Türkiye ve ABD’nin Suriye’deki Terörle Mücadele Stratejisi ve SDG ile Son Gelişmeler

Türkiye ile ABD’nin Suriye’deki PKK/YPG Terör Örgütüne Yönelik Yaklaşımları ve Son Gelişmeler

Son zamanlarda, Türkiye ile Amerika Birleşik Devletleri arasında Suriye’nin kuzeyinde faaliyet gösteren ve kendilerini Suriye Demokratik Güçleri (SDG) olarak adlandıran terör örgütüne karşı artan bir rahatsızlık ve sabırsızlık dile getirildi. Bu gelişmeler, bölgedeki güvenlik dinamiklerini ve uluslararası ilişkileri önemli ölçüde etkileyebilecek nitelikte.

İngiltere merkezli Middle East Eye tarafından yayınlanan ve bölgedeki güvenilir kaynaklara dayandırılan bilgilere göre, SDG’ye bağlı silahlı unsurların doğrudan Suriye hükümetiyle entegre edilmesi amacıyla örgüte 30 günlük bir süre tanındı. Bu süreç, örgüte karşı alınacak yeni önlemler ve yapılacak anlaşmalar açısından kritik bir dönemeç olarak görülüyor.

Haberde, Middle East Eye’ın bölgedeki çeşitli kaynaklardan aldığı bilgiler ışığında, teröristbaşı Mazlum Abdi’nin Mart ayında Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad ile gerçekleştirdiği görüşmelerin detaylarına yer verildi. Bu görüşmenin ardından, ABD ve Türkiye’nin ortak kararıyla, SDG’nin mevcut yapısının yeniden düzenlenmesi ve örgüte bağlı unsurların Suriye rejimine entegre edilmesi yönünde önemli adımlar atıldı. Anlaşmanın temel amacı, örgüte bağlı silahlı grupların doğrudan Suriye devletine bağlanması ve bölgedeki kontrolün güçlendirilmesi olarak özetlenebilir.

Middle East Eye, bu görüşmelerin ardından SDG’ye sert bir ümidat verildiğini ve örgüte 30 günlük bir zaman dilimi tanındığını vurguladı. Bu süre zarfında, örgütün söz konusu anlaşmayı kabul etmesi ve silahlı unsurlarını rejime entegre etmesi bekleniyor. Aksi takdirde, örgütün karşı karşıya kalacağı yaptırımlar ve sahadaki dengelerin tamamen değişebileceği uyarısı yapıldı.

ABD ve Türk yetkililerin açıklamaları ise, artık SDG’nin “federasyon” veya özerklik planlarına sabır göstermedikleri ve bu hedeflerin artık rafa kaldırılması gerektiği yönünde kararlı tutum sergilediklerini ortaya koyuyor. Bu tutum, bölgedeki güç dengelerini ve uluslararası stratejileri yeniden şekillendirecek nitelikte.

Haberde ayrıca, ABD’nin bölgede PKK/YPG’ye sağladığı desteğin aşamalı olarak azaltıldığı ve Türkiye ile ABD arasındaki ortak görüşlerin, SDG’nin geleceği konusunda uyumlu hale getirildiği belirtildi. Bu gelişmeler, örgütün bölgede hareket alanını daraltmaya yönelik önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.

Eğer SDG, söz konusu 30 günlük süre içinde Suriye ordusuna entegre olmadan hareket ederse, örgütün karşılaşabileceği yaptırımlar ve bölgedeki dengelerin köklü bir şekilde değişebileceği uyarısı sıkça dile getiriliyor. Bu durum, bölgedeki güç haritasını yeniden şekillendirecek bir dönüm noktası olabilir.

Analistler, Middle East Eye’ın analizinde, Suriye’deki mevcut dengeler ve bölgedeki bölgesel güçler arasındaki rekabet bağlamında, ABD ve Türkiye’nin SDG’ye yönelik bu baskısının oldukça kritik bir aşamaya geldiğine dikkat çekiyor. Bölgedeki güç dinamiklerinin bu süreçte önemli ölçüde değişebileceği öngörülüyor.

Türkiye’nin sınır güvenliği ve ABD’nin bölgesel stratejileri doğrultusunda, SDG’ye verilen bu 30 günlük sürenin sonunda alınacak kararların, bölgedeki güç dengelerini ve istikrarı belirleyeceği düşünülüyor. Bu gelişmeler, bölgeye yeni bir güvenlik ve siyasi düzen getirebilir veya mevcut dengeleri daha da karmaşık hale getirebilir.