kullanımıyla ilgili alınabilecek bazı küçük önlemler şöyle sıralanabilir:

  • Her sabah telefonu birkaç dakika geç açmak
  • Bildirimleri devre dışı bırakmak
  • İçerikleri sadeleştirmek ve gereksiz olanları kaldırmak
  • Dijital sınırlamalar koymak

Bu küçük adımlar, dijital dünyada daha huzurlu ve dengeli bir yaşam sürmeye katkı sağlar.

Çocuklar ve Gençler İçin Yavaş Yaşamın Önemi

Yavaş yaşamın yalnızca yetişkinler değil, çocuklar ve gençler için de koruyucu bir etki sunduğunu belirten Kutevu, “Günümüz çocukları bile sürekli bir şeylere yetişmeye çalışıyor. Dersler, sınavlar ve sosyal aktivitelerle dolu bir yaşam onların doğal gelişimine engel oluyor. Oysa çocukluk, doğayla ve oyunla, sessizlikle iç içe geçirilen bir dönemdir. Yavaşlamak, çocukların kendi isteklerini ve ihtiyaçlarını anlamalarına, kendilerini kıyaslamadan ve yarışmadan var olmalarına olanak tanır. Bu yaklaşım, onların özgüvenlerini güçlendirir ve duygusal dayanıklılıklarını artırır” dedi.

Yavaşlama İçin Basit ve Etkili Adımlar

Kendini sürekli “yetişmek zorunda” hisseden bireyler için ilk adımın küçük ve farkındalık dolu hareketler olduğunu belirten Kutevu, “Gün içinde sadece 5 dakika hiçbir şey yapmadan durmak, büyük bir başlangıç olabilir. Günlük temposu yavaşlatmak, boşluklar yaratmak ve her şeye evet dememek önemli. Ayrıca, herkesin yavaşlama şekli farklıdır; kimisi doğaya çıkmak, kimisi yazmak, kimisi sessizlikle buluşmak ister. Kendi yavaşlama yolunu keşfetmek, kalıcı ve etkili bir yöntemdir” diyerek sözlerini tamamladı.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.