Türkiye’de Aktif Yaşlanma ve Yaşlı Nüfus Analizi Raporu (2024)
Türkiye’de aktif yaşlanma ve yaşlı nüfus trendlerini detaylandıran 2024 raporu ile yaşlanma sürecini ve politika önerilerini keşfedin.
Türkiye’de Aktif Yaşlanma Endeksi ve Yaşlı Nüfusun Gelişimi
Türkiye İstatistik Kurumu tarafından hazırlanan ve ilk kez yayımlanan “Aktif Yaşlanma Endeksi” (AYE) bülteni, 2024 verilerini kapsamaktadır. Bu kapsamlı çalışma, yaşlanma dinamiklerini ve nüfus yapısındaki değişimleri detaylı biçimde ele almaktadır. Bültenin girişinde, araştırmanın temel gerekçeleri ve Türkiye’nin demografik dönüşüm sürecine dair bilgiler yer almaktadır.
Küresel ve Ulusal Demografik Dönüşüm
“Yaşlı nüfus oranı artarken çocuk ve genç nüfus oranı düşüşte” ifadesiyle özetlenebilecek küresel yaşlanma trendi, Türkiye’de de kendini gösteriyor. Ülkede, demografik yapının hızla değiştiği ve yaşlanan nüfusun artışa geçtiği gözlemleniyor. Bülten, özellikle doğurganlık hızındaki dramatik düşüş ve sağlık alanındaki ilerlemelerin bu değişimde etkili olduğunu vurguluyor. Son 10 yılda doğurganlık hızındaki azalma ve yaşam süresinin uzaması, yaşlı nüfusun toplam içindeki payını artırıyor.
Aktif Yaşlanma Endeksi’nin Gelişimi ve Bileşenleri
Birleşmiş Milletler Avrupa Ekonomik Komisyonu’nun katkılarıyla geliştirilmiş olan Aktif Yaşlanma Endeksi (AYE), toplumdaki yaşlı bireylerin çeşitli alanlardaki etkinliklerini ölçmeye yönelik çok boyutlu bir değerlendirme aracıdır. Bu endeks, istihdam, toplumsal katılım, bağımsız ve sağlıklı yaşam ile aktif yaşlanma ortamlarının sağlanma seviyelerini 4 ana bileşende inceler.
Yaşlı Nüfusun Artış Hızı ve Projeksiyonlar
Türkiye’de 65 ve üzeri yaşta olan nüfus, 2019 yılında yaklaşık 7,55 milyon iken, 2024 itibarıyla bu sayı %20,7 artışla 9,11 milyona ulaşmıştır. Toplam nüfus içindeki oranı ise %9,1’den %10,6’ya yükselmiştir. Gelecek yıllar için yapılan projeksiyonlar, 2030’da bu oranın %13,5, 2040’ta %17,9, 2060’ta %27, 2080’de %33,4 ve 2100’de yaklaşık %33,6’ya çıkacağını öngörmektedir. Bu veriler, yaşlı nüfusun hızla artışını ve toplumun yaşlanma sürecini net biçimde ortaya koymaktadır.
AYE Verileri ve Bölgesel Dağılım
Türkiye’nin AYE değeri 2023’te 28,7 iken, 2024’te bu değer 29,7’ye yükselmiştir. Endeks ve bileşenleri 0 ile 100 arasında değerler alarak, yüksek değerlerin toplumda daha aktif ve sağlıklı bir yaşlanma sürecine işaret ettiğini gösterir. İstihdam bileşeni, 2023’te 25,9 iken 2024’te 27,6’ya yükselmiş; topluma katılım ise 12’den 12,5’e çıkmıştır. Bağımsız, sağlıklı ve güvenli yaşam bileşeni ise 65,5’den 65’e gerilemiş olup, kapasite ve elverişli ortam endeksi 44,3’den 46,1’e yükselmiştir.
Avrupa Birliği’ndeki Durum ve Karşılaştırmalar
AB ülkeleriyle kıyaslandığında, 2018 yılında AB ortalaması 36,8 olan aktif yaşlanma endeksi, 2023’te 36,8’e ulaşmıştır. En yüksek değerler sırasıyla İsveç (47,8), Hollanda (43,7) ve Danimarka (43,3) ülkelerinde görülürken, en düşük seviyeler Yunanistan (28,4), Hırvatistan (30,5) ve Romanya’da (31,2) kayıtlara geçmiştir. Cinsiyet bazında incelendiğinde, erkeklerde AB ortalaması 38,5 iken, Türkiye’de bu oran 34,5; kadınlarda ise AB ortalaması 35,3 iken, Türkiye’de 25,3 seviyesindedir.
Bölgesel Dağılım ve Cinsiyete Göre İnceleme
Türkiye’de bölgesel açıdan en yüksek endeks değeri 33,3 ile Doğu Karadeniz Bölgesi’nde görülmektedir. Bunu 31,9 ile Batı Marmara ve 30,8 ile Kuzeydoğu Anadolu izler. En düşük bölge ise 26,9 ile Güneydoğu Anadolu olup, onu 28,7 ile Akdeniz ve 28,8 ile Orta Anadolu takip eder. Cinsiyet bazında bölgesel analizde, Doğu Karadeniz’de erkekler için 38,2 ve kadınlar için 28,4 endeks değerleri yüksek seviyededir. Ayrıca, en büyük cinsiyet farkı Ortadoğu Anadolu Bölgesi’nde gözlemlenmiştir.
Sonuç ve Değerlendirme
Türkiye’nin yaşlanma ve aktif yaşlanma göstergeleri, hem ülke içi hem de uluslararası karşılaştırmalarda önemli veriler sunmaktadır. Bu veriler, politika yapıcıların ve toplumun, yaşlanan nüfusun ihtiyaçlarına uygun stratejiler geliştirmesi adına kritik öneme sahiptir. Demografik dönüşüm hızla devam ederken, aktif ve sağlıklı yaşlanma konusunda atılacak adımlar, toplumun sürdürülebilirliği ve refahı açısından büyük önem taşımaktadır.