Uluslararası Afet Riski Azaltma Günü: Yanlış Bilinenler ve Doğru Bilgiler Üzerine Güncel Açıklamalar
Uluslararası Afet Riski Azaltma Günü’nün yanlış bilinenleriyle doğruları, güncel açıklamalarla risk azaltımında bilinçli adımlar atın.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 1989 yılında 13 Ekim’i “Uluslararası Afet Risklerinin Azaltılması Günü” olarak ilan etti. Her yıl bu özel günde dünya genelinde afet risklerini tespit etmek ve azaltmak için farkındalık çalışmaları yürütülüyor. AFAD’ın sosyal medya paylaşımları da bu amaçla kamuoyunu bilinçlendirmeyi hedefliyor; uzman ve yetkililerin söyledikleriyle videolar yayımlanarak halkın doğru bilgilendirilmesi hedefleniyor.
Bir videoda, deprem olasılığına ilişkin yanlış bir inancın sürdürülmesinin hedef alındığı vurgulandı. AFAD Deprem Dairesi Başkanı Prof. Dr. Aykut Akgün, “Türkiye için bizatihi geçerli olan tek bir deprem riski yoktur” diyerek ülke genelinde deprem tehlikesinin yaygın olduğuna dikkat çekti. Yerleşim alanlarının yer aldığı diri faylar ve çevredeki yapı stokunun dayanımı gibi etkenlerin, deprem riskini etkilediğini belirtti. Bu nedenle “bizim bulunduğumuz yerde deprem olmaz” ifadesinin çok yanıltıcı olduğunu ifade etti.
Bir diğer video, “Depremin önceden tahmin edilebileceği” iddiasını ele aldı. Kocaeli Üniversitesi’nden Prof. Dr. Fadime Sertçelik, günümüz bilimsel yöntemlerinin hiçbir yerde depremi kesin olarak önceden söyleyemediğini vurguladı. Depremlerin karmaşık jeolojik süreçler sonucu meydana geldiğini söyleyen Sertçelik, “bugüne kadar kesin sonuç elde edilemedi” dedi. Ancak mevcut veriler, belirli bölgelerde deprem olasılıklarını değerlendirerek risk senaryoları oluşturma konusunda bize yardımcı oluyor.
“Depremler günün her saatinde gelebilir” ifadesine ilişkin videoda, Yüksek Jeoloji Mühendisi Niyazi Kerem Kuterdem bu görüşün de yanlış olduğunu belirtti. Büyük depremlerin gece veya gündüz meydana gelebileceğini hatırlatan Kuterdem, gecelerin bazı durumlarda can kaybını artırabileceğini belirtti. Jeofizik Mühendisi Meltem Türkoğlu ise “Erken uyarı sistemleri depremleri önceden bildirmez; sadece sarsıntı dalgaları gelmeden önce uyarı sağlar” ifadelerini kullanarak bu sistemlerin amacını açıkladı. Bu araçların öncelikli olarak ikincil afetlerin etkilerini azaltmaya yönelik olduğunu vurguladı.
“Hiçbir yapay güç, yer kabuğunun kırılma mekanizmasını kontrol edemez” görüşünün de yanlış olduğuna işaret eden bir diğer video, Kocaeli Üniversitesi’nden Prof. Dr. Bülent Oruç tarafından ele alındı. Oruç, yer kabuğunun sürekli hareket halinde olduğunu ve enerji birikiminin faylanmalarla ortaya çıkıp depremleri tetiklediğini ifade etti. Böylece depremlerin doğal sarsıntılar olduğuna dikkat çekildi ve yapay güçlerle bunun değiştirilemeyeceği vurgulandı.
Bu bilgilendirme videoları, AFAD’ın sosyal medya hesaplarında farklı konular altında paylaşılmaya devam ediyor ve genel afet farkındalığını güçlendirmeyi amaçlıyor.