Uyuzle Mücadelede Ailelere Yönelik Bütüncül Tedavi ve Önlemler
Uyuzle mücadelede ailelere yönelik bütüncül tedavi ve önlemlerle hızlı iyileşme için güvenli, etkili ve uygulanabilir çözümler.
Uyuz vakalarında sonbahar ve kış aylarının artış gösterdiğini belirten Prof. Dr. Özlem Su Küçük, tek bir kişinin tedavisinin yeterli olmadığını vurguladı. Aile ve çevredeki bireylerin tedaviye alınmaması durumunda hastalığın kronikleşebileceğini anlatan uzmanlar, ilacın doğru uygulanması ve tüm temas eden kişilerle paylaşılması gerektiğini söyledi.
İlaç uygulanırken vücudun baştan aşağıya bütün bölgelerinin kapsanması gerektiğini hatırlatan uzmanlar, 8-12 saat bekletildikten sonra yıkanmanın önerildiğini belirtti. Ayrıca aynı yastık kılıfları, çarşaflar ve ortak kıyafetler gibi unsurların paylaşılmasının bulaşma riskini artırdığına dikkat çekti.
Uyuzda kaşıntı, özellikle akşam ve gece yoğunlaşan bir belirti olarak kabul edilir. Türkiye genelinde kış mevsiminin başlamasıyla uyuz vakalarında artış yaşandığını söyleyen Prof. Dr. Küçük, hastanelere ve polikliniklere gelen başvurularda geçen yıla göre bir miktar artış gözlendiğini belirtti. Derneklerin de bu konuda bilgilendirme toplantıları düzenlediğini ifade etti. Alerjik reaksiyonlar, kızarıklık ve döküntüler gibi belirtilerin görülebileceğini, bazı durumlarda enfeksiyonlar oluşabildiğini belirten uzmanlar, nodül benzeri şişliklerin kasıklar ve koltukaltında ortaya çıkabildiğini kaydetti.
Uzun süren uyuz vakalarıyla karşılaşılabildiğini söyleyen Küçük, kreşler, yurtlar ve kapalı otel ortamlarının bulaş için uygun zeminler olabileceğini belirtti. Bu tür yerlerde tüm kişinin tedavi edilmesi gerekebildiğini, farkındalığın artırılması gerektiğini ifade etti. Spor salonları ve benzeri alanlarda da dikkatli davranılması gerektiğini vurguladı.
Uyuz vakalarının polikliniklerimizin önemli bir bölümünü oluşturduğunu söyleyen Prof. Dr. Gülsüm Gençoğlan, kaşıntının vücudun genelde tüm bölgelerini kapsadığını ve özellikle sırt bölgesinin etkilenmediğini belirtti. Kışla birlikte uyuz vakalarında artış olduğuna dikkat çekti. Okulların ve toplu yaşam alanlarının bulaş için önemli birer kaynak olduğuna vurgu yaptı. Yakın temas ve aynı evde yaşamak durumunda bulaşın hızla gerçekleşebileceğini ifade etti.
Bebek ziyaretlerinde dikkatli olunması önemlidir. Gençoğlan, bulaşın genelde çocuklarda ortaya çıktığını, parazitin deride tüneller açarak ilerlediğini ve dermoskop ile tünellerin tespit edilip tedaviye geçildiğini söyledi. İlaç dozlarının kilo üzerinden hesaplandığını ve ilk dozdan sonra bir hafta ara verilmesi gerektiğini belirtti; çünkü ilaç canlı böceklere etkilidir, yumurtalara değil. Yumurtalardan yeni bireylerin çıkması nedeniyle ikinci doz gerekebiliyor. Şu anda ağızdan kullanılan ilaçlar da mevcut olup SGK tarafından karşılanmaktadır. Pandemi döneminde mesafeli yaklaşımın bir miktar mecburi hale geldiğini hatırlatan Gençoğlan, el teması ve dokunmanın bulaş için temel yollar olduğunu vurguladı.
Uyuzla mücadelede ev içi temizliğin önemi konusunda Prof. Gençoğlan, kişiler arası temasın çoğunlukla çocuklar aracılığıyla gerçekleştiğini söyledi. Ailelerin, ziyaretçi akrabaların bulaşmanın kaynağı olabileceğini, bu nedenle ev içi temizlik ve çamaşırların yüksek sıcaklıkta yıkanmasının gerekliliğini belirtti. İlk doz uygulandıktan sonra bulaştırıcı olmadığınızı ve tüm kıyafetlerin o zaman kadar giyildiği süre boyunca 60 derece üstü yıkanmasının önemini ekledi.