DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C
İstanbul
°C
°C
°C
°C
°C

Yakın Doğu Üniversitesi’nden Antibiyotik Direncine Karşı Yenilikçi Bakteriyofaj Çalışmaları

Yakın Doğu Üniversitesi, antibiyotik direncine karşı yenilikçi bakteriyofaj araştırmalarıyla sağlık alanında devrim yaratmayı amaçlıyor. Bu çalışmalar, bakteriyel enfeksiyonların tedavisinde yeni bir umut sunuyor.

08.02.2025
A+
A-

Yakın Doğu Üniversitesi’nden Antibiyotik Direncine Karşı Yenilikçi Çözümler

Yakın Doğu Üniversitesi, antibiyotik direncine karşı sürdürdüğü bilimsel araştırmalarla dikkat çekmeye devam ediyor. Antibiyotiğe dirençli hastane enfeksiyonlarına karşı, üniversitenin kampüsündeki doğal göletten izole ettikleri bakteriyofajlara bir yenisi daha eklendi. Daha önce “Pseudomonas phage NEU2023” ve “Pseudomonas phage NEU2024” olarak tescillenen ve dünya bilim literatürüne giren bakteriyofajların ardından, daha etkili üçüncü bir bakteriyofaj keşfedildi. Bu üç bakteriyofajdan oluşturulacak “üçlü faj kokteyli”, birden fazla bakteriyel suşu enfekte edebilme özelliği taşıyacak.

Bakterilerin antibiyotiklere karşı direncinin artması, birçok bakteriyel enfeksiyonun tedavisini zorlaştırmakta ve bu durum, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından küresel bir halk sağlığı tehdidi olarak kabul edilmektedir. Bakteriyofajlar ise bakteriyel enfeksiyonların tedavisinde antibiyotiklere alternatif olabilecek en etkili yöntemler arasında yer almaktadır. Yakın Doğu Üniversitesi’nin uluslararası iş birliği ile yürüttüğü çalışmalar sonucunda izole edilen yeni bakteriyofaj, daha önce keşfedilen fajlara karşı direnç gösteren Pseudomonas aeruginosa suşlarını etkisiz hale getirdiği belgelenmiştir.

Üçlü Faj Kokteyli ile Daha Güçlü Mücadele!

Yakın Doğu Üniversitesi DESAM Araştırma Enstitüsü’nden Dr. Ferdiye Taner ve Avustralya’daki La Trobe Üniversitesi’nden Doç. Dr. Steve Petrovski ile iş birliği içinde yürütülen çalışmalarda keşfedilen üç bakteriyofajın bir araya gelmesiyle oluşturulacak “faj kokteyli”, üçlü sinerjik bir etki yaratacak. Bu etki, bakterilerin direnç mekanizmalarını aşmayı ve enfeksiyonların daha etkili bir şekilde tedavi edilmesini sağlamayı hedefliyor. Pseudomonas aeruginosa bakterisinin birden fazla suşunu enfekte edebilme yeteneğine sahip olan bu kokteyl, Pseudomonas aeruginosa enfeksiyonlarının tedavisinde umut verici bir alternatif sunacak.

Yürüttükleri bilimsel çalışmalar neticesinde NEU2023 ve NEU2024 fajlarının, test edilen yüksek antibiyotik dirençli Pseudomonas aeruginosa suşlarının büyük bir kısmını ortadan kaldırdığını belirten Dr. Ferdiye Taner, keşfettikleri yeni fajın, bu iki fajın etkili olamadığı dirençli suşları etkisiz hale getirebildiğini ifade etti. Dr. Taner, “Laboratuvar araştırmalarımız, bu üç fajı bir araya getirerek oluşturacağımız faj kokteylinin, hastane enfeksiyonlarının tedavisinde devrim niteliğinde bir çözüm olabileceğini gösteriyor” dedi.

Faj terapisi, geleceğin tedavi yöntemleri arasında yer alacağını vurgulayan Dr. Taner, “Faj kokteyli hazırlığında uzmanlaşmış bir laboratuvar veya ilaç şirketiyle iş birliği yaparak, faj terapisini antibiyotik tedavisine etkili bir alternatif olarak geliştirmeyi amaçlıyoruz” şeklinde konuştu.

Prof. Dr. Tamer Şanlıdağ: “Antibiyotik Direncine Karşı İnsanlık Adına Büyük Bir Kazanım!”

Yakın Doğu Üniversitesi ve La Trobe Üniversitesi’nin yürüttüğü ortak çalışmalar sayesinde antibiyotik dirençli bakterilere karşı ciddi sonuçlar elde edildiğini belirten Yakın Doğu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tamer Şanlıdağ, “Bakteriyofaj çalışmalarımıza yalnızca teorik bir yaklaşımla değil, bu potansiyeli klinik uygulamalara dönüştürme hedefiyle yaklaşıyoruz” dedi. Prof. Dr. Şanlıdağ, “Kampüsümüzde gerçekleştirilen bu araştırmalar, dünya genelinde insan sağlığını tehdit eden antibiyotik direncine karşı umut verici bir potansiyel sunuyor. Bu başarı, üniversitemizin bilimsel araştırma kapasitesinin bir göstergesi” ifadelerini kullandı. Ayrıca, yürüttükleri bakteriyofaj çalışmalarını antibiyotik dirençli diğer bakterilere karşı da genişleterek sürdüreceklerini vurguladı.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.